24 Aralık 2010 Cuma

Oldboy

Yönetmen: Chan-Wook Park
Yazar: Garon Tsuchiya (hikaye), Nobuaki Minegishi (manga), Jo-Yun Hwang, Chun-Hyeong Lim ve Chan-Wook Park (senaryo)
Oyuncular: Min-sik Choi, Ji-tae Yu, Hye-jeong Kang
Tür: Dram|Gizem|Gerilim
Yapım yılı: 2003
Süre: 120 dk.
Ülke: Güney Kore
IMDb Puanı: 8.4/10
Çavlan'ın puanı: 5/5
Umut'un puanı: 4.5/5

Sıradan bir işi, sıradan bir yaşamı olan aile babası Oh Dae Su, içkiyi fazla kaçırdığı bir gece, şehrin göbeğinden kaçırılır ve eski püskü bir otel odası görünümlü bir hücreye hapsedilir. Odada bir yatak, bir masa, bir televizyon ve küçük bir banyo vardır sadece. Niçin orada olduğunu, kendisini kaçıranın kim olduğunu ona açıklayan olmaz, onunla konuşan da olmaz zaten. Odanın kapısına monte edilmiş açılır kapanır küçük bir bölmeden gelir yemekleri. Bir gün, dış dünyaya açılan tek penceresi -tek taraflı açılan bir pencere- olan televizyonda, karısının öldürüldüğünü, daha da kötüsü, besbelli onu kaçıran kişilerin yerleştirdiği kanıtlar nedeniyle tek katil zanlısının kendisi olduğunu, polis tarafından arandığını öğrenir. Kafayı sıyırma noktasına gelen Dae Su, düşmanı olabileceğini tahmin ettiği, ucundan kıyısından kötülüğünün dokunduğu insanların listesini çıkarmaya, anımsayabildiği her şeyi yazmaya başlar. Ara sıra odaya bir gaz dolar, Dae Su uykuya dalar, uyandığındaysa saçını başını traş edilmiş, odayı toplanmış bulur. Bu rutin tam 15 yıl boyunca sürer, 15 yıl boyunca Dae Su kimseyi görmez, gitgide artan bir intikam isteğiyle dolar, yumruklarını duvarlarda deneyerek dövüş idmanı yapar, kendisini oradan kaçacağı ve hayatını mahvedenleri harcayacağı zamana hazırlar.

Bir sabah gözlerini açtığında kendini çimenlerin üstünde, açık havada bulur Dae Su. Yine gazla uyuşturulmuş, baygınken de bir binanın çatısına bırakılmıştır. Salıverilişi de 15 yıl önceki kaçırılışı gibi olmuştur, öylece, sessizce, açıklamasız. Dışarıda olması özgür olduğu anlamına gelmez; Dae Su hücresinden kendi imkanlarıyla kurtulmayı başarmamış, birileri tarafından bırakılmıştır, elbette bunun bir sebebi vardır. Kahramanımız nefis bir intikam görevine çıkar ve tutsaklığında parmağı olan herkesi tek tek haklarken, aslında bir başkası ona hem yol göstermekte hem de onunla kedinin fareyle oynadığı gibi oynamaktadır. Yıllar boyu adım adım hesaplanıp ince ince işlenerek oluşturulmuş bir başka intikam planı vardır aslında arkaplanda.

Konu böyle işte. Henüz izlemeyenlerin seyir keyfini mahvetmemek adına hikayeye dair başka bir şey söylememem gerek, gerçi bu film ta 2003 yapımı -yani Oldboy'u hâlâ izlemediyseniz eğer, utanın kendinizden ve hemen bulup seyredin. IMDb'nin Top 250 film listesinin 104. sırasında olduğunu bilmek ikna olmanıza yardımcı olur belki, ya da 2004'te Cannes'da Jüri Büyük Ödülünü almış olduğunu öğrenmek. Güney Kore sinemasının en iyi filmlerinden biri olarak kabul edilebilir, Chan-Wook Park’ın birbirinden bağımsız ama her biri intikam temalı filmlerden oluşan üçlemesinin de en başarılı halkası.

