Buffy the Vampire Slayer'ın son bölümünün yayınlanmasının üzerinden neredeyse 8 sene geçmiş, yine de her bölümünü birkaç kez izlemiş birisi olarak bazı repliklerini bile anımsıyorum ben hâlâ. Buffy'i ilk duyduğumda (sanırım pek çok kişi gibi) lisede geçen ve Buffy isimli bir vampir avcısı üzerine olan bir dizinin iyi olabileceğine ihtimal vermemiş ve sohbetlerde diziyi bolca küçümsemiştim. Sonra diziyi izlemeye başladığımda mutlulukla yedim tabii ki daha önce ettiğim lafları. Ta 1997 yılının kötü ve ucuz efektleriyle, çok düşük bir bütçeyle, her biri bütünden ayrı duran bölümlerle ve bir hayli yavaş başlıyor olabilir, ama 2. sezonunun ortalarında inanılmaz derecede güzel ve eşsiz bir şeye dönüşüyor. Türü fantastik olarak geçiyor, ancak aynı zamanda komedi, aksiyon ve dram türlerini içinde bolca barındıran, ve bana göre TV için yazılmış en zekice ve en komik (sanırım 'hicivli' ve 'nüktedan' demem gerekiyor!) diyaloglara sahip olan bir dizi bu. Spin-off'u Angel'ın daha karanlık havasını tercih ediyor olsam da, Buffy'nin daha iyi bir dizi olduğunu kabul etmem gerek, o yüzden bu tarz bir listede önceliği Buffy'ye verdim -zaman bulursam ileride Angel'dan favorilerimi de çıkarabilirim ama tabii. İşte bana göre Buffy'nin en iyi bölümleri:
1- The Gift (5.22)
Dizinin 5. sezon finali, 100. bölümü, üstelik de orijinal olarak en son bölümü yani dizi finali olması planlanmış bölüm. Ki bana kalırsa asıl dizi finalinden çok daha güzel bir final olurmuş (ama devam ettiği için şikayet ettiğim de yok elbette). Eski günlere selam göndererek basit bir avla başlıyor ve Buffy'nin ikinci kez ölmesiyle, bu kez bilinçli bir şekilde Dawn'ı (ve dünyayı) kurtarmak için kendini feda etmesiyle bitiyor. Sezonluk big-bad'ler arasında favorilerim arasında sayabileceğim tanrı Glory'yi (Ben formunda) öldüren kişi de Giles oluyor. Bölümde bir sezon finalinde olması gereken her şey var, Buffy'nin cesedinin başında gözyaşlarına boğulan bir adet Spike da dahil. Glory'le yaptıkları son savaşta herkesin bir rolünün olması ve o sezon boyunca yaşanmış her şeyin tamamlanması bu bölümle ilgili en sevdiğim şeylerden. Anya'nın robot Buffy planından Willow'un (artık biraz korkutucu olmaya başlamış) sihrine kadar herkes önemli bir rol oynuyor. Son sahnede en taş kalpli seyirciyi bile ağlatacak bir görüntü var: Buffy'nin mezar taşı. (Ve mezar taşının üzerinde, en ağır buğur seyirciyi bile kıkırdatacak bir yazı: "She Saved the World A Lot".)
2- The Body (5.16)
Buffy'nin annesi, hiç beklenmedik bir biçimde ve anda -ve doğaüstü bir nedenden, mesela bir vampirin kollarında değil de savaşmaya Buffy'nin gücünün yetmeyeceği bir nedenden: beyin tümöründen- öldüğünde, Buffy ve arkadaşları öylece kalakalıyorlar. Joyce'un ölümüne her karakterin verdiği tepki farklı ve hepsi de birbirinden gerçekçi ve etkileyici. Bölümde müzik kullanmamakla (başlardaki yarım dakikalık bir flashback haricinde hiç müzik yok!) ise inanılmaz derecede cesur bir karar almış Whedon bana kalırsa ve sonuç olağanüstü olmuş. Genelde kolaya kaçanların tercihi bu tarz sahnelerde müziği kökleyip seyirciyi ajite etmektir, ama katı sessizlik, çok iyi yazılmış diyaloglar ve nefis oyunculuklarla desteklendiğinde tabii, çok etkili olmuş, deyim yerindeyse tokat gibi çarpıyor seyircinin yüzüne ölümün gerçekliği ve insanoğlunun ölüm karşısındaki çaresizliği. Buffy'nin ambulansın gelmesini beklediği uzun tek plan sahneden, haberi Dawn'a verişini diğer odanın penceresinden görmemize, Willow ve Tara'nın kampüsteki diyaloglarından 1000 yaşında bir ex-demon olarak Anya'nın ölümü "anlayamaması"na kadar her şeyiyle, her saniyesiyle mükemmel bir bölüm bu. Ölümün insan üzerindeki etkileriyle ilgili The Body kadar vurucu ve gerçekçi bir bölüm daha çekildi mi herhangi bir televizyon dizisi için bilemiyorum -ne önce ne de sonra. Ve bunu Six Feet Under'ı -çok severek- seyretmiş birisi olarak söylüyorum.
