Dört duvar arasına kapatılıp gizemli bir oyunun piyonları olan karakterlerle ilgili filmler çok ilgi çekici geliyor bana. Bu türe dahil olan akla ilk gelen bilindik örnekler Cube ve Saw, ama bugün bu yazıda tanıtacağım filmler onlar kadar vahşi ve kanlı olmayan, işin bulmaca kısmına daha çok odaklanan filmler. Ortak özellikleri, filmin büyük kısmının tek bir kapalı mekanda, az oyuncu ve aksiyonla, bol konuşmayla geçmesi ve gizemli bir deneye tâbi tutulan insanlarla ilgili olması. 2009 yapımı Exam, 2005 yapımı El Método (The Method) ve 2007 yapımı La Habitación de Fermat (Fermat's Room).
Exam
Yönetmen: Stuart Hazeldine
Yazar: Stuart Hazeldine, Simon Garrity (hikaye)
Oyuncular: Nathalie Cox, Luke Mably, Chukwudi Iwuji
Tür: Gizem|Gerilim
Yapım yılı: 2009
Süre: 101 dk.
Ülke: İngiltere
Dil: İngilizce
IMDb Puanı: 6.8/10
Benim puanım: 7.9/10
Exam, ne olduğu tam açıklanmayan ama maaşı ve bonuslarıyla herkesin hayallerini süsleyecek olduğu ortada bir pozisyon için çok güçlü, çok büyük bir şirkete başvuran, çeşitli eleme ve görüşme süreçlerinden geçip son aşamaya kalan yetenekli ve hırslı sekiz adayın son görüşme gününe hazırlanmalarının yakın plan görüntüleriyle başlıyor - biri kravatını takıyor, biri ilaç alıyor, diğeri makyaj yapıyor, öbürü aynada "sen bunu hak ediyorsun" diyor kendine, vs. Adaylar hep birlikte kapısında silahlı bir bekçinin nöbet tuttuğu penceresiz bir odaya getiriliyor ve işe alınma sürecinin bu son aşamasında bir nevi sınava tâbi tutulacaklarını, tek bir soruyu yanıtlamak için 80 dakikaları olduğunu öğreniyorlar. Sınav kağıtları, önlerindeki masalarda kapalı bir halde duruyor. Gözetmen, uymaları gereken çok spesifik kuralların olduğunu ve içlerinden birine uymadıkları takdirde diskalifiye olup odadan çıkarılacaklarını söylüyor ve kuralları, gözetmenle ya da bekçiyle herhangi bir iletişim kurmaya çalışmamak, sınav kağıtlarına zarar vermemek ve odayı terk etmemek olarak açıklıyor. Gözetmen sorusu olan olup olmadığını soruyor, kimseden ses çıkmayınca da duvardaki saatte 80 dakikalık geri sayımı başlatıp odadan çıkıyor. Sınav kağıtlarını düz çeviren adaylar, bomboş birer kağıtla karşılaşıyorlar, üzerinde soru falan yazmıyor. Filmin kalanı, tahmin edileceği gibi adayların yer yer birbiriyle işbirliği yaparak, yer yer de birbirine girerek cevaplanması gereken tek sorunun ne olduğunu anlamaya çalışmalarından oluşuyor.
İnsan doğasına dair olağanüstü sürükleyici bir psikolojik gerilim Exam. Neredeyse tamamı tek bir odada geçtiğinden olanakları kısıtlı olduğu için, filmi götüren en büyük etmenlerden ikisi karakterlerin etkileşimleriyle sağ gösterip sol vuran sürpriz gelişmeler. Neyse ki iki alanda da bekleneni fazlasıyla karşılıyor bu film. Sürekli gündemde olan büyük gizem sınav sorusunun ne olduğu olmasa bile seyircinin aklını kurcalayacak bir sürü soru var; örneğin tam olarak kim bu insanlar, bu işi neden bu kadar çok istiyorlar ve işi almak için ne kadar ileri gidebilirler, bu şirket ne iş yapar, arkasındaki büyük gizem nedir ve adaylarla ilgili planladıkları nedir, vesaire vesaire. Bu soruların belki birini tahmin edebiliyoruz ama tümünü edebilmemiz imkansız. Sonu belki daha büyük bir şeyler bekleyen seyircide biraz hayalkırıklığı yaratabilir ve tamamıyla inanılır gelmeyebilir, nitekim filmin geneline baktığımızda olayların gelişiminin zorlama göründüğü anlarla birkaç küçük mantık hatasına rastlamak da mümkün. Ama işin psikolojik dramla gizem kısmı, filmin usta işi kurgusuyla birleştiğinde merakınızı fazlasıyla uyandırarak bir buçuk saat boyunca neredeyse nefes almayı unutarak izlemenize yetiyor.
