22 Mart 2011 Salı

Yeni Başlayanlar için Neil Gaiman


Modern fantastik edebiyatta şimdiden kült olmuş roman ve çizgiromanların yazarı Neil Gaiman, bana göre bir hayalgücü dehası. Bu yazıda da, yeni başlayanlar için Gaiman'a hoş bir giriş olabilecek birkaç kitabının kısa tanıtımlarını bulacaksınız. Sadece yeni başlayanlar için, çünkü daha okumadığım çok kitabı var. Efsanevi çizgiroman serisi Sandman'i bile bilmeyen biri olarak bu konuda gayet ezik bir durumda olduğumu saklamayacağım :) Umut'taki ciltlerden Türkçesini okumayı denedim ama şaka gibi çevirisi ve bir ilkokul öğrencisinden bile beklenmeyecek cümle düşüklükleri ile yazım yanlışları nedeniyle hiçbir şey anlamadığımı fark edince pes edip bıraktım. Ama bir gün orijinalini bulacağıma dair inancım ve umudum tam.

Kimdir bu adam derseniz şu linkten ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz. Ayrıca web sitesi, blogu ve twitter'ı da var.

Mezarlık Kitabı (The Graveyard Book)
Jack denen adam, bir gece sıradan görünen bir eve girer ve anneyi, babayı ve büyük çocuğu, belirsiz bir nedenden hunharca katleder. Sıra ailenin küçük çocuğuna, o sırada henüz bir bebek olan oğlana geldiğinde, bebeğin emekleyerek evden çıkıp gitmiş olduğunu görür ve peşine düşer. Okuyucu da bu noktada, bu bebeğin Jack denen adam için daha bir önemli olduğunu, hatta sanki her şeyin, asıl onun ölmesi için düzenlenmiş olduğunu anlar. Küçük oğlan evlerinin yakınında bulunan, doğal koruma alanı haline getirilmiş eski mezarlığa sığınır, onun peşindeki belayı gören mezarlık sakinleri (yani ölüler) de, biraz da kır atlı hanımın (ölüm meleği olur kendisi) yönlendirmesiyle onu açık kollarla karşılarlar. Küçük kahramanımızı birkaç yüzyıl önce ölmüş olan Bay ve Bayan Owens evlat edinir ve ona Nobody -Bod- Owens ismini verirler. Yüce Koruyucular'ın bir üyesi, ne canlıların, ne de ölülerin dünyasına ait olan gizemli Silas da, Bod'un koruyucusu olarak atanır. Kahramanımızın mezarlıktaki yaşamı böylece başlamış olur.

Kendisine Mezarlık Özgürlüğü bahşedildiğinden Bod duvarlardan geçebilmekte, karanlıkta görebilmekte, hepsinden önemlisi tüm hayaletleri görüp onlarla konuşabilmektedir. Dış dünyaya çıkması yasaktır, çünkü Jack denen adam hâlâ oralarda bir yerde onu aramaktadır. Bod mezarlığın kadim üyelerinden (yani çok uzun zaman önce ölmüş insanlardan) dersler alır, yeni arkadaşlar edinir, başını elbette defalarca kez derde sokar ve bir maceradan ötekine koşar. Kitabın ilk yarısı bu şekilde, Bod ergenliğe girene kadar onun yaşamının farklı dönemlerine ve yaşadığı farklı serüvenlere bakarak geçiyor, ama benim için asıl sürükleyici ve keyifli olan kısım, çok daha bütünlüklü olan ikinci yarı oldu.

Mezarlık Kitabı kurtadamların, vampirlerin, cadıların ve hayaletlerin olduğu, yani fantastik edebiyat ile sinemada örneklerine sıkça rastladığımız dünyalardan aslında, ancak Neil Gaiman onu öylesine farklı anlatıyor ki, insanın gözünde çok başka bir dünya canlanıyor. Üstelik bu dünyada gulyabaniler, gecesıskaları ve kökenleri Antik Mısır'a kadar uzanan gizli örgütler de var. Kahramanı olarak bir çocuk karakteri seçtiği için bir çocuk kitabı oluyor sanırım bu kitap. Emin olamadım bir türlü, çünkü karanlık bir kitap, “Karanlıkta bir el bir bıçak tutuyordu.” olan ilk cümlesinden bile belli bu. Evet dili basit, ama zaten Gaiman'ın kullandığı dil hep basit, onu özel yapan, hayalgücü. Mezarlık Kitabı'nda da bolca rastlamak mümkün ona. Sonuç olarak bu bir çocuk kitabı mı, yoksa yetişkinlere de hitap edebilecek bir ilkgençlik romanı mı bir karara varamadım, ama Tim Burton'ın -özellikle animasyonlarında- yarattığı dünyaları seven birinin, yaşından tamamen bağımsız olarak, bu kitabı da seveceği kararına vardım.