3- Once More, With Feeling (6.7)
Unutulmaz müzikal bölüm. Kastın tamamı, sesleri iyi olsa da olmasa da bu müzikal işini iyi kıvırmış bence, ama Amber Benson (Tara), Anthony Stewart Head (Giles), James Marsters (Spike) ve Emma Caulfield (Anya) olağanüstü seslere sahip oldukları için, bu bölümde özellikle onların şarkılarını izlemek çok çok büyük keyif. Once More With Feeling alışkın olduğumuz müzikallere hiç benzemiyor; bir kere karakterler durup dururken, nedensizce şarkılara boğulmuyor, Buffy evreni içinde son derece mantıklı bir nedeni var herkesin şarkı söylemeye başlamasının. En önemlisi de, söylenen şarkılar sıradan şarkılar değil, Joss Whedon'ın bu bölüm için özel olarak yazdığı, konuyla -ve büyük resim içinde bakıldığında da dizinin geldiği noktayla- alakalı, karakterlerin o anki dertleriyle ilgili şarkılar, ve Buffy'nin arkasında yatan dehanın büyüklüğünü bir kez daha önümüze seriyor Once More With Feeling çünkü şarkı sözleri, en basit tabirle dahice. Zengin bir karakter gelişimine sahip bu bölüm üstelik. Her Buffy bölümünde olduğu gibi genel hava aynı anda hem komik ve eğlenceli, hem de ağır ve bunalımlı. (Bu bölümü kaç kez izledim, şarkıları ise bölümden bağımsız olarak kaç kez dinledim hiçbir fikrim yok ama beni bile utandıracak bir sayı olmalı.)
4- Hush (4.10)
Neredeyse tamamı sessiz çekilen Hush, onlar kalplerini deşip alırken yardım istemek için bağıramasınlar diye geldikleri kasabadaki herkesin seslerini çalan, masallardan fırlayıp gelmiş olan bir grup kötü adamla, "Gentlemen"la ilgili. Buffy'nin izlerken gerçekten korktuğum tek bölümü bu, centilmenler tüyler ürpertici yaratıklar. İlk 6-7 dakikada bolca ve anlamsızca konuşup duran karakterlerin, seslerini kaybettikten sonra yaklaşık 35 dakika boyunca birbirleriyle ağızlarından tek sözcük bile çıkmadan iletişim kurmaya çalışmalarını izliyoruz, bu sanırım televizyon dizileri tarihinde bir ilk.
5- Becoming, Part I & II (2.21-2.22)
2. sezonun finalinde Angelus'un nihai planının dünyayı bir cehennem boyutuna çekmek olduğunu anlayan Buffy, en sonunda onu öldürmeye hazır hale gelir. Dizinin en iyi bölümlerinden biri bu, aslında neden ilk sırada değil de 5. sırada bilemiyorum, ilk 5'e bir türlü karar veremedim zaten, yerleri sürekli değişip durdu. Angel'ın köklerine yapılan bir flashback gezisiyle başlayan Becoming'de, Willow'un ilk kez büyü kullanışına, Giles'ın işkence görüşüne, Drusilla'nın bir vampir avcısını neredeyse hiç çaba harcamadan öldürüşüne, Spike'ın Buffy'ye yardım etmesine ve Joyce'un kızının Avcı olduğunu öğrenişine, Buffy ve Angelus'un ölümüne kılıç savaşına ve öperek ve ağlayarak Angel'ı öldüren bir Buffy'ye tanık oluyoruz. Bölüm, evden kovulmuş, okuldan atılmış, sevgilisini öldürmüş ve polis tarafından aranan 17 yaşındaki Buffy'nin, bir otobüse atlayıp Sunnydale'i terk etmesiyle bitiyor. Belki de ilk sıraya koymalıydım Becoming'i?
6- Graduation Day, Part I & II (3.21-3.22)
Pek çok fanın en sevdiği villain olan Mayor'ın, ayrıca Faith'in ve Sunnydale High'ın gidişine/düşüşüne tanık oluyoruz 3. sezon finalinde. Ayrıca Angel'ın da, Cordelia'yı alarak kendi dizisine geçmeden göründüğü son bölüm bu. Aksiyon dolu, acayip gaz bir final Graduation Day, favori sahnelerim ilk bölümün sonundaki Faith ve Buffy dövüşü ve Buffy'nin kanını içen Angel.