El Método (The Method)
Yönetmen: Marcelo Piñeyro
Yazar: Marcelo Piñeyro, Mateo Gil (senaryo), Jordi Galceran (oyun)
Oyuncular: Eduardo Noriega, Najwa Nimri, Eduard Fernández
Tür: Dram|Gizem|Gerilim
Yapım yılı: 2005
Süre: 115 dk.
Ülke: Arjantin|İspanya|İtalya
Dil: İspanyolca
IMDb Puanı: 7.4/10
Benim puanım: 7.3/10
Bir tiyatro oyunu uyarlaması olan El Metodo, başvurdukları iş için yaptıkları görüşmelerin son aşamasında yedi adayın bir odaya kapatılarak birer bilgisayar ekranının karşısına oturtulması ve çeşitli oyunvari testlerden geçerek birer birer elenmeleri üzerine. Kendilerini egonun, narsisizmin ve bencilliğin diğer tüm diğer karakter özelliklerini geçersiz kıldığı BBG (Biri Bizi Gözetliyor/Big Brother) tarzı bir reality show dünyasının içinde bulan karakterlerimiz, ne olduklarını bilmedikleri Grönholm Metodu'nu kabul ettiklerini belirten bir form imzalıyor, çok geçmeden de pek temiz kabul edilemeyecek akıl oyunlarıyla karşı karşıya olduklarını anlıyorlar. Örneğin, adayların önündeki ekrana gelen durum senaryolarından biri şöyle: "Büyük bir nükleer felaket sonucu dünya yaşanmaz olmuş. Neyse ki yer altında güvenli bir sığınağınız var, buraya kapanacak ve yirmi yıl boyunca çıkmayacaksınız. Ne yazık ki sığınakta içinizden yalnızca 5 kişi için yeterli yer var, biriniz dışarıda kalacak. Grubun diğer üyelerine sığınakta nasıl yararlı olacağınızı, niçin sizi seçmeleri gerektiğini anlatın." (Gerçi birinin bile çıkıp da "Hepinizin çocuğunu doğururum," diyerek gönüllerini çelen hatuna "Ama sığınak 5 kişiden fazlasını almıyor" dememesi biraz tuhaf, ama sanırım filmde mantık hatası olarak görülebilecek tek açık da bu.) Bunun üzerine oy çokluğuyla yeteneklerine sığınakta en az ihtiyaç duyulacağına karar verilen kişi iş görüşmesinden eleniyor ve binayı terk ediyor. Bir de aralarındaki köstebeği bulma sorunu var. Adaylarımız bir gökdelenin pencereleri açılmayan, klimalı lüks bir toplantı odasında takım elbiseleri ve tayyörleriyle egosantrik oyunlar oynarken, dışarıda, gerçek dünyada insanlar IMF ve Dünya Bankası karşıtı protestolarda yürüyor. Bizimkilerse onlara yemek aralarında, ellinci kattan bakıyor, seslerini ses geçirmez camların arkasından uzaktan, hafif bir uğultu şeklinde duyarak.