Yıldız Tozu (Stardust)
Yıldız Tozu'nda Gaiman bize cadılarla ve hayaletlerle dolu, ama tabii ki aşk üzerine kurulu bir masal anlatıyor — yetişkinler için bir peri masalı. Yıldız Tozu'nu okuyalı birkaç yıl geçtiği ve diğer iki kitap kadar iyi hatırlamadığım için burada çok kısa geçeceğim, ve fakat şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Yıldız Tozu, ne kadar tahmin edilebilir bir şekilde ilerleyen bir roman olsa da benim -şimdilik- en sevdiğim, en eğlenceli bulduğum Gaiman kitabı. Filmi de -romandan ayrıldığı birçok nokta olsa da- bir harika, şu linkte bilgilerine ulaşabilirsiniz.

Modern zamanların en iyi öykücülerinden biri sayılabilecek Neil Gaiman, Yıldız Tozu'nda eski çağların en bilindik, en basit peri masalı konularından birini işliyor: Tristran Thorn, hikayemizin kahramanı, Duvar köyünde yaşayan bir delikanlıdır. Sihirli toprakların hemen bitişiğine kurulmuş küçük bir İngiliz köyüdür Duvar, adı üzerinde bir duvarın öte yanındadır, ve duvarı bir şekilde aşıp giden köylülerden bir daha hiç haber alınamamıştır. Köyün en güzel kızı Victoria Forester'a kalbini kaptıran Tristran, kızın aşkına karşılık vermesi karşılığında kayan bir yıldızı yakalayıp ona getireceğine söz verir. Bu yolculuk elbette, Tristran'ın kendini keşfedeceği, tehlikelerle, cadılarla, ölü bir prenses, uçan korsanlar ve tek boynuzlu atlarla dolu büyülü bir serüvene dönüşecektir.



Koralin ve Gizli Dünya (Coraline)
Bu kitaptan Koralin ve Gizli Dünya diye değil, Coraline diye bahsedeceğim, kitabı okurken de bir türlü alışamamıştım zaten Koralin adına. Herhalde çocuklar kolay okuyup telaffuz edebilsin diye böyle bir değişiklik yapmışlar, ama bunun için ismin yazılışlıyla birlikte okunuşunu da değiştirmeseler daha iyi olurmuş sanki. Neyse, Coraline'ı büyük ihtimalle filminden biliyorsunuzdur. (Bu arada bu yazıda bahsettiğim kitaplardan sinemaya uyarlanmamış olan sadece Mezarlık Kitabı var, ki onu da Neil Jordan çekecekmiş!) Ben de önce filmi izleyip, sonra kitabını okuma hatasına düştüm, sanırım bu yüzden, Coraline en az keyif aldığım Neil Gaiman kitabı oldu. Nedeni tam bir çocuk kitabı olması da olabilir tabii -evet, bu seferkinin sadece çocuklar için olduğuna eminim :)

Ailesiyle birlikte yeni taşındıkları evin içinde can sıkıntısından bilmemkaçıncı keşif turuna çıkmışken, şans eseri başka bir dünyaya açılan bir kapı keşfeden Coraline isimli küçük bir kızla ilgili bu kitap. Kapının ardında, kendi evinin, ailesinin, komşularının ve mahallesinin çarpık bir versiyonunu bulur Coraline. Onun "diğer" anne babası olduğu iddia eden ebeveynlerinin göz yuvalarında göz yerinde birer düğme vardır bu dünyada. Bu düğme tuhaflığını saymayacak olursak, şahane bir yerdir burası, Coraline'in sıkıcı dünyasından çok daha eğlencelidir. Normalde onunla doğru düzgün ilgilenmeyen anne-babası bu dünyada hayatlarının odağına Coraline'i yerleştirmiş ve ona leziz yemekler pişirmeyi mesela, öncelikleri haline getirmişlerdir. Odasındaki oyuncak kutusunun içinde, uçan melekler ve dişlerini gıcırdatan kurukafalar da dahil olmak üzere olağanüstü şeyler vardır. Rengarenk sirklerden konuşan kedilere kadar etrafındaki her şey büyülüdür.