7- Innocence (2.14)
Innocence, dizi için bir dönüm noktası kabul edilebilir sanırım. Yazarların ne yapabileceğini, dizinin ne olabileceğini gösteren bölüm bu, bu bölümden sonra hiçbir şey aynı olmuyor zaten. 17. doğumgününün gecesinde Angel'la yatan Buffy, ona bir anlık "kusursuz mutluluk" yaşatmış oluyor, bu da ruhunu tutan lanet kalkacak demek. Ruhu uçup gidince geride köpek yavrularına işkence eden tüyler ürpertici Angelus kalıyor. Spike ve Drusilla olağanüstü villain'lar, aralarına bir de Angelus katılınca tadından yenmez oluyorlar.
8- Restless (4.22)
4. sezonun final bölümü Restless, ama aksiyonun gırla gittiği, sezonluk big-bad'le savaşılan bölüm değil. Buffy, Willow, Xander ve Giles, Adam'ı bir önceki bölümde yeniyorlar, fanların pek ısınamadığı (ama benim her nedense bayıldığım) Initiative hikayesi de tamamlanmış oluyor. Restless, grubun dinlenmek için televizyonun karşısına geçtiği, Apocalypse Now'ı izlerken her birinin tek tek uyuya kaldığı bölüm, biz de tek tek rüyalarına giriyoruz, bu arada ilk Avcı'nın ruhu da bizimkileri rüyalarda öldürmeye çalışıyor. Yani Restless, çoğunlukla rüyalardan oluşuyor. Rüye sekanslarının her biri olağanüstü, bir kere hem tüyler ürpertici, hem de komikler, üstelik gelecek bölümler (hatta gelecek sezonlar) ile ilgili bir sürü şey söylüyorlar. Restless, Twin Peaks'in halefi olarak kabul edilebilir sanırım :)
9- Doppelgangland (3.16)
İntikam iblisi Anyanka'nın The Wish'te yarattığı paralel dünyadan vampir Willow, ters giden bir büyü sonucu Sunnydale'e geliyor Doppelgangland'de. İnanılmaz komik bir bölüm bu, Willow açısından nefis bir karakter gelişimi de içeriyor. Bizim Willow ile vampir Willow arasındaki etkileşimler acayip komik. Bizim Willow'un Vampir Willow rolü, Vampir Willow'un da Bizim Willow rolü yaptığı sahneler şahane. Vamp Willow'la tanıştıktan sonra, Willow'un gözlemleri: "That's me as a vampire? I'm so evil. And skanky. And I think I'm kinda gay!"
10- Prophecy Girl (1.12)
İlk sezonun finali. Angel, The Puppet Show ve Nightmares de iyi bölümler, ama Prophecy Girl, dizinin gerçekten iyi olan ve sonraki sezon finalleri için standartları belirleyen ilk bölümü. Giles bir kehanetten, Buffy'nin Master'la karşılaşacağını ve öleceğini öğreniyor. Bunu öğrenen Buffy Avcılığı bıraktığını, artık seçilmiş kişi ya da kahraman filan olmak istemediğini, 16 yaşında ölmenin pek de adil olmadığını söylüyor. Ama tabii ki, olaylar umduğundan biraz farklı gelişiyor.
...
Şimdi fark ettim, seçtiğim tüm bölümleri Whedon yazıp yönetmiş, vay be. Sevdiğim onlarca Buffy bölümü daha var elbette ama şu listedeki bölüm sayısını 10'a düşürebilmek için içim yanarak attığım bölümler şunlar oldu: Nightmares (1.10), Passion (2.17), The Wish (3.9), Earshot (3.18), Something Blue (4.9), Who Are You? (4.16), Fool For Love (5.7), Tabula Rasa (6.8), Dead Things (6.13), Normal Again (6.17), Selfless (7.5), Conversations with Dead People (7.7) ve Chosen (7.22).
1- The Gift (5.22)
Dizinin 5. sezon finali, 100. bölümü, üstelik de orijinal olarak en son bölümü yani dizi finali olması planlanmış bölüm. Ki bana kalırsa asıl dizi finalinden çok daha güzel bir final olurmuş (ama devam ettiği için şikayet ettiğim de yok elbette). Eski günlere selam göndererek basit bir avla başlıyor ve Buffy'nin ikinci kez ölmesiyle, bu kez bilinçli bir şekilde Dawn'ı (ve dünyayı) kurtarmak için kendini feda etmesiyle bitiyor. Sezonluk big-bad'ler arasında favorilerim arasında sayabileceğim tanrı Glory'yi (Ben formunda) öldüren kişi de Giles oluyor. Bölümde bir sezon finalinde olması gereken her şey var, Buffy'nin cesedinin başında gözyaşlarına boğulan bir adet Spike da dahil. Glory'le yaptıkları son savaşta herkesin bir rolünün olması ve o sezon boyunca yaşanmış her şeyin tamamlanması bu bölümle ilgili en sevdiğim şeylerden. Anya'nın robot Buffy planından Willow'un (artık biraz korkutucu olmaya başlamış) sihrine kadar herkes önemli bir rol oynuyor. Son sahnede en taş kalpli seyirciyi bile ağlatacak bir görüntü var: Buffy'nin mezar taşı. (Ve mezar taşının üzerinde, en ağır buğur seyirciyi bile kıkırdatacak bir yazı: "She Saved the World A Lot".)
