ON8, çocuk kitapları yayınlayan Günışığı Kitaplığı'nın yeni markası olarak geçen ay 3 kitapla birlikte yayın hayatına başladı. Yurtdışında Young Adult (Türkçeye birebir çevirince "genç yetişkin" oluyor ama bana çok anlamlı gelmiyor, o yüzden "ilkgençlik" diyorum) olarak adlandırılan alanda kitaplar yayınlamak üzerine kurulan ON8, bana göre çok güzel bir iş yapıyor çünkü Türkiye'de ilkgençlik kitapları ne yazılıyor, ne de dünya edebiyatından örnekleri çevriliyor -her yere yayılmış olan o korkunç romantik vampir kitaplarını saymazsak elbet, ki saymayalım.
Kırmızı Başlıklı Kız Ağlıyor (Beate Teresa Hanika)
Ensesti, çocuk istismarını ve cinsel tacizi merkeze alan roman, 13 yaşındaki Malvina'nın ağzından yazılmış. Arka planda kendini çok da belli etmeden ilk aşkını yaşıyor Malvina, ama bu ilk aşk büyükbabanın tacizinin gölgesinde kalıyor. Malvina ne kadar konuşmak istese de asla bağıramıyor, kısık sesini de kimse duymuyor ya da duymayı "seçmiyor", ne Malvina'yı her gün büyükbabasını ziyaret etmek zorunda bırakan babası, ne ilgisiz annesi, ne güya iyi anlaştığı ağabeyi, ne de -ölüp gitmeden- torununu pek bir sever görünen babaannesi. Malvina'nın yaşadıklarından utanç duymamayı ve yüksek sesle bağırmayı öğrenmesi çok zaman alıyor, ama nihayet bağırdığında ablası, erkek arkadaşı, en yakın arkadaşı ve dedesinin göçmen komşusu sesini duyuyor. Duyacak birileri mutlaka oluyor.
Genç Alman yazarın ödül manyağı bu ilk romanı kısa, son derece akıcı bir dille yazılmış, su gibi akıp giden bir kitap, ama aynı zamanda akıp gitmeyen, okuması zor, sık sık büyükbaba katili olma düşlerine daldırıcı, rahatsız edici, bunaltıcı, tam da bu nedenlerden okunması elzem bir kitap.
İntihar Notlarım (Michael Thomas Ford)
45 bölümden oluşan İntihar Notlarım'ın her bölümü, 15 yaşındaki Jeff'in bileklerini keserek intihar girişiminde bulunduktan sonra kaldırıldığı psikiyatri kliniğinde geçirdiği bir gününü anlatıyor. Böyle yazınca kulağa çok depresif ve karanlık bir kitap gibi geliyor, ama aslında değil, tersine, baş karakterin alaycı ve eğlenceli anlatımı sayesinde romanın yer yer bir hayli komik olduğu bile söylenebilir. Bu yazıdaki kitaplar arasında favorim de İntihar Notlarım açıkçası; hem okuması -dili çok akıcı ve eğlenceli olduğu için- en keyifli olandı, hem de işlediği temalar açısından bana en çok hitap eden.
Jeff'in hiçbir seçeneği yok, tam 45 gün boyunca bu akıl hastanesinde kalıp hastanenin terapi programına katılmak; DoktorKartsalak Katzrupus'la teke tek seanslar yapmak, bu da yetmiyormuş gibi hastalarla toplu seanslara katılmak zorunda. Oysa Jeff bu uyuşturucu bağımlıları ya da anoreksik kızlardan biri değil ki, o "delilerin" arasına ait olmadığı kesin, aslında Jeff'in hiçbir sorunu yok. Yılbaşı gecesi jilet ve bileklerle bir şeyler olmuş olabilir, ama ondan bahsetmeye bile gerek yok, bir şey değildi o olay zaten, geçti gitti. Anlaşılacağı gibi, Jeff'in içinde neler olup bittiğini hemencecik öğrenmiyoruz, inkar mekanizması çok iyi çalışıyor çünkü. İşin can alıcı kısmı, yazarın, ana karakterin inkâr ve sanrılarını o farkına varmadan, ama onun ağzından okuyucuya son derece usta biçimde açık ediyor olması.
