Çocukken yazlıkta geçirdiğim ve okulların açılmasını hevesle beklediğim bir yaz (hevesle bekliyorsam okula hiç gitmemişim, bu mantıkla 7 yaşında olduğum sonucu çıkabilir!) TRT'nin her gün bir bölümünü gösterdiği bir animeye aşık olmuştum. Aklımda adı yıllarca "Uzun Bacaklı Adam" olarak kalmış bu çizgi film, yetimhanede büyüyen, fakat lise çağına geldiğinde isminin açıklanmasını istemeyen bir hayırsever tarafından yatılı bir liseye gönderilen Judy isimli, saçları Pippi Uzunçorap'a fena halde benzeyen (kızıl, örgülü, örgüler havada) tatlı bir kızın lise yaşamını anlatırdı. Tatil bitti de benim İstanbul'a (ve okula) mı dönmem gerekti, yoksa TRT mi birdenbire -dizinin sonunu göstermeden- yayını kesti bilemiyorum, ama sonunu izleyememiş ve çok ama çok üzülmüştüm. Garip gelebilir bu ama, geçen yıllarda ara ara aklıma geldi bu anime ve deli gibi merak ettim nasıl bittiğini.
Tam da bu nedenle, geçen hafta çook büyük bir tesadüf eseri bu animenin uyarlandığı romanla karşılaşınca deli gibi sevindim. Evet bir çocuk kitabı bu (aslında young-adult türüne de dahil edilebilir, Türkçe 'ilkgençlik' mi işte ne deniyorsa), ama sanırım zamanında çizgi filmine bayıldığım için çok keyif aldım ben okurken. Çocuğunuz varsa mutlaka okutun ona bu romanı diyorum o yüzden, ya da benim gibi animeyi yarım yamalak hatırlayanlardan ve sevgiyle ananlardansanız da mutlaka okuyun, hatta konuyla ilgili hiçbir fikriniz yoksa bile okuyabilirsiniz. Çocuk kitabı olabilir ama çok eğlenceli.
Kitabın konusu da şöyle: Eski usül yönetilen bir yetimhanede büyümüş olan 17 yaşındaki Jerusha Abbott'ın adı, yetimhanenin müdürü tarafından kendisine dini bir mezar taşından (Jerusha) ve telefon rehberindeki rastgele isimlerin arasından (Abbott) verilmiştir. Aslında 15 yaşına geldiğinde yetimhaneyi terk etmesi gerekmektedir, ama onu alan koruyucu aile çıkmamıştır. John Grier yetimhanesinin yönetimi de, yetimhaneyi temizlemesi, çocuklarla ilgilenmesi gibi işler karşılığında, Jerusha'nın orada kalmasına izin vermiştir. Bir gün yetimhaneye bağışta bulunan, bazı çocukları da okutan hayırseverlerden biri Jerusha'nın yazdığı (yetimhaneyle dalga geçen) bir kompozisyonu okuyup çok beğenince, kızımızı 4 sene boyunca üniversitede okutmaya, eğitim masraflarını karşılamaya, her ay da özel bir harçlık göndermeye karar verir, fakat bazı şartları vardır.
Tam da bu nedenle, geçen hafta çook büyük bir tesadüf eseri bu animenin uyarlandığı romanla karşılaşınca deli gibi sevindim. Evet bir çocuk kitabı bu (aslında young-adult türüne de dahil edilebilir, Türkçe 'ilkgençlik' mi işte ne deniyorsa), ama sanırım zamanında çizgi filmine bayıldığım için çok keyif aldım ben okurken. Çocuğunuz varsa mutlaka okutun ona bu romanı diyorum o yüzden, ya da benim gibi animeyi yarım yamalak hatırlayanlardan ve sevgiyle ananlardansanız da mutlaka okuyun, hatta konuyla ilgili hiçbir fikriniz yoksa bile okuyabilirsiniz. Çocuk kitabı olabilir ama çok eğlenceli.
Kitabın konusu da şöyle: Eski usül yönetilen bir yetimhanede büyümüş olan 17 yaşındaki Jerusha Abbott'ın adı, yetimhanenin müdürü tarafından kendisine dini bir mezar taşından (Jerusha) ve telefon rehberindeki rastgele isimlerin arasından (Abbott) verilmiştir. Aslında 15 yaşına geldiğinde yetimhaneyi terk etmesi gerekmektedir, ama onu alan koruyucu aile çıkmamıştır. John Grier yetimhanesinin yönetimi de, yetimhaneyi temizlemesi, çocuklarla ilgilenmesi gibi işler karşılığında, Jerusha'nın orada kalmasına izin vermiştir. Bir gün yetimhaneye bağışta bulunan, bazı çocukları da okutan hayırseverlerden biri Jerusha'nın yazdığı (yetimhaneyle dalga geçen) bir kompozisyonu okuyup çok beğenince, kızımızı 4 sene boyunca üniversitede okutmaya, eğitim masraflarını karşılamaya, her ay da özel bir harçlık göndermeye karar verir, fakat bazı şartları vardır.