2- The Body (5.16)
Buffy'nin annesi, hiç beklenmedik bir biçimde ve anda -ve doğaüstü bir nedenden, mesela bir vampirin kollarında değil de savaşmaya Buffy'nin gücünün yetmeyeceği bir nedenden: beyin tümöründen- öldüğünde, Buffy ve arkadaşları öylece kalakalıyorlar. Joyce'un ölümüne her karakterin verdiği tepki farklı ve hepsi de birbirinden gerçekçi ve etkileyici. Bölümde müzik kullanmamakla (başlardaki yarım dakikalık bir flashback haricinde hiç müzik yok!) ise inanılmaz derecede cesur bir karar almış Whedon bana kalırsa ve sonuç olağanüstü olmuş. Genelde kolaya kaçanların tercihi bu tarz sahnelerde müziği kökleyip seyirciyi ajite etmektir, ama katı sessizlik, çok iyi yazılmış diyaloglar ve nefis oyunculuklarla desteklendiğinde tabii, çok etkili olmuş, deyim yerindeyse tokat gibi çarpıyor seyircinin yüzüne ölümün gerçekliği ve insanoğlunun ölüm karşısındaki çaresizliği. Buffy'nin ambulansın gelmesini beklediği uzun tek plan sahneden, haberi Dawn'a verişini diğer odanın penceresinden görmemize, Willow ve Tara'nın kampüsteki diyaloglarından 1000 yaşında bir ex-demon olarak Anya'nın ölümü "anlayamaması"na kadar her şeyiyle, her saniyesiyle mükemmel bir bölüm bu. Ölümün insan üzerindeki etkileriyle ilgili The Body kadar vurucu ve gerçekçi bir bölüm daha çekildi mi herhangi bir televizyon dizisi için bilemiyorum -ne önce ne de sonra. Ve bunu Six Feet Under'ı -çok severek- seyretmiş birisi olarak söylüyorum.
3- Once More, With Feeling (6.7)
Unutulmaz müzikal bölüm. Kastın tamamı, sesleri iyi olsa da olmasa da bu müzikal işini iyi kıvırmış bence, ama Amber Benson (Tara), Anthony Stewart Head (Giles), James Marsters (Spike) ve Emma Caulfield (Anya) olağanüstü seslere sahip oldukları için, bu bölümde özellikle onların şarkılarını izlemek çok çok büyük keyif. Once More With Feeling alışkın olduğumuz müzikallere hiç benzemiyor; bir kere karakterler durup dururken, nedensizce şarkılara boğulmuyor, Buffy evreni içinde son derece mantıklı bir nedeni var herkesin şarkı söylemeye başlamasının. En önemlisi de, söylenen şarkılar sıradan şarkılar değil, Joss Whedon'ın bu bölüm için özel olarak yazdığı, konuyla -ve büyük resim içinde bakıldığında da dizinin geldiği noktayla- alakalı, karakterlerin o anki dertleriyle ilgili şarkılar, ve Buffy'nin arkasında yatan dehanın büyüklüğünü bir kez daha önümüze seriyor Once More With Feeling çünkü şarkı sözleri, en basit tabirle dahice. Zengin bir karakter gelişimine sahip bu bölüm üstelik. Her Buffy bölümünde olduğu gibi genel hava aynı anda hem komik ve eğlenceli, hem de ağır ve bunalımlı. (Bu bölümü kaç kez izledim, şarkıları ise bölümden bağımsız olarak kaç kez dinledim hiçbir fikrim yok ama beni bile utandıracak bir sayı olmalı.)
4- Hush (4.10)
Neredeyse tamamı sessiz çekilen Hush, onlar kalplerini deşip alırken yardım istemek için bağıramasınlar diye geldikleri kasabadaki herkesin seslerini çalan, masallardan fırlayıp gelmiş olan bir grup kötü adamla, "Gentlemen"la ilgili. Buffy'nin izlerken gerçekten korktuğum tek bölümü bu, centilmenler tüyler ürpertici yaratıklar. İlk 6-7 dakikada bolca ve anlamsızca konuşup duran karakterlerin, seslerini kaybettikten sonra yaklaşık 35 dakika boyunca birbirleriyle ağızlarından tek sözcük bile çıkmadan iletişim kurmaya çalışmalarını izliyoruz, bu sanırım televizyon dizileri tarihinde bir ilk.
