25 Kasım 2009 Çarşamba

Mim


Umut'un kaleminden:
Iıı merhaba, bu postu nasıl sınıflandırırız bilmiyorum. Bence Çavlan açıklasın. Evet evet, söz Çavlan'da.

Çavlan'ın klavyesinden:
Mimlendik mirim. Ben mimlenmenin ne olduğunu bile bilmiyordum, Umut açıkladı. Bir blogcu kendisine de aynı şekilde gelen soruları yanıtladıktan sonra seni mimliyormuş, sana düşen de o soruları cevaplamak, sonra mimleyecek bir başka blog bulmakmış. Mimleyen şahıs Umut'un ablası olduğundan ve bu mimleme işini çok güzel bir kitap fuarı yazısının sonlarında gerçekleştirdiğinden, ayrıca gene o yazıda bizim reklamımızı yaptığından, üstüne üstlük söz konusu yazıda benden pek bir tatlı bahsettiğinden, her ne kadar Umut sallamaya meyilli olsa da bu oto-röportajı gerçekleştirmeyi boynumun borcu biliyor, üstelik soruları müstesna blogumuzun iki yazarına da cevaplatıyorum (kendime de, evet. ilginç). Ve fakat blog camiasına çok yabancı (ya da 'yeni' mi desek) olduğumdan bunu paslayacak blog bulamıyorum. Mimlenme tamam da mimleme eksik kalıyor. Kalıversin.

1. Şu an okumakta olduğunuz kitap nedir? Kısaca konusunu anlatır mısınız?
Umut: Şu an okuduğum kitap SecureSWF kullanım kılavuzu. Bence kullanım kılavuzlarını da kitaptan sayalım, hayat daha güzel olsun. :) O olmuyorsa Marc Levy'den "Keşke Gerçek Olsa" diycem ama ona da bir haftadır el sürmedim. Konusu tripten tribe koşan hayalet kadınla anne fetişi tavan yapmış romantik mimarın ilişkisi üzerine.
Çavlan: Valla utanıyorum açıklarken ama Kapital Manga. En azından para verip almadığımı, bir şekilde elime geçtiğini söylesem utancım azalır mı? Azaldı azıcık. Okumakta olduğum değil de birkaç saat önce bitirdiğim şey aslında (şey, evet). Zaten boktan mı boktan çizimler ve az mı az baloncukla dolu olduğu için yarım saat dahi sürmedi okuması, kusa kusa okudum.

2. En son aldığınız kitap?
Umut: Zaman Makinesi diye saatler üzerine bir kitap, bir de Tübitak (Emrah Ablak'ın çizgi hikayeleri olan).
Çavlan: Otisabi'nin 2. ve 3. ciltleri.. Bunlar kitap sayılıyor mu? Sayılmıyorlarsa (!) Neil Gaiman'ın Mezarlık Kitabı.

3. Şimdiye kadar aldığınız kitaplar içinde en sevdiğiniz hangisidir?
Umut: Öeh, bilmiyorum.
Çavlan: Çok garip bir soru bu, sadece satın aldığım kitaplar arasından mı en sevdiğimi seçmek zorundayım şimdi, bulduğum/hacıladığım/babamdan geçen/arkadaşımdan kalan/kütüphaneden bulunan kitapların arasında olamaz mı şu beni en çok etkileyen kitap? Ayrıca çocukken Cinali, büyükken de Stephen King'den başka bir şey okumamış kütüklerin dışında bu soruyu tek bir kitapla yanıtlayabilecek olan var mıdır? Adama en sevdiği şarkı ya da en sevdiği filmin sorulması kadar abes bu, bu liste dönem dönem değişeceği gibi, hiçbir zaman da tek kitapla sınırlı kalamaz ki. Ama işte, mimlenmişiz, el mahkum :) İlle de tek bir kitap seçmek gerekiyorsa John Fowles'ın Büyücü'sünü seçiyorum, beni en çok etkilemiş kitap budur zamanında.

4. Bir türlü bitiremediğiniz, bitirseniz de sizi illallah ettiren kitap hangisidir?
Umut: Neuromancer'ın Türkçe çevirisi. Hiçbir şey anlamamıştım. Bir de heyecanlanıp arkadaşa da hediye etmiştim bundan ama sonra fark etmişim çevirinin dandik olduğunu.

Çavlan: Umberto Eco'nun Foucault Sarkacı ve Georges Perec'in Yaşam Kullanma Kılavuzu. Yaşam Kullanma Kılavuzu'nu uzun kasışlar sonucu bitirebilmiş, bitirince de aslında gereksiz yere gözümde büyüttüğümü düşünmüştüm.. Foucault Sarkacı'nı ise lisede okumaya yeltenmiştim, ortalarında kafamın almadığını fark edip bırakmıştım, hâlâ bir rafta durup bakar bana arada. Belki zekam gelişmiştir, tekrar denemenin zamanı gelmiştir..

5. Elinizdeki kitap bitince okumayı düşündüğünüz kitap nedir?
Umut: En son satın aldığım kitaplar işte. Bu sorular kısır döngü içine girdi yalnız. Neyse bunu da atlattık.
Çavlan: Eee.. Yani buna nasıl bir yanıt verilir bilmiyorum, Tüyap'tan eşek yükü kadar (o kadar utanç verici ki sayıyı telaffuz edemiyorum) kitapla dönmüş olduğum ve o kitapların -henüz okunmamış olanlarının- tümünü de deli gibi okumak istediğim için, büyük ihtimal hepsinin kucak kucağa durduğu rafa gidip elime geleni alıp okumaya başlayacağım. Öyle işte.

4 yorumcuk:

Elif Derviş dedi ki...

ehehe süper yazı olmuş :))

Çavlan dedi ki...

hoho eyvallah :)

çello çalan kedi dedi ki...

çavlan, ughhg diyorum "büyücü" için. yani süperdi. insanoğlu ne garip, aynı kitaptan etkilenen birini görünce tanıdık geliyor sanki o kişi. sen bana bakma, ben bir andan öylesine konuşur buldum kendimi.. (:

Çavlan dedi ki...

Bana da oluyor aynısı, hani etkilendiğim herhangi bir kitap değil de 'Büyücü'yse söz konusu, doğum günü benimkiyle aynı olan birisiyle tanıştığımdakine benzer yakınlık hisleri içine giriyorum :)