Bir süre sonra, bu dünyanın gerçek olamayacak kadar iyi olduğu anlaşılır elbette. Coraline kendi dünyasına döndüğünde, "diğer" annesinin, gerçek anne-babasını kaçırdığını öğrenir. Ailesini ve kendinden önce kaçırılıp hapsedilmiş onlarca çocuğun ruhunu kurtarmak istiyorsa, şimdi çok daha ürkütücü bir yer haline gelmiş olan öbür dünyaya gitmeli ve savaşmalıdır. Coraline'ın yolculuğu, hikayesinde benzer yanlar bulunabilecek Narnia Günlükleri ve Alice Harikalar Diyarı'ndaki yolculuklar kadar büyülü, ama onlardan çok daha rahatsız edici. Bana biraz fazla basit geldiğini ve yer yer sıkıldığımı yazmıştım, ama bu, öykünün nefis büyüsüne kapılmadığım anlamına gelmiyor tabii. Eğer kendinizi böyle kitaplar okumak için fazla erişkin buluyorsanız, doğrudan Coraline'ın filmini izlemenizi tavsiye ederim. Ama ara sıra çocuk kitapları okumayı seviyorsanız, benim yaptığım hatayı yapmayın; filmini izlemeden önce mutlaka kitabını okuyun.

Benim için sırada Amerikan Tanrıları var. Bunlar dışında Gaiman'ın Türkçeye çevrilmiş Yokyer, 1602 ve Ölüm: Yaşamanın Ağır Bedeli isimli kitapları bulunmakta. Bir de MirrorMask isimli enfes filmin öyküsünü filmin yönetmeni (ve genelde hep ortak çalıştığı, kitaplarındaki illüstrasyonları yapan, benim de bu yazıya aldığım çizimlerin sahibi) Dave McKean ile birlikte oluşturmuş, senaryo da tamamen kendisine ait. İzlemediyseniz hararetle tavsiye ederim!

* Solda, Gaiman'ın Amerikan Tanrıları kitabını yazarken kullandığı defterin sayfalarından birini görüyorsunuz. Büyütüp çözmeye çalışmak serbest :)

16 yorumcuk:

Persephone dedi ki...

Mezarlık Kitabı'nı merak ediyordum, Stardust'ın da filmini izledikten sonra kitabını okumak istemiş, fırsat bulamamıştım bir türlü. Çok şahane olmuş yazı. Ama ben Good Omens'i tavsiye ederim. Terry Pratchett sosuyla harika bir kıyamet romanı. Aynen, benim için de sırada American Gods ile Anansi Boys var. Seviyorum bu adamın yazı stilini ve espri anlayışını.

PedRo dedi ki...

amerikan tanrıları ben yazarın en fantastik kitabıdır.

Nihan dedi ki...

çok severek okuduğum bir yazar. en son Yokyer isimli kitabını okudum. Koralin i bile okudum.:))

Burcak dedi ki...

Amerikan Tanrilari'ni yeni bitirdim, cok ilginc bir konusu var. Dedigin gibi Gaiman kesinlikle bir hayalgucu dehasi.

Aquamarine dedi ki...

Bende birkaç ay önce tanıştım kendisiyle. Hatta epey ünlü biri olduğunu ve benim henüz duymuş olduğumu varsayarsak epey kınamıştım kendimi. Gelgelelim kalemine hayran bırakmıştır kendisi.