5- Becoming, Part I & II (2.21-2.22)
2. sezonun finalinde Angelus'un nihai planının dünyayı bir cehennem boyutuna çekmek olduğunu anlayan Buffy, en sonunda onu öldürmeye hazır hale gelir. Dizinin en iyi bölümlerinden biri bu, aslında neden ilk sırada değil de 5. sırada bilemiyorum, ilk 5'e bir türlü karar veremedim zaten, yerleri sürekli değişip durdu. Angel'ın köklerine yapılan bir flashback gezisiyle başlayan Becoming'de, Willow'un ilk kez büyü kullanışına, Giles'ın işkence görüşüne, Drusilla'nın bir vampir avcısını neredeyse hiç çaba harcamadan öldürüşüne, Spike'ın Buffy'ye yardım etmesine ve Joyce'un kızının Avcı olduğunu öğrenişine, Buffy ve Angelus'un ölümüne kılıç savaşına ve öperek ve ağlayarak Angel'ı öldüren bir Buffy'ye tanık oluyoruz. Bölüm, evden kovulmuş, okuldan atılmış, sevgilisini öldürmüş ve polis tarafından aranan 17 yaşındaki Buffy'nin, bir otobüse atlayıp Sunnydale'i terk etmesiyle bitiyor. Belki de ilk sıraya koymalıydım Becoming'i?
6- Graduation Day, Part I & II (3.21-3.22)
Pek çok fanın en sevdiği villain olan Mayor'ın, ayrıca Faith'in ve Sunnydale High'ın gidişine/düşüşüne tanık oluyoruz 3. sezon finalinde. Ayrıca Angel'ın da, Cordelia'yı alarak kendi dizisine geçmeden göründüğü son bölüm bu. Aksiyon dolu, acayip gaz bir final Graduation Day, favori sahnelerim ilk bölümün sonundaki Faith ve Buffy dövüşü ve Buffy'nin kanını içen Angel.
7- Innocence (2.14)
Innocence, dizi için bir dönüm noktası kabul edilebilir sanırım. Yazarların ne yapabileceğini, dizinin ne olabileceğini gösteren bölüm bu, bu bölümden sonra hiçbir şey aynı olmuyor zaten. 17. doğumgününün gecesinde Angel'la yatan Buffy, ona bir anlık "kusursuz mutluluk" yaşatmış oluyor, bu da ruhunu tutan lanet kalkacak demek. Ruhu uçup gidince geride köpek yavrularına işkence eden tüyler ürpertici Angelus kalıyor. Spike ve Drusilla olağanüstü villain'lar, aralarına bir de Angelus katılınca tadından yenmez oluyorlar.
8- Restless (4.22)
4. sezonun final bölümü Restless, ama aksiyonun gırla gittiği, sezonluk big-bad'le savaşılan bölüm değil. Buffy, Willow, Xander ve Giles, Adam'ı bir önceki bölümde yeniyorlar, fanların pek ısınamadığı (ama benim her nedense bayıldığım) Initiative hikayesi de tamamlanmış oluyor. Restless, grubun dinlenmek için televizyonun karşısına geçtiği, Apocalypse Now'ı izlerken her birinin tek tek uyuya kaldığı bölüm, biz de tek tek rüyalarına giriyoruz, bu arada ilk Avcı'nın ruhu da bizimkileri rüyalarda öldürmeye çalışıyor. Yani Restless, çoğunlukla rüyalardan oluşuyor. Rüye sekanslarının her biri olağanüstü, bir kere hem tüyler ürpertici, hem de komikler, üstelik gelecek bölümler (hatta gelecek sezonlar) ile ilgili bir sürü şey söylüyorlar. Restless, Twin Peaks'in halefi olarak kabul edilebilir sanırım :)
9- Doppelgangland (3.16)
İntikam iblisi Anyanka'nın The Wish'te yarattığı paralel dünyadan vampir Willow, ters giden bir büyü sonucu Sunnydale'e geliyor Doppelgangland'de. İnanılmaz komik bir bölüm bu, Willow açısından nefis bir karakter gelişimi de içeriyor. Bizim Willow ile vampir Willow arasındaki etkileşimler acayip komik. Bizim Willow'un Vampir Willow rolü, Vampir Willow'un da Bizim Willow rolü yaptığı sahneler şahane. Vamp Willow'la tanıştıktan sonra, Willow'un gözlemleri: "That's me as a vampire? I'm so evil. And skanky. And I think I'm kinda gay!"
10- Prophecy Girl (1.12)
İlk sezonun finali. Angel, The Puppet Show ve Nightmares de iyi bölümler, ama Prophecy Girl, dizinin gerçekten iyi olan ve sonraki sezon finalleri için standartları belirleyen ilk bölümü. Giles bir kehanetten, Buffy'nin Master'la karşılaşacağını ve öleceğini öğreniyor. Bunu öğrenen Buffy Avcılığı bıraktığını, artık seçilmiş kişi ya da kahraman filan olmak istemediğini, 16 yaşında ölmenin pek de adil olmadığını söylüyor. Ama tabii ki, olaylar umduğundan biraz farklı gelişiyor.