El Metodo'yu Exam'i izledikten birkaç gün sonra, "Exam'in uyarlandığı filmin orijinali" olduğunu düşünerek izledim. Aslında öyle değilmiş, Exam'e basbayağı ilham vermiş olsa da apayrı bir film El Metodo, ikisinin ortak noktaları ortada prestijli bir işi alabilmek için görüşmeye gelmiş adayların olması, bu gizemli şirketin adayları pek alışkın olmadığımız yöntemlerle işe almasıymış, o kadar. Belki El Metodo gizemden çok drama kaydığından ve ben başına bol gizemli ve twist'li bir film izleme beklentisiyle oturduğumdan ve daha bir hızlı akan-hafif film izleme modunda olduğumdan, belki de Exam'i daha önce izlemiş olduğum için, Exam kadar heyecanla ve o kadar severek izleyemedim El Metodo'yu. Oysa geriye dönüp bakmayı denediğimde daha iyi bir film olduğunu, hiç olmadı günümüzde kapitalizmin ve büyük şehir plaza insanının geldiği noktayı gösterme/eleştirme şeklinden dolayı çok daha takdir edilesi olduğunu düşünüyorum. Filmlere verdiğim son derece kişisel seyir-zevki puanlarını değiştirmiyor bu, ama eğer iki filmi de izlemeye karar verirseniz ilk olarak El Metodo'yu, sonra Exam'i izlemenizi öneririm.
La Habitación de Fermat (Fermat's Room)
Yönetmen: Luis Piedrahita, Rodrigo Sopeña
Yazar: Luis Piedrahita, Rodrigo Sopeña
Oyuncular: Lluís Homar, Elena Ballesteros, Alejo Sauras
Tür: Gizem|Gerilim
Yapım yılı: 2007
Süre: 88 dk.
Ülke: İspanya
Dil: İspanyolca
IMDb Puanı: 6.7/10
Benim puanım: 2/10
Dört matematikçi, kendine Fermat diyen gizemli bir başka matematikçi tarafından ıssız bir eve, bir nevi özel oyun/parti gecesine davet edilir. Fakat gittikleri evin bir odasında kapana kısılan karakterler, bir seri matematik sorusu çözmeleri gerektiğini fark ederler. Her soru için 1 dakikaları vardır, dakikanın sonunda doğru yanıtı vermedikleri takdirde odanın duvarlarından biri kapanmaya başlayacak, oda gitgide daralacaktır. İçinde oldukları oda aslında bir ölüm makinesidir. Bu nefis konusuna rağmen, üç film arasında en zayıf bulduğum film oldu La Habitacion de Fermat. Görüntü yönetmenliği, renk paleti, görselliği güzeldi, filmin en başındaki odanın maket halinin içine maket eşya ve aksesuarların yerleştirildiği jenerik de çok güzeldi, ama hepsi bu.
Filmi götüren asıl gizem çok tahmin edilebilir, tahmin edilebilir olmayan kısımları boncuk boncuk dizilmiş mantık hatalarıyla dolu, kötü adamın kurtuluş planı hiç inandırıcı değil, sonu mide kaldırıcı derecede berbat, bulmacalar da matematik soruları değil mantık problemleri, üstelik mantık oyunlarına az buçuk ilgisi olan biz sıradan insanların neredeyse tamamını bildiği mantık problemleri. Matematik dahisi olması gereken insanların son derece bilinen (eh, hadi bilmiyorlarsa da iki saniye düşününce bulacakları, son derece basit) kum saati, lamba, olasılıklı kutu, doğrucu-yalancı kapı ve kurtlu kuzulu sandal sorularını çok zor bir şeyle karşılaşmış gibi çözememeleri, içlerinden karşı karşıya oldukları soruyu çözme mertebesine erişerek dahiliğini kanıtlayan yüce kişinin de goldbach hipotezini çözüyormuş edasıyla kaşlarını çata çata düşünerek uzun uğraşlar sonucu cevap vermesi, seyircinin filmi ciddiye almasını çok zorlaştırıyor. Bu filmi gerçek bir matematikçi izleyecek olursa bolca güler diye tahmin ediyorum.
Exam
Yönetmen: Stuart Hazeldine
Yazar: Stuart Hazeldine, Simon Garrity (hikaye)
Oyuncular: Nathalie Cox, Luke Mably, Chukwudi Iwuji
Tür: Gizem|Gerilim
Yapım yılı: 2009
Süre: 101 dk.