İntihar, cinsel taciz, depresyon, farklı cinsel tercihler ve kimlik karmaşası gibi çok çeşitli nedenlerden orada olan diğer hastalar da Jeff'in hayatına öyle ya da böyle bir şekilde dahil oluyor ve ortadaki puzzle'ın parçalarını tamamlamasında ona yardımcı oluyor. Jeff'in "bir şeyim yok" tavrının altında aslında kafası karışmış, utanmış, dünyadaki yerini anlamaya çalışan birisi var ve bunun, kendini öldürmeye çalışmasının nedenleriyle birlikte ortaya çıkması Jeff'in klinikte geçirdiği süre boyunca yavaş yavaş ve son derece gerçekçi bir şekilde oluyor.
Var mısın? Yok musun? (Guido Sgardoli)
İtalyan yazar Sgardoli, Var Mısın Yok Musun'da bir yol öyküsü anlatmış. 16 yaşındaki Gabri ve Franco, birbirlerinin en iyi arkadaşları, sıkıcı bir yaz gününde ailelerinden ayrı, kendi başlarına tatile gitmeye karar veriyorlar -daha doğrusu Gabri karar veriyor ve Franco'yu, şiddetli itirazlarına kulak asmadan zorla sürüklüyor... Franco risk almaktan hoşlanmayan, çekingen, titiz, düzenli, her şeyi ölçüp biçen, adım atmadan önce bile o adımı enine boyuna düşünen bir çocuk, Gabri ise düşünmeden hareket eden, anı yaşayan, heyecanlı, gürültücü ve coşkulu... Birbirlerini tamamlıyorlar belki de, ama arkadaşlıklar değişir, özellikle ergenlikte, kişilikler yerine otururken, kişiliklerin ve ilişkilerin değişmesi de için yoldan daha ideal bir yer, yolculuktan daha uygun bir zaman da olamaz herhalde.
Franco'nun ailesinin şu an boş olan yazlığında bir haftalığına yalnız başlarına tatil yapabilmek için ailelerinden yalvar yakan izin alan ikili, yazlığa varıp aileyi kente postalar postalamaz su kayağı yapacakları (ya da Gabri'nin yapacağı) bir kasabaya doğru trenle yola çıkıyorlar, fakat tren yarı yolda duruyor ve anlaşılıyor ki, iki gün sürecek, tüm toplu taşıma araçlarını etkileyecek bir genel grev başlamış! Kahramanlarımız el mahkum, otostopla aşmaya çalışıyorlar yolun kalanını. Bu yol adi hırsızlara, gamzeli kızlara, başıboş köpeklere, şamatacı yaşlılara, kara göllere ve daha nelere nelere gebe.
ON8'in yayın programındaki diğer kitaplar, yeni çıkan ama benim okumadığım Suçlu ve Kasım ayında yayınlanacak olan merakla beklediğim distopik roman Bağlantı.
Son olarak, biraz tuhaf bir ayrıntı gibi gelecek belki ama, kitapların boyuna bayıldım. Bildiğimiz kitap boyundan biraz daha küçük, ama cep boyu kitaplardan da daha büyük, tam kıvamı ve kararında, keşke bütün kitaplar bu boyda olsa diye düşündüren harikulade bir boyuttalar!
Kırmızı Başlıklı Kız Ağlıyor (Beate Teresa Hanika)
Ensesti, çocuk istismarını ve cinsel tacizi merkeze alan roman, 13 yaşındaki Malvina'nın ağzından yazılmış. Arka planda kendini çok da belli etmeden ilk aşkını yaşıyor Malvina, ama bu ilk aşk büyükbabanın tacizinin gölgesinde kalıyor. Malvina ne kadar konuşmak istese de asla bağıramıyor, kısık sesini de kimse duymuyor ya da duymayı "seçmiyor", ne Malvina'yı her gün büyükbabasını ziyaret etmek zorunda bırakan babası, ne ilgisiz annesi, ne güya iyi anlaştığı ağabeyi, ne de -ölüp gitmeden- torununu pek bir sever görünen babaannesi. Malvina'nın yaşadıklarından utanç duymamayı ve yüksek sesle bağırmayı öğrenmesi çok zaman alıyor, ama nihayet bağırdığında ablası, erkek arkadaşı, en yakın arkadaşı ve dedesinin göçmen komşusu sesini duyuyor. Duyacak birileri mutlaka oluyor.
Genç Alman yazarın ödül manyağı bu ilk romanı kısa, son derece akıcı bir dille yazılmış, su gibi akıp giden bir kitap, ama aynı zamanda akıp gitmeyen, okuması zor, sık sık büyükbaba katili olma düşlerine daldırıcı, rahatsız edici, bunaltıcı, tam da bu nedenlerden okunması elzem bir kitap.