...
Şimdi fark ettim, seçtiğim tüm bölümleri Whedon yazıp yönetmiş, vay be. Sevdiğim onlarca Buffy bölümü daha var elbette ama şu listedeki bölüm sayısını 10'a düşürebilmek için içim yanarak attığım bölümler şunlar oldu: Nightmares (1.10), Passion (2.17), The Wish (3.9), Earshot (3.18), Something Blue (4.9), Who Are You? (4.16), Fool For Love (5.7), Tabula Rasa (6.8), Dead Things (6.13), Normal Again (6.17), Selfless (7.5), Conversations with Dead People (7.7) ve Chosen (7.22).
26 yorumcuk:
çavlan yazı çok güzeldi teşekkürler.. sayende 1. sezondan başlayıp diziyi yeniden izlemeye karar verdim.. Bir de oldukça zahmetli şekilde: internetten düşük kalitede izlemek yerine indirmek yolu ile.. canım çekti ooff
Off Spike'ın ağlaması hala dün gibi aklımda. Canım benim ya.
Yazı çok güzel olmuş, imrendim diyebilirim hatta. Fakat bu diziye ısınamadım bir türlü, denedim ama olmadı...
The Body bölümünü hatırlamak beni durgunlaştırdı resmen...
Şahane bir yazı olmuş Çavlan. ve senden nası nefret ettim şu an, o kadar izlemek istedim ki diziyi tekrardan:) Özellikle ilk 4 sezonunu, fakat öyle bir vaktim yok maalesef:( The Body'i görünce bi fena oldum zaten.
Aynı şekil bir Angel yazısı bekliyorum. Angel yeni başladığından 5'ten sonra Buffy'e ilgim azalmıştı benim. Angel'ın 4 sezonunu Buffy'nin son sezonlarından daha çok severim ama buna rağmen Angel'ın hafızama kazınan vurucu bölüm sayısı pek azdır. Bir Buffy etkisi bırakamamış bende, o da bir gerçek.
Favori 10 bölümü bu şekilde listelemek harika bir fikir, sanırım ben de yapacağım :) Ancak o kadar güzel Buffy episodları var ki, ben favori 20-25 bölümümü listeleyebilirim, öbür türlü içim kan ağlar geride bıraktıklarım için :) Aynı şekilde bunu Angel için de yapmak çok güzel olur, ne dersiniz, aynı zamanlarda yapsak mı böyle kardeş listeler? Angel'ı atmosfer olarak ben de daha çok seviyorum ama Buffy'nin Body'de, Hush'ta, The Wish'de ve müzikal bölümde yaptığı gibi risk alan, yenilikçi bölümler yapmadı Angel, sezon finalleri de Buffy'ninkiler kadar akılda kalan ve çarpıcı finaller değillerdi, bu sebeplerden (bir üste yorum bırakan arkadaş gibi) benim de belleğime kazınmış, ilk anda sayabileceğim nefis Angel bölümleri yok. Buffy ve Angel'ın sezon incelemelerini yazmakla meşgulum ancak o kadar derin, o kadar dolu diziler ki, yazmışken adam gibi incelemek lazım diyorum, bu da acayip zaman yiyen birşey, çok yavaş gidiyor bu sebepten. Favori bölümleri listelemek daha iyi bir seonu özetleme yolu bile olabilir. Seçimlerinize bayıldım, bölümlerden anların olduğu resimlerse harika olmuş, ben asla bu şekilde kullanamıyorum mesela resimleri :)
Merhaba, ne hos bir yazi olmus bu boyle. Spoilera maruz kalmamak icin yarim yamalak okudum ama okudugum kadariyla da sessiz bolum, muziksiz bolum, muzikal bolum ve paralel dunyaların oldugu bolum gibi cok hos kavramlarla oynayan ve bunlari yapan bir diziye hayran oldum. Hem paylastiginiz gorseller de cok ilgi cekici.
Buffy The Vampire Slayer'ı yayinlandigi donemde yakalayamadim ben, sadece konusunu, turunu duymus ve sizin de yazdiginiz gibi biraz kucumseyerek bakmistim dogrusu. Sonraysa unuttum gitti, denk de gelmedim, ilgimide cekmedi.