Ülke: İngiltere
Dil: İngilizce
IMDb Puanı: 6.8/10
Benim puanım: 7.9/10
Exam, ne olduğu tam açıklanmayan ama maaşı ve bonuslarıyla herkesin hayallerini süsleyecek olduğu ortada bir pozisyon için çok güçlü, çok büyük bir şirkete başvuran, çeşitli eleme ve görüşme süreçlerinden geçip son aşamaya kalan yetenekli ve hırslı sekiz adayın son görüşme gününe hazırlanmalarının yakın plan görüntüleriyle başlıyor - biri kravatını takıyor, biri ilaç alıyor, diğeri makyaj yapıyor, öbürü aynada "sen bunu hak ediyorsun" diyor kendine, vs. Adaylar hep birlikte kapısında silahlı bir bekçinin nöbet tuttuğu penceresiz bir odaya getiriliyor ve işe alınma sürecinin bu son aşamasında bir nevi sınava tâbi tutulacaklarını, tek bir soruyu yanıtlamak için 80 dakikaları olduğunu öğreniyorlar. Sınav kağıtları, önlerindeki masalarda kapalı bir halde duruyor. Gözetmen, uymaları gereken çok spesifik kuralların olduğunu ve içlerinden birine uymadıkları takdirde diskalifiye olup odadan çıkarılacaklarını söylüyor ve kuralları, gözetmenle ya da bekçiyle herhangi bir iletişim kurmaya çalışmamak, sınav kağıtlarına zarar vermemek ve odayı terk etmemek olarak açıklıyor. Gözetmen sorusu olan olup olmadığını soruyor, kimseden ses çıkmayınca da duvardaki saatte 80 dakikalık geri sayımı başlatıp odadan çıkıyor. Sınav kağıtlarını düz çeviren adaylar, bomboş birer kağıtla karşılaşıyorlar, üzerinde soru falan yazmıyor. Filmin kalanı, tahmin edileceği gibi adayların yer yer birbiriyle işbirliği yaparak, yer yer de birbirine girerek cevaplanması gereken tek sorunun ne olduğunu anlamaya çalışmalarından oluşuyor.
İnsan doğasına dair olağanüstü sürükleyici bir psikolojik gerilim Exam. Neredeyse tamamı tek bir odada geçtiğinden olanakları kısıtlı olduğu için, filmi götüren en büyük etmenlerden ikisi karakterlerin etkileşimleriyle sağ gösterip sol vuran sürpriz gelişmeler. Neyse ki iki alanda da bekleneni fazlasıyla karşılıyor bu film. Sürekli gündemde olan büyük gizem sınav sorusunun ne olduğu olmasa bile seyircinin aklını kurcalayacak bir sürü soru var; örneğin tam olarak kim bu insanlar, bu işi neden bu kadar çok istiyorlar ve işi almak için ne kadar ileri gidebilirler, bu şirket ne iş yapar, arkasındaki büyük gizem nedir ve adaylarla ilgili planladıkları nedir, vesaire vesaire. Bu soruların belki birini tahmin edebiliyoruz ama tümünü edebilmemiz imkansız. Sonu belki daha büyük bir şeyler bekleyen seyircide biraz hayalkırıklığı yaratabilir ve tamamıyla inanılır gelmeyebilir, nitekim filmin geneline baktığımızda olayların gelişiminin zorlama göründüğü anlarla birkaç küçük mantık hatasına rastlamak da mümkün. Ama işin psikolojik dramla gizem kısmı, filmin usta işi kurgusuyla birleştiğinde merakınızı fazlasıyla uyandırarak bir buçuk saat boyunca neredeyse nefes almayı unutarak izlemenize yetiyor.
________________ O ________________
El Método (The Method)
Yönetmen: Marcelo Piñeyro
Yazar: Marcelo Piñeyro, Mateo Gil (senaryo), Jordi Galceran (oyun)
Oyuncular: Eduardo Noriega, Najwa Nimri, Eduard Fernández
Tür: Dram|Gizem|Gerilim
Yapım yılı: 2005
Süre: 115 dk.