İntihar Notlarım (Michael Thomas Ford)
45 bölümden oluşan İntihar Notlarım'ın her bölümü, 15 yaşındaki Jeff'in bileklerini keserek intihar girişiminde bulunduktan sonra kaldırıldığı psikiyatri kliniğinde geçirdiği bir gününü anlatıyor. Böyle yazınca kulağa çok depresif ve karanlık bir kitap gibi geliyor, ama aslında değil, tersine, baş karakterin alaycı ve eğlenceli anlatımı sayesinde romanın yer yer bir hayli komik olduğu bile söylenebilir. Bu yazıdaki kitaplar arasında favorim de İntihar Notlarım açıkçası; hem okuması -dili çok akıcı ve eğlenceli olduğu için- en keyifli olandı, hem de işlediği temalar açısından bana en çok hitap eden.
Jeff'in hiçbir seçeneği yok, tam 45 gün boyunca bu akıl hastanesinde kalıp hastanenin terapi programına katılmak; Doktor
İntihar, cinsel taciz, depresyon, farklı cinsel tercihler ve kimlik karmaşası gibi çok çeşitli nedenlerden orada olan diğer hastalar da Jeff'in hayatına öyle ya da böyle bir şekilde dahil oluyor ve ortadaki puzzle'ın parçalarını tamamlamasında ona yardımcı oluyor. Jeff'in "bir şeyim yok" tavrının altında aslında kafası karışmış, utanmış, dünyadaki yerini anlamaya çalışan birisi var ve bunun, kendini öldürmeye çalışmasının nedenleriyle birlikte ortaya çıkması Jeff'in klinikte geçirdiği süre boyunca yavaş yavaş ve son derece gerçekçi bir şekilde oluyor.
Var mısın? Yok musun? (Guido Sgardoli)
İtalyan yazar Sgardoli, Var Mısın Yok Musun'da bir yol öyküsü anlatmış. 16 yaşındaki Gabri ve Franco, birbirlerinin en iyi arkadaşları, sıkıcı bir yaz gününde ailelerinden ayrı, kendi başlarına tatile gitmeye karar veriyorlar -daha doğrusu Gabri karar veriyor ve Franco'yu, şiddetli itirazlarına kulak asmadan zorla sürüklüyor... Franco risk almaktan hoşlanmayan, çekingen, titiz, düzenli, her şeyi ölçüp biçen, adım atmadan önce bile o adımı enine boyuna düşünen bir çocuk, Gabri ise düşünmeden hareket eden, anı yaşayan, heyecanlı, gürültücü ve coşkulu... Birbirlerini tamamlıyorlar belki de, ama arkadaşlıklar değişir, özellikle ergenlikte, kişilikler yerine otururken, kişiliklerin ve ilişkilerin değişmesi de için yoldan daha ideal bir yer, yolculuktan daha uygun bir zaman da olamaz herhalde.
Franco'nun ailesinin şu an boş olan yazlığında bir haftalığına yalnız başlarına tatil yapabilmek için ailelerinden yalvar yakan izin alan ikili, yazlığa varıp aileyi kente postalar postalamaz su kayağı yapacakları (ya da Gabri'nin yapacağı) bir kasabaya doğru trenle yola çıkıyorlar, fakat tren yarı yolda duruyor ve anlaşılıyor ki, iki gün sürecek, tüm toplu taşıma araçlarını etkileyecek bir genel grev başlamış! Kahramanlarımız el mahkum, otostopla aşmaya çalışıyorlar yolun kalanını. Bu yol adi hırsızlara, gamzeli kızlara, başıboş köpeklere, şamatacı yaşlılara, kara göllere ve daha nelere nelere gebe.
ON8'in yayın programındaki diğer kitaplar, yeni çıkan ama benim okumadığım Suçlu ve Kasım ayında yayınlanacak olan merakla beklediğim distopik roman Bağlantı.
Son olarak, biraz tuhaf bir ayrıntı gibi gelecek belki ama, kitapların boyuna bayıldım. Bildiğimiz kitap boyundan biraz daha küçük, ama cep boyu kitaplardan da daha büyük, tam kıvamı ve kararında, keşke bütün kitaplar bu boyda olsa diye düşündüren harikulade bir boyuttalar!