Harikulade bir tanıtım yazısı olmuş.

closet monkey dedi ki...

cidden ha-rika bir yazı, hemen kitapları alıp okumaya başlama hissiyatı uyandırdı bende(: coraline çok çocuk kitabıysa okuyamam herhalde ama diğerlerini hemen okuyacağım. gerçi coraline'ın konusuda çok hoşuma gitti,başka bir dünyaya açılan kapı flan :p ben neil gaimanı sandman serisinden biliyordum ama onu da okuyabilmilşiğim yok,ablamda vardı yanlız dediğin gibi o kadar dandikti ki türkçe'si ve ciltleri, okuyamamıştım..

Yolcu dedi ki...

Romanlarının ve çizgi romanlarının hepsi çok güzeldir, ben mesela Anansi Boys'u çok sevdim, ama Sandman'in yeri ayrıdır. Olabildiğince çabuk tüm seriyi okumanı tavsiye ederim.

Mathieu dedi ki...

Aa çok güzel olmuş,Neil Gaiman en sevdiğim yazarlardan biri :) Stardust özellikle başlangıç için gayet ideal bir seçim.
Bunun dışında burada bahsedilmeyen Neverwhere'i tavsiye ederim ben başladıktan sonra.Dizisi de vardır hatta 90'lı yıllarda çekilen.
tekrar tebrik ederim,çok güzel bir yazı olmuş.

Met dedi ki...

amerikan tanrılarını dört beş aydır arıyorum ama bulamıyorum (türkçe baskısından söz ediyorum). nette tükendi ya da basımda görünüyor ama halen bir gelişme yok. ankarada bakmadığım kitabevi, sahaf kalmadı. yol gösteren olursa sevinirim.

Taro dedi ki...

Çok sevgili Çavlan, şu aralar Sandman serisini e-kitap olarak (Demonoid yardımıyla bulduğum bir torrent ile edindim) okuduğum için derhal tavsiye edeyim dedim. Elde tutulan bir kitapla aynı tadı vermiyor elbette ama Türkçesini okuma eziyetine ben de katlanamayacaktım. Göz attığım kadarıyla çevirisi kötü, orijinalindeki şiirsellik de anlatılamaz... E-kitap olarak çizgi roman okumak daha kolay hem de, uzun süre okuyunca göz yormuyor.

Çavlan dedi ki...

persephone, stardust'ın kitabını öneririm kesinlikle, filmini izledikten sonra da gayet okunabiliyor, coraline gibi değil :p

aquamarine & closet monkey, çok sağolunuz.

kweim, teşekkürler, bu arada yokyer'i birkaç kişi daha tavsiye etti, şimdi onu okuyacağım galiba, amerikan tanrıları'nı da bulamadım zaten.

sweet leaf: ben pek sevmiyorum bilgisayar monitöründen kitap okumayı (e-book'ların okunduğu şu portatif naneden de yok bende), ama son çare olarak indirip okuyacağım herhalde, teşekkürler :)

Unknown dedi ki...

Smoke And Mirrors bir yaz boyu elimden düşmemişti. Göndermelerin çoğunu anlamasam, referans eserlerin hemen hiçbirini bilmesem de çok keyifliydi okumak.
Sandman'in ilk 3 kitabı Boğaziçi kütüphanesinde var. Bulmak o kadar zor mu, üyelikle uğraşmaya değer mi bilmiyorum. İstanbul'da e-book olmayan Sandman krizine girmiş biri için böyle bir seçenek var. :)

admin dedi ki...

Üniversitede aldığım SF&F dersinde üç hafta boyunca Yokyer'i işlemiştik, çok keyifli bir kitaptır, özellikle orijinalinden okumanızı tavsiye ederim.

Adsız dedi ki...

sandman'in ilk üçünü ve amerikan tanrılarını okumuştum sonra giidp sandman'deki tipe aşık olmuştum, böyle şeyler.. gaiman candır diğer kitapları elimde mevcut ama sürekli araya başka kitaplar giriyo kendime bi fantastik ay düzenlemeyi planlıyorum :))

Ova (Excuse My Reading) dedi ki...

benim de okumadıgım yokyer, american gods ve anasi boys kaldı, severiz neil abimizi :)

Buraj dedi ki...

Neill Gaiman'a başlayacak arkadaşlara başka ve en önemli tavsiye ise Sandman'ı okumalarıdır, Gaiman dehasının en büyük başyapıtıdır. Sandman serisini bitirenlere başka bir müjde de serinin devamı bu yıl içinde piyasaya çıkacak