Ülke: Arjantin|İspanya|İtalya
Dil: İspanyolca
IMDb Puanı: 7.4/10
Benim puanım: 7.3/10
Bir tiyatro oyunu uyarlaması olan El Metodo, başvurdukları iş için yaptıkları görüşmelerin son aşamasında yedi adayın bir odaya kapatılarak birer bilgisayar ekranının karşısına oturtulması ve çeşitli oyunvari testlerden geçerek birer birer elenmeleri üzerine. Kendilerini egonun, narsisizmin ve bencilliğin diğer tüm diğer karakter özelliklerini geçersiz kıldığı BBG (Biri Bizi Gözetliyor/Big Brother) tarzı bir reality show dünyasının içinde bulan karakterlerimiz, ne olduklarını bilmedikleri Grönholm Metodu'nu kabul ettiklerini belirten bir form imzalıyor, çok geçmeden de pek temiz kabul edilemeyecek akıl oyunlarıyla karşı karşıya olduklarını anlıyorlar. Örneğin, adayların önündeki ekrana gelen durum senaryolarından biri şöyle: "Büyük bir nükleer felaket sonucu dünya yaşanmaz olmuş. Neyse ki yer altında güvenli bir sığınağınız var, buraya kapanacak ve yirmi yıl boyunca çıkmayacaksınız. Ne yazık ki sığınakta içinizden yalnızca 5 kişi için yeterli yer var, biriniz dışarıda kalacak. Grubun diğer üyelerine sığınakta nasıl yararlı olacağınızı, niçin sizi seçmeleri gerektiğini anlatın." (Gerçi birinin bile çıkıp da "Hepinizin çocuğunu doğururum," diyerek gönüllerini çelen hatuna "Ama sığınak 5 kişiden fazlasını almıyor" dememesi biraz tuhaf, ama sanırım filmde mantık hatası olarak görülebilecek tek açık da bu.) Bunun üzerine oy çokluğuyla yeteneklerine sığınakta en az ihtiyaç duyulacağına karar verilen kişi iş görüşmesinden eleniyor ve binayı terk ediyor. Bir de aralarındaki köstebeği bulma sorunu var. Adaylarımız bir gökdelenin pencereleri açılmayan, klimalı lüks bir toplantı odasında takım elbiseleri ve tayyörleriyle egosantrik oyunlar oynarken, dışarıda, gerçek dünyada insanlar IMF ve Dünya Bankası karşıtı protestolarda yürüyor. Bizimkilerse onlara yemek aralarında, ellinci kattan bakıyor, seslerini ses geçirmez camların arkasından uzaktan, hafif bir uğultu şeklinde duyarak.
El Metodo'yu Exam'i izledikten birkaç gün sonra, "Exam'in uyarlandığı filmin orijinali" olduğunu düşünerek izledim. Aslında öyle değilmiş, Exam'e basbayağı ilham vermiş olsa da apayrı bir film El Metodo, ikisinin ortak noktaları ortada prestijli bir işi alabilmek için görüşmeye gelmiş adayların olması, bu gizemli şirketin adayları pek alışkın olmadığımız yöntemlerle işe almasıymış, o kadar. Belki El Metodo gizemden çok drama kaydığından ve ben başına bol gizemli ve twist'li bir film izleme beklentisiyle oturduğumdan ve daha bir hızlı akan-hafif film izleme modunda olduğumdan, belki de Exam'i daha önce izlemiş olduğum için, Exam kadar heyecanla ve o kadar severek izleyemedim El Metodo'yu. Oysa geriye dönüp bakmayı denediğimde daha iyi bir film olduğunu, hiç olmadı günümüzde kapitalizmin ve büyük şehir plaza insanının geldiği noktayı gösterme/eleştirme şeklinden dolayı çok daha takdir edilesi olduğunu düşünüyorum. Filmlere verdiğim son derece kişisel seyir-zevki puanlarını değiştirmiyor bu, ama eğer iki filmi de izlemeye karar verirseniz ilk olarak El Metodo'yu, sonra Exam'i izlemenizi öneririm.