Bahsetmeden geçemeyeceğim bir de sahnesi var Oldboy'un (canlı ahtapot sahnesi değil hayır, şu an onu aklıma getirmemeye çalışıyorum!): Kötü adamlarla dolu bir koridor ve bu koridordan canlı çıkmaya çalışan Dae Su. Şiddeti estetik zerafete dönüştüren ve tek plan çekim olan bu sahne 3 günde, 17 tekrardan sonra çekilmiş. Teknik olarak kusursuz bu sahne, günümüzde pek çok filmin kullandığı hızlı geçişli ruhsuz ve çirkin aksiyon sahnelerini utandıracak nitelikte.

Fazla sert gelebilir bu film pek çok seyirciye. Ancak içindeki aksiyonun şiddet dozu ne kadar yüksek olsa da, -pek çok filmden farklı olarak- anlamlı ve bir amaca hizmet ediyor o şiddet. Duygusal olarak uçlara gittiği, feci risk aldığı oluyor filmin, hiçbir şey nedensiz veya mantıksız değil ama. Çok vurucu, çok çarpıcı bir senaryosu var. Özgünlüğü, kurgusu, müzikleri ve hikayesiyle olağanüstü bir film Oldboy.

Görsel yönetimi de harika olan filmin görüntüleriyle bitireyim bu yazıyı da. İşte:








26 yorumcuk:

Judy Abbott dedi ki...

gerçekten meraktan çatladım şu an. mutlaka izlemem lazım.

kıtmir dedi ki...

Korelilerin hızına yetişemiyoruz ki:)Adamlar aşalı çok olmuş!
hemen izleyip yapıştıracam yorumumu. Çavlan Ji Woon Kim in de son filmi bir intikam manyaklığı. Kurgu çekim harika izlemişsindir büyük bir olasılıkla ama naçizane tavsiyemiz olsun sana:)

gürültü dedi ki...

oldboy en favori filmlerimden.. sonunu oha oha ohaaaa !! diyerek bitirmiştik ve salondan herkes aptal gibi çıkmıştı.

Factotum dedi ki...

Film de mevzu da pek güzel pek sıradışı. İzlemeden ölünmez!

Xena dedi ki...

ilginç görünüyor. Ben bu filmi izlemek istiyorum.

Taner dedi ki...

Güney Kore filmi olduğu için uzun süre bende izlememiştim Oldboy'u. İzledikten sonra Çavlan gibi tepki verdim bende. 'Bunca zamandır neden izlememişim' diye. Olağanüstü bir film gerçekten. 15 yılın intikamı nasıl alınır ki!..

ceren dedi ki...

bir bu filmi bir de 'dancer in the dark' ı izlerken saç baş yoldum, kalbim sıkıştı, çok fena etkilendim (hatta uzun yıllar björk bile dinleyemedim). ama asla ikinci kez izlemeye de yanaşmadım. aklıma geldikçe de hala kalp atışlarımı hızlandırır. öyle acayip hisler uyandıran bir film, müthiş etkileyici.

beenmaya dedi ki...

daha birkaç gün önce bir arkadaşım söylemişti mutlaka seyret diye. üzerine bir de burada okuyunca bunca zaman seyretmemiş olduğuma gerçekten utandım!

Mathilde dedi ki...

Hayatımda izlediğim en güzel filmlerdendir kendisi. Bu kadar rahatsız edici bir film daha olamaz. Sonu ağır, fazla ağır..

Joey Potter dedi ki...

Bu sözde bir üçlemedir (sympathy for mr. vengeanceve/Sympathy For Lady Vangeanceve) Serinin en iyi intikam filmi derler Old Boy için. Evet iyi bir intikam filmi. Dövüş shaneleri nasıl denir 'koreorafi' mi? Çok iyi ama film çok 'sert' Sadece fiziksel anlamda değil. Değer yargılarını alt üst ediyor ve direk adamı duvara çarpıyor. Ben sevemedim anlattığı şeyi. Ama intikamsa 15 yıllık bir kin ise anlatılan (ama kimin kini?) evet çok iyiydi. Adamı kendi silahı ile vurmak istedi bir anlamda. İzlemeyen çok kişi var spoilere girmesin yorumum ama tekrar dönüp izleyebileceğim bir film değil.

ferdinand dedi ki...

gülersen dünya da güler, ağlarsan tek başına...

hastasıyız aabi, intikam üçlemesinin en hakiki filmi hem de en soğuk yeneninden.
Film kadar müzikleri de olağanüstüdür, candır can...

