20 Şubat 2011 Pazar

Misfits


Bafta ödüllü İngiliz dizisi Misfits, son yıllarda izlediğim en komik, en orijinal, en eğlenceli dizi. Bu şahane yapımın sadece iki sezon ve 13 bölüm olması koca bir şaka gibi. Neyse ki devam ediyor ve 2011'in sonbaharında üçüncü sezonla hayatlarımızı güzelleştirmeye devam edecek. O zamana kadar da mümkün olduğunca çok insanı Misfits'ten haberdar etmeyi kutsal bir görev haline getiriyor ve ilk adımı bu yazıyla atıyorum!

Pek de ağır olmayan suçlar işlemiş ve sonuç olarak hapisten yırtmış, ama birkaç ay boyunca kamu hizmeti cezasına çarptırılmış beş gencimiz var. Kamu hizmetlerinin ilk gününde tuhaf bir fırtına çıkıyor ve beşine birden yıldırım çarpıyor, bunun üzerine de zamanı geriye alabilmek, insanların aklından geçen düşünceleri okuyabilmek, görünmez olabilmek ve dokunduğu kişileri şehvetten deliye döndürebilmek gibi doğaüstü güçlere sahip oluyor genç suçlularımız. Böyle bir konuyla karşılaşınca, ABD yapımı fantastik dizilerdeki aşırı steril, yapay, heroic karakterlerle büyümüş bir gençliğin gururlu üyeleri olarak aklımızdan bu insanların kötülüklere savaş açıp dünyayı kurtarmaya girişeceği geçiyor hemen. Ama hayır, Misfits'teki karakterlerin hiç böyle bir dertleri yok. Nitekim Nathan'ın pilot bölümün sonunda söylediği gibi, "Öyle şeyler Amerika'da olur". Bizim misfitler İngiliz, ve benzer dizilerin çekildiği Amerikan yapımlarındaki karakterlere göre çok daha komik, çirkin, pis ve çok daha az karikatürize, kahramanvari ve "ahlaklı"lar. Yani çok daha gerçekçiler, çok daha insan gibiler. Dünyayı kurtarmaya girişmek yerine, her gün turuncu tulumlarını giyip, çöpleri toplamaktan parklardaki bankları boyamaya çeşit çeşit, keyif keyif görevler içeren işlerini yapmaya devam ediyor, o arada da hayatlarını sürdürebilmeye çalışıyorlar. Hepsi bu.

Misfits'in müzikleri mükemmel. The Rapture, Blur, Iron & Wine, The Velvet Underground, Damien Rice, The Cure, Massive Attack, The XX ve daha neler neler. Sırf müzikleri için bile izlenebilecek bir diziden bahsediyoruz -bir de şahane bir hikayeye, inanılmaz komik diyaloglara, nefis oyunculuklara ve harika bir görüntü yönetimine sahip olduğu gerçeği var tabii. Aslında bu dizi sadece Nathan karakteri ve bu karaktere kelimelerin tarif etmekte yetersiz kalacağı bir yetenekle hayat veren İrlanda kökenli Robert Sheehan için bile izlenir. Ya da süper eğlenceli aksanı, gözlerini koca koca açıp laf koymaları, sıkı sıkı topladığı saçları ve altın kolyeleriyle "chav" Kelly (Lauren Socha) için. Ya da herhalde dünyanın en güzel kızlarından biri olan Alisha (Antonia Thomas) için. Ya da antisosyal, içine kapanık ve patetik nerd Simon'dan insanın kabuslarına girebilecek bakışlara ve dişlere sahip tüyler ürpertici shape-shifter'a, gerektiğinde soğukkanlılıkla cinayet işleyebilecek hafif fıttırık çocuktan fena halde karizmatik ve hatta seksi super-hoodie'ye kadar aklınıza gelebilecek her karaktere ve tipe müthiş bir başarıyla bürünebilen Iwan Rheon için. Kısaca: Misfits havada, karada, her durumda ve mutlaka izlenir. İzlenmelidir. (Beni halihazırda takip etmekte olduğum dizilerden bile soğuttu; filtre kahveyi bir kez tattıktan sonra hazır kahveye asla dönememek gibi bir durum.)


Misfits karakterlerinin twitter hesapları da var, benim en çok ilgimi çeken o süper aksanıyla konuşur gibi yazan Kelly'ninki oldu, ilgilenenlere: @kellymisfits. (Şöyle twit'lere rastlamak mümkün: Fish dnt hav dicks ... Js herd about simon + jessica. Knew it woznt gna wrk girls shud nver be taller than the boy ... Alisha seems propa guttd bout her nd curtis. Wish I cud cheer her up bt I cn neva rememba any good jokes ... Wot?)

Tuhaf bir şekilde Heroes'la karşılaştırılma durumu var Misfits'in, onu da bir açıklığa kavuşturmalı. Tam olarak karşılaştırma denemez de, "Heroes'a benziyor ama çok daha iyi, Heroes ve Skins'in karışımı sanki!" gibi şeyler duyuyorum. Misfits'in Heroes ile tek benzerliği, süper kahraman güçlerine sahip olan insanlarla ilgili olması ama bu konuya var olan hemen her fantastik dizide rastlamak mümkün zaten. Heroes çok kötü bir diziydi, Misfits'le ilgili haberlerde adı geçmesi bile rahatsız edici. Skins ile de pek bir alakası yok; İngiliz dizisi olması ve karakterlerin alışageldiğimiz dizilere göre çok daha gerçekçi olmaları dışında. Skins bir gençlik dizisi, Misfits ise... Misfits ne dizisi gerçekten bilemiyorum. Komedi, dram, gizem, korku, gençler, yaşlılar... İçinde her bir şey olan, kısacık 2 sezonuyla bile şimdiden kült statüsüne erişmiş bir proje.

