Yazar: Xavier Dolan
Oyuncular: Xavier Dolan, Anne Dorval, François Arnaud
Tür: Biyografi|Dram
Yapım yılı: 2009
Ülke: Kanada
Dil: Fransızca
IMDb puanı: 7.3/10
Benim puanım: 7.5/10
Hem yönettiği, hem de başrolünde oynadığı, üstelik senaryosunu da -biyografik öğelere dayanarak- yazdığı J’ai Tue Ma Mere (I Killed My Mother/Annemi Öldürdüm) geçen sene Cannes'da bayağı bir ses getirince, daha 20 yaşında bile olmayan Xavier Dolan "mucize çocuk" olarak dikkatleri üzerine çekti. Film, bizdeki festivaller de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki festivallerde bolca ilgi topladı, ödüller aldı. Geçen sene festival filmlerine bakarken konusu ilgimi çekmeyince elediğim bir film olmuştu J’ai Tue Ma Mere, ama birkaç hafta önce bu civardaki birkaç sinemada gösterime girince, bir hayli de iyi eleştiriler aldığını duyunca, izlemeye karar verdim. İyi ki de izlemişim. Sizi derinden sarsacak, kafanızı günlerce meşgul edecek, "müthiş film" olarak tanımlayacağınız bir film değil belki bu, ama iddiasız, yalın, komik bir film. Fakat ismine kanmayın: bir suç filmi değil J’ai Tue Ma Mere. Çocuk annesini bilindik anlamda öldürmüyor. Tersine, ideal olmasa da son derece gerçekçi, özellikle yalnız anneyle büyümüş ve sorunlu bir ev yaşamı olmuş çocukların kendi ergenliklerindeki aile yaşantılarından çok şey bulacağı bir ilişkisi var annesiyle arasında.
Hubert Minel, yazmayı ve resim yapmayı seven, 16 yaşındaki gay lise öğrencisi, babasından uzun yıllar önce boşanmış annesi Chantale ile yaşar, ikisinin arasında ara ara izleyiciyi şok (ve rahatsız) eden, ara ara da "aa ben de aynısını yaşadım" dedirten bol kavgalı ve gürültülü bir sevgi-nefret ilişkisi vardır. İlk sahnelerde Hubert gereksiz yere sorun çıkartan, sürekli bağırıp çağırarak, bunu yapmadığında da annesini çeşitli konularda (yeme alışkanlıklarından dolayı mesela) bolca aşağılayarak çok itici, kaba ve sorunlu bir yeniyetme portresi çiziyor. Ancak filmin ilerleyen dakikalarında anlıyoruz ki, Chantale de pek öyle çekilir -ve hatta sağlıklı- bir anne değil.
Hubert Minel, yazmayı ve resim yapmayı seven, 16 yaşındaki gay lise öğrencisi, babasından uzun yıllar önce boşanmış annesi Chantale ile yaşar, ikisinin arasında ara ara izleyiciyi şok (ve rahatsız) eden, ara ara da "aa ben de aynısını yaşadım" dedirten bol kavgalı ve gürültülü bir sevgi-nefret ilişkisi vardır. İlk sahnelerde Hubert gereksiz yere sorun çıkartan, sürekli bağırıp çağırarak, bunu yapmadığında da annesini çeşitli konularda (yeme alışkanlıklarından dolayı mesela) bolca aşağılayarak çok itici, kaba ve sorunlu bir yeniyetme portresi çiziyor. Ancak filmin ilerleyen dakikalarında anlıyoruz ki, Chantale de pek öyle çekilir -ve hatta sağlıklı- bir anne değil.