________________ O ________________
La Habitación de Fermat (Fermat's Room)
Yönetmen: Luis Piedrahita, Rodrigo Sopeña
Yazar: Luis Piedrahita, Rodrigo Sopeña
Oyuncular: Lluís Homar, Elena Ballesteros, Alejo Sauras
Tür: Gizem|Gerilim
Yapım yılı: 2007
Süre: 88 dk.
Ülke: İspanya
Dil: İspanyolca
IMDb Puanı: 6.7/10
Benim puanım: 2/10
Dört matematikçi, kendine Fermat diyen gizemli bir başka matematikçi tarafından ıssız bir eve, bir nevi özel oyun/parti gecesine davet edilir. Fakat gittikleri evin bir odasında kapana kısılan karakterler, bir seri matematik sorusu çözmeleri gerektiğini fark ederler. Her soru için 1 dakikaları vardır, dakikanın sonunda doğru yanıtı vermedikleri takdirde odanın duvarlarından biri kapanmaya başlayacak, oda gitgide daralacaktır. İçinde oldukları oda aslında bir ölüm makinesidir. Bu nefis konusuna rağmen, üç film arasında en zayıf bulduğum film oldu La Habitacion de Fermat. Görüntü yönetmenliği, renk paleti, görselliği güzeldi, filmin en başındaki odanın maket halinin içine maket eşya ve aksesuarların yerleştirildiği jenerik de çok güzeldi, ama hepsi bu.
Filmi götüren asıl gizem çok tahmin edilebilir, tahmin edilebilir olmayan kısımları boncuk boncuk dizilmiş mantık hatalarıyla dolu, kötü adamın kurtuluş planı hiç inandırıcı değil, sonu mide kaldırıcı derecede berbat, bulmacalar da matematik soruları değil mantık problemleri, üstelik mantık oyunlarına az buçuk ilgisi olan biz sıradan insanların neredeyse tamamını bildiği mantık problemleri. Matematik dahisi olması gereken insanların son derece bilinen (eh, hadi bilmiyorlarsa da iki saniye düşününce bulacakları, son derece basit) kum saati, lamba, olasılıklı kutu, doğrucu-yalancı kapı ve kurtlu kuzulu sandal sorularını çok zor bir şeyle karşılaşmış gibi çözememeleri, içlerinden karşı karşıya oldukları soruyu çözme mertebesine erişerek dahiliğini kanıtlayan yüce kişinin de goldbach hipotezini çözüyormuş edasıyla kaşlarını çata çata düşünerek uzun uğraşlar sonucu cevap vermesi, seyircinin filmi ciddiye almasını çok zorlaştırıyor. Bu filmi gerçek bir matematikçi izleyecek olursa bolca güler diye tahmin ediyorum.
10 yorumcuk:
Eline sağlık çok güzel bir yazı olmuş, acaip merak ettim bu filmleri! Tek mekan ve bol diyaloglu filmleri izlemek ayrı bir keyifli oluyor. Özellikle Exam'i izlemeyi çok istedim okuyunca (bana Henry Slesar'ın yazdığı Examination Day isimli kısa hikayeyi hatırlattı; gerçi sonu onun gibi hazin değil anladığım kadarıyla:p).
benim de cok hosuma gitti bu tarz filmleri bir yazida toplamaniz super olmus, ustelik hicbiri duyulmus bilinen filmler degil... fermat's room u tesaduf eseri izlemis izledigime de pisman olmustum, benim gibi dusunmenize sevindim.. the method ve exam'i izlenecekler listeme ekledim bile :)
Cidden çok seviyorum böyle bir avuç insanın esrarengiz denekler olduğu, tek bir odaya kapatıldığı filmleri. Hele senaryo iyiyse, boş değil zekiceyse ben karakter analizleri yaparken onların tiyatro oyunu gibi hababam konuşmaları o kadar hoşuma gidiyorki anlatamam. :) bu yazıdakilerden El Metodo'yu izlemiş ve çok iyi bir film diye düşünmüştüm. Fermat'a yazık olmuş çünkü nefis bir konu gerçekten. Bu arada bende çok seviyorum o tür mantık oyunlarını, belki sırf onların hatrına izlerim. :) Exam'den haberim yoktu ama hemen bulmalı izlemeli.