Ancak bu yazidan sonra kesin karar verdim. Dvd setini bulacak ve izleyecegim. :)
Şahane bir yazı olmuş, çok ama çok sevdim. Ve tabi ki Buffy'ciğimizi ne kadar özlediğimi farkettim. Bununla birlikte ileride senden En İyi 10 Angel Bölümü gelse, hatta En Kötü 5 Buffy ve Angel Bölümü de gelse çok mesut olurum sevgili Çavlan. Baştan izleyeceğim tekrar o kesin, ama mümkün olduğu kadar ileri bir tarihe atıyorum. Benim 1. sıramda sanırım Once More With Feeling olurdu. Veya Becoming pt: 2 olurdu. İlk 10'a aldığımız bölümler hemen hemen aynı ama özellikle ilk 5 bölümün sırasına karar vermek çok zor. Fool for Love, Chosen ve Passion benim ilk 10'umda kesin olurdu yanlız. Allahım ne kadar zormuş seçim yapmak! :) Ne kadar tuhaf ama değil mi, bu dizi biteli 8 yıl olmuş ve biz hala hatırlıyoruz 144 bölümün çoğunu, isimleriyle hem de! Modern çağın en iyi dizisi diyorum Buffy'ye ve Angel'a (kesinlikle birlikte ele alıyorum onları bir bütünün parçaları gibi), daha ötesi yok.
Ben sezon finallerinin kendime göre sıralamasını yapmak istedim bu yazıyı okuyunca, çok istedim aniden nedensizce :)
1-) 2x22 Becoming pt:2
2-) 5x22 The Gift
3-) 4x22 Restless
4-) 7x22 Chosen
5-) 3x22 Graduation Day pt:2
6-) 1x22 Prophecy Girl
7-) 6x22 Grave
(Böyle sıraladım ama 6. sezon finali dışında ki Joss Whedon'ın yazıp yönetmediği tek sezon finali oluyor o, evet onun dışında hepsini çok güçlü ve çok başarılı buluyorum.)
Restless benim 1 numaram. Hatta bir soru sormak istiyorum;
Restless'taki çöl sahnesinde çalan o ruhani müziğin ne olduğunu bilen var mı? Sanki ben onu bulmuştum biryerden, ama sonra kaybettim.
Buffy'i çok özlemişiz gerçekten... Tam anımsamıyorum ama bilmemne from darkness diye bir site vardı Buffy ile ilgili; orayı az sömürmemiştim :)
Yazı gerçekten çok güzel, teşekkürler :)
vuhuu çok sevindim bu yazıyaa, süper olmuş gerçekten. Sanırım herkeste tekrardan izleme isteği oluşmuş. deli gibi buffy, angel izlediğim zamanları hatırladım. Benim de favorim her zaman Hush olmuştur. Gentlemenların o el hareketleri falan, hem çok sevimli hem de çok korkunçlar=))bunca izlenmesi gereken dizi arasında buffy'yi hatırlattığın için teşekkür ediyor, Angel'ı bekliyorum..
ahhh çok etkilendim yazıdan. Çok iyi düşünmüşsün böyle bir şey yapmakla ve iyi kurup yorumlamışsın. Çok keyif aldım okurken. Cnbc-e'de yayınlandığı dönemde baya baya saat takip bir de üzerine tekrarlarını izleyen biri olarak yorum yazan pek çok kişi gibi ben de tekrar izlemek istedim diziyi :)Sanırım pek çok kişi için zamanında,yabancı dizi izlemek değil ama takip etmek adına bir adım olmuştur.
Ben sanırım listeye bir de New Moon Rising(4.19)'i eklerdim. Oz, Sunnydale'e gelip Wiilow'a iyileştiğini göstermek isterken Willow'un Tara ile birlikte olduğunu öğreniyordu. Çok açıdan zor olan (iki kadın - iki büyücü) Willow ve Tara ilişkisinin yoğunluğunu karakterlerin hem kendilerine hem de çevrelerine ispatlamak adına önemli ve çok duygusal bi bölümdü.
Gerçekten çok güzel bir yazı olmuş.Zevkle okudum bende.Listenizde 1.sıraya aldığınız The Gift bölümü gerçekten süperdi.Dizi finali olsaymış hakikaten çok güzel olurmuş. :)
Bu arada Sarah Michelle Gellar'ı özleyeniniz varsa, CBS kanalının yayınlayacağı Ringer isimli drama dizisiyle ekranlara geri dönecek!Dizinin senaryosunu ise Supernatural dizisinin yapımcı ve senaristleri olan Eric Charmelo & Nicole Snyder üstlenmiş. Sarah Michelle Gellar sevenlere duyrulur... :)
bu kadar buffy sever olduğunu bilsem daha önce yapardım buna benzer bir liste, çok hoşuma gitti bu tepkiler :) angel için de benzer bir liste gelecek o zaman.
baştan sona büyük bir dehanın izlerini taşıyan müzikal bölüm benim ennn favorim, hiçbiiir şeye değişmem onu :) liste süper. eski günlere dönmek istedim.
harika bir yazı olmuş gerçekten bayıldım.. bende blogumda buffy i yazacak olsaydım favori bölümlerim aynı seni,nkiler gibi olurdu... Buffy'nin annesinin öldüğü bölüm,müzikal,Buffy' nin Angelus 'ı öldürmek zorunda kaldığı bölüm şuanda hepsi film şeridi gibi gözümün önünden geçti ve tekrar izlemek için inanılmaz bir istek duyuyorum... ben her zaman spike tarafında olsamda angel efsanedir :)kendimi Buffy zannettiğim dönemlerde yazdığım bir bölüm senaryosu bile var ahah şimdi aklıma geldi :) neyse çok meşgul ettim tekrar süper bi yazı olmuş Faith de ne güzeldi...