* Buradan sonraki görseller diziyi izlemeyenler için pek bir şey ifade etmeyecektir. O yüzden izleyip öyle gelin :p










"We’re young. We’re supposed to drink too much. We’re supposed to have bad attitudes and shag each other’s brains out. We are designed to party. This is it. Yeah, so a few of us will overdose or go mental. But Charles Darwin said you can’t make an omelette without breaking a few eggs. And that’s what it’s all about, breaking eggs! And by eggs, I do mean, getting twatted on a cocktail of Class As. If you could just see yourselves! It breaks my heart. You’re wearing cardigans! We had it all. We fucked up bigger and better than any generation that came before us. We were so beautiful! We’re screw-ups. I’m a screw-up and I plan to be a screw-up until my late 20's, maybe even my early 30's. And I will shag my own mother before I let her or anyone else take that away from me!"

-Nathan the Beautiful Bitch

10 yorumcuk:

Persephone dedi ki...

Nathan'ın nutku kesinlikle favori sahnem :D Hastasıyız :D

Ayrıca ikinci sezonda Simon'ın geçirdiği değişime ne demeli? O kadar creepy bir tip nasıl olur da bu kadar karizmatik hale gelebilir, hala şaşıyorum :P Iwan Rheon'un mahareti herhalde diyip geçiyorum :)

maRLa dedi ki...

dizinin görüntüleri, kareler, çekimler çok güzel. ekran renkleri de çok çok iyi. kurguyu, senaryoyu, oyuncululuğu geçip bu açıdan baksak bile çok başarılı.

SirEvo dedi ki...

"Nathan, yeryüzüne gelmiş en şerefsiz varlıklardan biri. 1 dakika konuşsanız gebertmek isteyeceğiniz türden bir insan. Sürekli milletle alay eden, lakaplar takan ama hayatı hiç takmayan bir karakter. Ama bu karakteri öyle bir tasarlamışlar ki, ama Robert Sheehan öyle bir oynuyor ki, onun arkadaşı olmak, sürekli yanında takılmak falan istiyorsunuz. Hareketleri, küfürleri, verdiği hazır cevapların müthişliği, ve daha saymama gerek olmayan ve sizin keşfedeceğiniz yönleriyle diziye süper bir hava katıyor."

Yazdıydım ben de. Nathan olsun, Kelly olsun müthiş karakterler ve özletiyorlar da izledikten sonra. Mutlaka izlenesidir. Yazını da keyifle okudum Çavlan. Bu dizi üzerine daha fazla yazı görmek lazım aslında. Herkese tanıtmak lazım. :)

Hatta fırsat bu fırsat ben de vereyim benim yazıyı. :D

http://cineshoot.blogspot.com/2010/12/dizi-tavsiyesi-misfits-2009.html

even better than the real thing dedi ki...

Böyle bir yazıdan sonra kesinkes izlenecek bu dizi, hem de hemen! :)

Sycorox dedi ki...

Her şeyiyle öyle bağlıyor ki bu dizi, bir çırpıda sezonları bitiriyorsunuz. Son zamanlarda yapılmış en iyi yapımlardan biri evet.
Müziklerde şahane evet.

Kusura bakmasınlar ama Heroes bu dizinin yanından geçemez katılıyorum size.
İzlemeyenler çok şey kaçırıyorlar

closet monkey dedi ki...

Müthiş bir yazı olmuş, misfits'i acaip merak ettim okuyunca, izlicem mutlaka <3

okyay dedi ki...

bu yazıyı okuduktan sonra serinin ilk sezonunu aldım, biraz önce de ilk bölümü izledim. ilk 10 dakika boyunca "noluyo lan" modundaydım ama sonra bir içine çekmiş beni, şimdi 2. böbülümü izliceğim için bu yorumu hızlı hızlı yazıyorum yani anlayın :) derhal sonra ki sezonu da bulmalı. şu ingilziller de koskoca bir yılda bi diziye 6 bölümcük çekmeseler olmaz!

wessago dedi ki...

sizin sevmenizden nefret ediyorum. dizi ilk çıktığı zamanlar izlemeye başladım o zaman 4 bilmem ne sponsorluk ediyordu. şimdi ise herkes izliyor :)

Short Skirt Long Jacket dedi ki...

Ay resimlere çok güldüm :)) Tez vakitte bulup izlemeli bu diziyi!

Mathieu dedi ki...

İlk bölümü izledim an itibariyle.Eheh,en son Bored To Death'i izlerken bu kadar eğlenmiştim.Skins + Heroes şeklinde kabaca özetlenebilir dizi ama çok eğlenceli yav.Karakterlerin birinin diğerine "ya bizim gibi bir çok insan varsa" sorusuna cevabı "Burası Amerika değil" olunca zaten dizinin genel havası anlaşılıyor az çok.
Kelly favorim.Aksanı her ne kadar ilk başta irrite etse de beni,sonradan sevmeye başladım.