Exam çok düşük bi bütçe ve çok basit bir konsept ile ne kadar iyi sinema yapılabileceğinin kanıtı.
Fermat's Room çok kötü bir film değil, en azından kendini seyrettiyor. Fakat eleştirdiğiniz kısımlar doğru, olduğundan daha akıllı görünmeye çalışıyor ve son kertede kesinlikle hayal kırıklığı uyandırıyor insanda. Bir arkadaşım bu film hakkında şöyle demişti:"Film izleyiciye lunaparklardaki hızlı eğlence trenlerinde bir yolculuk vadediyor ama izleyip bittikten sonra kanalizasyonda kırık bir salla gezintiye çıkmış gibi hissediyorsunuz anca."
The Method: işte bunu bilmiyorum. Bir an önce bulabilir ve seyrederim işallah!
Fermat's Room: geçen yıl kuzanlerime sıkılmasınlar diye izletmiştim ve şaşırmışlardı. soruları ve cevaplarıyla 10-13 yaş arasını şaşırtabilcek bi film bence.adını bile unutmuşum yazıda konusunu okuyunca hatırladım. çok sönük bir film gerçekten.
exam: film yeni bitti. yazıyı okur okumaz indirip izledim. ben mi fazla hassasım yoksa film,iyi bir gerilim mi bilemiyorum ama beni etkiledi. 80 dakikada bi iş için insanların ne nerden nereye geldiğini görmek güzeldi ama sonu pek tatminkar değildi bence.
the method'u da diğer filmlerden fırsat bulduğum an izliycem. ellerin dert görmesin çavlan :)
Çok sevdim bu yazını çavlan :) Bana da çok ilginç geliyor böyle filmler sadomazo muyuz neyiz :D Kanımca işin zeka oyunu ve gizem tarafı bizi çeken, sürekli ne olduğunu anlamaya çalşııyorsun ya izlerken bir de asıl insan doğasını çok uçlardaki davranışlarını falan görüyorsun.. Bu türde film olarak yazıda geçenlere ve tabi ki cube serisine ek olarak şunları sayabilirim:
- Phone booth
- The betrayed
- Oldboy
- Funny games
- Unknown (2006 yapımı olan)
- Persons unknown (dizi)
exami izleyip sevmiştim, cube serisine de bayılırım:)))Diğer paylaştığın filmlere de bakacağım mutlaka
Ben böyle belirli sayıdaki insanların sırayla kaçırıldığı/öldürüldüğü filmleri ve dizileri, on küçük zenci gibi kitapları çok seviyorum.Bu yüzden Method'u izleyeceğim. Ama anlamadığım Method ve Exam'de madem öldürülmüyorlar bir iş için neden bunları yapıyorlar ? Saatlerce kapalı kalıp garip garip şeyler yaptıran bir şirkette neden çalışmak ister insan ? Elenip başka bir iş bulabilirler.Nihayetinde bu bir film deyip geçebilirim ama madem fantastik değil o zaman karakterlerin gerçekçi tepkiler vermesi gerekmez mi ? Aman neyse car car konuştum ama iyi veya kötü Method'u izleyeceğim o ayrı konu :)
el metodo tam gerilimi arttırıp harika bir film olmaya gidecekken, çok anlamsız bir drama kayıp boş bir sonla bitmiş yazık olmuş bir film.
fermat's room da matematik uzmanı diye insanları toplayıp herkesin bildiği bilmecelerle puan kaybetti hep.
o üç filmden bir tek exam'i izlememiştim.umarım en iyisi de odur :D
Bu gruptaki filmlere The Man from Earth ve Tape de eklenebilir.
Teşekkürler Çavlan...
Yorum Gönder