"benim adım oh dae-su. anlamı insanlarla iyi geçinen demek"

Sokak Kedisi dedi ki...

İntikam...

Bence serinin tüm filmleri, seyirleri zor olduğu halde son derece başarılı ama Oldboy kesinlikle arşivlik, sinemadan beklentisi yüksek olanlar için özellikle.

nouvelle dedi ki...

Sevgili Çavlan aktarım için teşekkürler. Oldboy'u bir kaç yıl önce izlemiştim ve bir an senin blogunda, beklenmedik bir anda şu görüntüler karşıma çıkınca tıpkı o günkü gibi ürperdim. :)
Hayatımda izlediğim en iyi ve en rahatsız edici filmlerden birisiydi Oldboy. Görsel yanı şahanedir. Kimseler kaçırmasın!

Alchemist dedi ki...

"Derler ki; insanlar hayal gücü ile korkup büzüşürler. Öyleyse hayal etme."

7.oda dedi ki...

izlediğim en iyi intikam filmiydi. ama izlememiş olmayı dilediğim. öyle sarsıcıydı ki, aylarca etkisinden kurtulamayıp ruh gibi gezinmiştim.. hala daha adını duyduğumda içimde korkunç bir uçurum beliriyor.

mor kedi dedi ki...

ben de ilk bir tavsiye üzerine izlemiştim sanırım 4-5 yıl oluyor
ve sonra birkaç kez daha izledim belki abarttım ama pişman olmadım. bu filmden sonra bir kaç güney kore filmi daha izleyeyim dedim iyi ki izledim...
kesinlikle harika!

kimbapsushi dedi ki...

uzun zamandır nacizane listemin zirvesindeki film, sanırım uzun zaman da yeri değişmeyecek.
senaryonun muhteşemliğini, sahne geçişlerini, oyunculuğu bir yana bıraksam, yeong wook jo imzalı soundtrack'ini es geçemem. hala dinlerim bıkmadan.
üçlemenin diğer filmleri de şahanedir ama oldboy başkadır.

Mr Rosebud dedi ki...

Hayatımın 5 filminden biri. İlk izlediğim zamanı hatırlıyorum da, credits akarken koltuğa çivilenmiştim ve yaklaşık 1 saat evin içinde ruh gibi dolaşmıştım. Bünyesi kaldıracak her sinemasevere şiddetle tavsiye ederim.

Dışavurum dedi ki...

Offf off, bu filmi izledikten sonra kolay kolay başka bir filmi beğenemiyor insan ... Yarattığı etki bambaşkaydı. Allak bullak edip bırakıyor adamı.

Bay Blog Canavarı dedi ki...

Burdan duymasam bi daha duymam gibime geliyordu ama bu iyi oldu film'i gerçekten çok beğendim.

The.Lethe dedi ki...

izlediğim en etkileyici filmlerden biridir... sonunda adamın yaşadığı çaresizliği içimde bizzat hissettim. ayrıca soundtrack'i de muhteşemdir, ağlanasıdır...

izi dedi ki...

Yeong wook jo bu filmin ve lady vengeanceın soundtracklarında büyük iş bu filmler izledinten sonra hemen albümlerde çekilmeli

izi dedi ki...

Oldboy - cries and whispers dinleyin müthiş

Çavlan dedi ki...

aralık ayı boyunca, hiç abartmıyorum, bütün bir ay boyunca bu filmin soundtrack'ini dinledim :)

izi dedi ki...

önceki yorumumda belirttim ama oldboyun albümüne bu kadar sevmişsen Lady Vengeance'ın albümünüde çok seversin. Ama tabi önce filmi izlemek lazım sonra albüm daha keyifli oluyo

Adsız dedi ki...

ayy! hatırlamak istemediğim filmlerden.. oldukça sarsıcıydı. ah o ahtapot sahnesi.. ve tabi fiziksel sahneler de baya fena vuruyor insanı (özellikle sonunda olayı öğrenince) izlememeyi tercih edeceğim tek film. çünkü en etkilendiğim film :) 3-4 gün "ahtapot" diye mal gibi gezdim.. halen afişini görüp adını duydukça ürperirim.