şu yazını gördüğümde ne kadar heycanlandığımı anlatamam. bn yıllardır buffy ve angel dizilerine olan derin bağımla yaşarken,bir yerlerde olduğunu bildiğim ama nedense hiç karşılaşamadığım ben gibilerin eksikliğini duydum. ama sonunda karşımda çoksağlam hayranlardan biri duruyor. ilk 10 listendeçok beğendim bölümler var var ancak benim ilk 10 umda yer alacaklardan bazıları muhakkak şunlar olurdu;
daha açılışındaki müzikle beni vuran sonuna kadar d tüylerim diken diken izlediğim ''conversation with dead people''; angel anlatımıyla başlayan ve sonlanan kavramların karıştığı-ayrıştığı ''passion''; ve önceki bölümde übervamp'ten sıkı dayak yedikten sonra bölüm sonunda potential'larımıza hayat dersinin etkili bir biçimde anlatıldığı ''showtime''.
Harika bir yazı olmuş :) Ama ben olsam Passion'ı ve Tabula Rasa'yı dışarda bırakamazdım :)
Vampir Willow süperdi ama Dark Willow daha da süperdi.
Bir de 6. sezonda Normal Again bölümü beni çok sarsmıştı. Buffy akıl hastanesinde görüyordu kendini, yıllardır şizofren olduğunu ve yaşanan herşeyin halüsinasyon olduğunu öğreniyordu.
Siz de zaten içiniz yanarak atmışsınız listeden.
Çok duygulandım yazıyı okurken ya o kadar özlemişim ki.. Gelmiş geçmiş en sevdiğim dizi. sabahlara kadar yemeden içmeden bölüm ardına bölüm izlerdim. buffyle beraber ağlayıp beraber güldüm. çok güzel bi liste hazırlamışsın gerçekten.
Hele bu kadar sıkı buffy severler olduğunu görünce çok daha sevindim, bölüm adlarıyla hatırlayan falan. tek deli ben değilmişm meğer.
aynı kadroyla (dawn hariç, hiç sevmiyorum o uyuzu -_-) devam etseler, yeni sezon, film falan çekseler de kaliteli vampir kurgusu nasıl yapılır görsün yeni nesiller..
butun bolumleri tek tek hatirladim. muhtesem olmus. ^^
en iyi bölümü hangisidir diye hiç düşünmedim de en sevdiğim sahnesi spike'ın elinden güçleri alınmış, beslenemez ve kimseye zarar veremez haldeyken bir camdan bakıp içeride bi vatandaşa saldıran diğer vampirlere gıpta edip küçük emrah modunda iç geçirmesi ve fondan da pek bir kahırlı müziğin girmesi falan. hani türk filmlerinde kült sahnedir ya lokanta camından içerideki yemeklere ağzının suyu akarak bakan ama parası olmayan boynu bükük garip, spike'ın gözüme bi sempatik gelmeye başladığı zamanlar o zamana tekabül eder işte.
Restless bölümünde Tara Buffy'e "Be back before Dawn" der. Biz tabi daha Dawn ile tanışmadığımızdan bu söz bir anlam ifade etmez... buna bayılmıştım.
Bir de ben "Amends" bölümünü çok seviyorum, sanırım benim en iyi Christmas temalı bölümler listemde de bir numara bu bölüm.
Keşke Buffy devam etseymiş. Buffy kıskanan Spike ve Angel'ın birbirlerine sataşmalarını izleseymişiz sürekli..
Diziyi nerden hd izleyebilirim çok izlemek istiyorum ama iyi görüntü bulamadım.
Fromdarkness.com u hatırlayan var mı peki?
5. Sezon 7. Bölüm " Fool for Love" da en iyi bölümlerdendir bence.
Benim favori bölümlerim The Gift, Hush, The Body, Something Blue, Fool For Love ve Becoming Part 1 & 2 idi. Bu arada üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen hala ilk günkü hislerle bağlı olduğum nadir dizilerden Buffy. Kaç kez izledim sayısını bilmem bile. Yeni neslin pek bilmiyor olması beni üzüyor. Bu yüzden bir inceleme çektim kanalımda Buffy için. Belki birkaç kişi keşfeder de yeni nesil de güneşte parlamayan, gerçek vampir mitine bağlı işlenmiş kaliteli bir dizi izler.
https://www.youtube.com/watch?v=QATG9tFQrCk
Yorum Gönder