12 yorumcuk:
Oo hemen bu kitaplar aranıp taranıp bulunmalı ve alınmalı ve okunmalı o zaman! Kırmızı'yı okuyamam dayanamıyorum öyle şeylere ama diğerlerini okuycam ;)
bu ay ki sabit fikir'e intihar notları'mın kısa bir tanıtımını görmüştüm ve ilgimi çekmişti açıkcası, on8'i de bir yerlerde duyuyor ve ne bu diyordum :) kesinlikle iyi olmuş young adult türünde kitaplar çeviren bir yayınevimizin olması, inşallah devam eder! intihar notlarım'ı okuyacağım :)
Ben de sadece bu çizgide kitaplar yayımlayan bir yayınevinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Hedef kitlesine ait yaş grubunda olmasam bile sadece destek vermek için gidip kitaplarını satın alabilirim. Dediğiniz gibi edebi açıdan çok zayıf kalan vampir kitapları haricinde Türkiye'de teenager'lara da hitap edecek kitaplar basılmıyor, üstelik kanımca mühim olan sadece kolay okunan bir üslubu benimsemiş olması değil, gençliğin sorunlarına da değinmesi, onlara günü unutturup kaçışı sağlayacak fanteziler anlatmak yerine gerçek dünyadan, gerçek hayattan bir şeyler sunması ve kendi hayatlarında ve kimlik arayışlarında yardımcı olabilmesi. Yazınızda incelediğiniz kitapların temaları aile içi taciz, büyüme sancıları, depresyon ve intihar olduğuna göre, benim için sınıfı pekiyiyle geçiyorlar.
Kediler ve Kitaplar'ın sevgili yazarları ve okurları,
Önce Çavlan'a çok teşekkür etmek istiyoruz. Bu kadar kısa sürede kitaplarımızı okuyup detaylı bir şekilde yazmış olması bizi çok mutlu etti. Dahası, kitaplarımızı ve boyutlarımızı ona sevdirebilmişiz. Ne mutlu :)
Siz sevgili okurlarımıza da teşekkürler. ON8, sadece alt sınırı olan bir marka. Dolayısıyla kitaplarımızı, her yaştan okurun kütüphanesine alabileceği yapıtlardan seçiyoruz. Evet odağımız genç, çünkü bu alanda bir boşluk olduğunu düşünüyoruz, ancak edebiyatı bir bütün olarak gördüğümüz için, her yaştan okurla buluşmayı da çok isteriz. Kitaplarımızın, kitapçı raflarında da çocuk ya da gençlik bölümlerinde değil, "yetişkin" raflarında olduğunu özellikle belirtip daha fazla gevezelik etmeden huzurlarınızdan ayrılalım.
ON8'i, burada ya da başka yerlerde de sık sık duymanız dileğiyle. Ben de Varım diyip duruyoruz, umarız görülürüz ;)
Sevgiler, saygılar
ON8
tesaduf ki intihar notlarım'ı okudum ben de, bitirene kadar elimden birakamadim, kesinlikle surukleyici ve ayni zamanda da insani dusunduren bir kitapti, simdi spoiler vermek istemiyorum cunku jeff'in nicin canina kiymaya kalktigi ortalarinda anca anlasilmaya basliyor ama bana kalirsa bu neden kesinlikle islenmeye deger bir kavramdi, ozellikle cinsel kimliklerinin yeni yeni farkina varan gencler icin cok iyi olacagini dusunuyorum bu kitabin.
çok hoş olmuş bu yazı teşekkürler.. ben konu olarak var mısın yok musun'u beğendim vizeler başlamadan alıp okumalıyım (:
Okumam gereken çok kitap var ama İntihar notlarım ilgimi çekti elimdeki kitap(lar) biter bitmez alıp okuyacağım. Teşekkürler
Ben Kırmızı Başlıklı'yla İntihar'ın kapaklarına bayıldım!
tekrar çok güzel bir paylaşım ellerine ve beynine sağlık...
da bir sorum olacak bu kadar filmi izleyip,kitap okumayı nasıl başarabiliyorsun? bir sırı,bir yolu yordamı varsa benimle paylaşabilir misin?çünkü gerçekten kitap listem, film listem uzadıkça uzuyor(ihtiyar notlarımı da listeye ekledim:) gün geçtikçe ben yetişemiyorum.
neyse yolun devam et ve bizi de aydınlat lütfen
swell season emin ol benim de okunacak kitaplar&izlenecek filmler köşelerimdeki yığınlar günden güne azalacağına büyüyor :)
Çok güzel kitaplar özellikle ilk kitabın çok başarılı bir konusu var.Ama senden en çok istediğim yazı bu değil :P biliyorsun.
Yorum Gönder