Londra'da yerel bir radyoda gece geç saatlerde yayınlanan bir radyo programı sunan, bu programda telefonla arayan dinleyicilerin sorunlarını, korkularını ve pişmanlıklarını dinleyip onlara akıl veren Xavier, aslında birkaç yıl önce pılını pırtını toplayıp İngiltere'ye gelmiş bir Avustralyalı. Sadece arkadaşlarını ve ailesini değil, ismini de arkasında bırakan Xavier (ya da Chris), romanın ikinci yarısından önce öğrenemeyeceğimiz bir olaydan sonra yeni bir başlangıca ihtiyacı olduğunu düşünmüş ve mahkemeye başvurarak başharflerini pek sevdiği Xavier Ireland ismini almış. Her türlü yakınlaşmadan uzak bir yaşam süren dertli ve gizemli kahramanımız, hayatına Pippa isimli geveze bir temizlikçi kızın girmesiyle yıllardır aksatmadan uyduğu 'hiçbir şeye müdahele etme' kuralını boşlamaya başlıyor, ama geç kalmış olabilir mi acaba? Bir gün sokakta büyük çocukların zorbalık ettiği küçük bir çocuk gören, başta yarım ağızla müdahele etmeye çalışan ama yarı yaşındaki çete üyesi tipli çocuklardan tırsınca diğer çocuğu kurtarmadan çekip giden Xavier'nin bu hareketinin sonuçları bir şekilde dönüp dolaşıp onu bulacak olabilir mi? O karlı günde tanık olduğu olaya müdahele etmemeyi seçmesinin -romana da adını veren- 11 yabancı insanın hayatı üzerinde ilginç etkileri olacağını, Xavier'nin sadece seçimlerinin değil seçmediklerinin de nelere yol açabileceğini anlatıyor On Bir.
Bu konsept yani Xavier'nin minik bir kararının -daha doğrusu karar eksikliğinin- alakasız insanların yaşamını derinden sarsacak değişikliklere neden olacak bir sonuçlar zinciri başlatması bana çok ilgi çekici geldi, üstelik yazar başka ellerde son derece önceden kestirilebilir biçimde ilerleyecek ve yer yer zorlama görünebilecek bu konuyu çok iyi işlemiş. Ortada on bir hayat, tek bir an ve o andaki tek bir karardan doğan sonsuz sonuç var, Xavier de bu bir şekilde kesişen yaşamların tümünün tam kalbinde duruyor. İngiltere’nin yeni dönem komedyenlerinden biri olan Mark Watson, son derece karmaşık olabilecek bu hikayeyi ilmik ilmik örerek ve akıcı bir dille anlatarak, okuyucunun elinden bitirmeden bırakamayacağı sürükleyicilikte bir kitap yazmış.
Bu konsept yani Xavier'nin minik bir kararının -daha doğrusu karar eksikliğinin- alakasız insanların yaşamını derinden sarsacak değişikliklere neden olacak bir sonuçlar zinciri başlatması bana çok ilgi çekici geldi, üstelik yazar başka ellerde son derece önceden kestirilebilir biçimde ilerleyecek ve yer yer zorlama görünebilecek bu konuyu çok iyi işlemiş. Ortada on bir hayat, tek bir an ve o andaki tek bir karardan doğan sonsuz sonuç var, Xavier de bu bir şekilde kesişen yaşamların tümünün tam kalbinde duruyor. İngiltere’nin yeni dönem komedyenlerinden biri olan Mark Watson, son derece karmaşık olabilecek bu hikayeyi ilmik ilmik örerek ve akıcı bir dille anlatarak, okuyucunun elinden bitirmeden bırakamayacağı sürükleyicilikte bir kitap yazmış.