28 Ağustos 2013 Çarşamba

Before Sunrise, Sunset & Midnight


20'li yaşlardaki Amerikalı Jesse (Ethan Hawke), uzun bir Avrupa yolculuğunun son durağında, bir Eurail treninde, Fransız öğrenci Celine (Julie Delpy) ile tanışır ve sohbete koyulur. Tren Viyana'da durduğunda Jesse, Celine'e Paris'e devam etmek yerine onunla birlikte trenden inmesi, ertesi günkü uçağının kalkış saatine kadar ona arkadaşlık etmesi teklifinde bulunur, Celine de kabul eder. Birlikte Viyana sokaklarında hayatları boyunca unutamayacaları bir gece geçirirler.

1995 yılında çekilmiş filmin büyük kısmı, Celine ve Jesse arasındaki -bir kısmı doğaçlama havası veren- konuşmalarla geçiyor. Filmin yazar ve yönetmeni Tape, Dazed and Confused ve Waking Life gibi filmlerin yönetmeni Richard Linklater olunca, iki karakter arasında geçen güçlü diyalogların doğallığı ve gerçekçiliğine şaşmamak lazım. İkili politikadan, tarihten, aşktan ve cinsellikten bahsede bahsede sokakları arşınlarken birbirlerine aşık oluyorlar, biz de hem gezindikleri şehre, hem de tüm kusurlarına rağmen onlara aşık oluyoruz.

22 Ağustos 2013 Perşembe

Aynı Yıldızın Altında & Eğer Yaşarsam

Aynı Yıldızın Altında, 16 yaşındaki Hazel Grace Lancaster'ın bakış açısından kaleme alınmış. Hazel 4. evre tiroid kanseri. Teşhis edildiğinde kanser akciğerine metastaz yapmış bile, ama henüz deneme aşamasındaki mucizevi (cidden mucizevi, gerçek hayatta olmayan) bir ilaç sayesinde ciğerlerindeki tümörlerin büyümesi durdurulmuş. Durumu terminal, ama zamanı var ve her yere taşıdığı oksijen tüpü sayesinde günlük hayatını idame ettirebiliyor.

Hazel, zoraki katıldığı destek grubunun bir seansında, bir bacağını kemik kanserine kurban vermiş Augustus Waters'la tanışıyor. Ve evet, bu iki kanserli ergen birbirine aşık oluyor ve birlikte maceralara yelken açıyorlar, falan filan. Buraya kadar kulağa şu okuyucusunu ağlatmaya bayılan, gereksiz yere içinize bir ağırlık oturtan duygu sömürüsü dolu bir roman gibi gelmiş olabilir. Ama öyle değil. Çok çok farklı hatta. Ben mesela bu kitabı ilk kez kanser tedavisi gören babamın yanında hastanede kalırken okumuştum. Mazoşist olduğumdan değil, sadece başladıktan sonra bırakamamıştım ve kahramanlarının akıbeti düşünülecek olursa çok tuhaf ama, bana bir nevi umut veren bir kitap olmuştu Aynı Yıldızın Altında. (Aylar sonra Türkçeye çevirilince tekrar okudum ve hemen hemen aynı şeyleri tekrar hissedebildiğime şaşırdım.) Tipik trajik kanser romanlarına hiç mi hiç benzemiyor ve son tahlilde kanser hakkında bir kitap değil, ölüm hakkında da değil. Evet bu iki temaya da bolca rastlamak mümkün, ama karakterler kadar önemli değiller. Ve karakterler de, uzun süre aklınızdan çıkmayacak kadar "canlı" ve muhteşem karakterler. Ağlatmadığını söyleyemeyeceğim, ama ağlatırken aynı anda deli gibi güldürebilen (ve etrafınızdakilerin size garip garip bakmasına neden olan) ender kitaplardan olduğu da bir gerçek. Bir ilkgençlik romanı olmasına rağmen, bir yetişkin olan bendenizi fena etkilemiş bir kitap ayrıca.

16 Ağustos 2013 Cuma

Under the Dome & Siberia


Bu yaz uzun bir aradan sonra tekrar düzenli izlemek üzere farklı dizi arayışına girdik Çavlan’la. Benim için keyifli bir süreç olsa da, ne zaman bunları burada paylaşacak oluyorum o zaman kendimden ve zevklerimden duyduğum şüphe iyice artıyor. Bu yazıda anlatacağım ve yeni başlamış olan iki dizinin şu anda IMDB puanları 7.4 (Under the Dome) ve 5.6 (Siberia). Belki de bende bir sorun var ama ne kadar zorlarsam zorlayayım sabrım Under the Dome’u izlemeye yetmeyecek gibi gözüküyor, diğer yandan Siberia’da neler olacak garip bir şekilde merak ediyorum.

14 Ağustos 2013 Çarşamba

12 Ağustos 2013 Pazartesi

9 Ağustos 2013 Cuma

7 Ağustos 2013 Çarşamba

5 Ağustos 2013 Pazartesi

3 Ağustos 2013 Cumartesi

1 Ağustos 2013 Perşembe

Buffy s1

Belki diğer iki dizinin toplamından da uzun bir dizi olduğu, belki de akılda kalan ya da alıntısı yapılabilecek daha fazla sahneye sahip olduğu için, Buffy'den gif'ler seçip toplamak Angel ve Firefly kadar kolay olmadı. Sonuç olarak, her sezon için ayrı bir post oluşturmak gerekti. Diziye aşina değilseniz ya da İngilizceniz yoksa bu setler çok bir şey ifade etmeyecektir, ama benim gibi Buffy the Vampire Slayer'ın hayranlarındansanız, gif'lerin arasında gezinip eski zamanlara dalmak, pek hoş bir nostalji duygusu uyandırabilir içinizde. Ayrıca ilginizi çekerse: En İyi 10 Buffy Bölümü