Stephen King Romanlarından Uyarlanan En İyi 5 Film

1. The Shining (1980)

Filmin kitaptan çok farklı olduğu ve King'in bu filmi hiç mi hiç beğenmediği doğru, ama böyle nefis bir filmin Stephen King Uyarlamaları listesindeki yerini etkilememeli bu iki faktör bana kalırsa; ne kadar farklı olursa olsun Medyum'un uyarlaması The Shining sonuçta (Medyum diye biliyorum ben romanın Türkçesini okuduğum için) ve Kubrick de, romanın temel unsurlarına sadık kalmış. Üstelik Stephen King'in, romanlarının onlarca berbat uyarlamasını bağrına bastığı göz önüne alınacak olursa, The Shining'le ilgili nefret dolu tavrı iyi bir şey olarak bile görülebilir. Jack Nicholson'ın oyunculuğundan tutun filmin sinematografisine, otelin insanın tüylerini ürperten, aynı zamanda da gönlünü çelen genel havasından tutun müziklerine kadar her şeyiyle harikulade bir film The Shining.

2. The Shawshank Redemption (1994)

King'in bir hikayesinden uyarlanan The Shawshank Redemption (yazının başlığında 'roman' sözcüğünü kullandığımı şimdi fark ettim, neyse çok geç), pek çok kişinin tüm zamanların en iyi filmi olarak kabul ettiği yapıt, IMDb'de de puanı 10 üzerinden 9'u geçen üç filmden biri. Çok iyi bir film olduğuna katılıyorum, ama benim için The Shining'i geçemedi bu listede. Güçlü hikayesi ve olağanüstü performanslarıyla, Frank Darabont'un yönettiği The Shawshank Redemption kesinlikle bir klasik.

3. Misery (1990)

Kathy Bates bu filmde en sevdiği yazar araba kazası geçirince onu evine alıp iyileştiren, ama çaktırmadan da evine hapseden, onu yeni bir roman yazmaya zorlamaktan ayaklarını kırmaya kadar türlü işkenceler yapan psikopat bir "fan"ı canlandırıyor, ki bu filmdeki rolüyle En İyi Kadın Oyuncu ödülünü almıştı. Kesinlikle yerinde bir ödül, ben şahsen doğaüstü güçleri olmayan bir karakterden daha çok korktuğumu hatırlamıyorum, bu kadar yıl sonra bile, Annie'nin ekranda göründüğü bazı anlarda çığlık atıyorum. Rob Reiner'ın yönettiği filmde James Caan da kariyerinin en iyi oyunculuklarından birini sergiliyor. King'in de en sevdiğim kitaplarından biri olan orijinaline (Sadist diye çevrilmişti) bir hayli bağlı kalan bir uyarlama Misery, ama hatırladığım kadarıyla beni rahatsız eden iki büyük fark var filmle arasında: 1- Kitapta Annie Paul'un ayağını sadece kırmıyor, kesip yakıyordu, 2- Kitapta Paul son Misery kitabının tek kopyasını yakıyor gibi yapmak yerine, gerçekten yakıyordu. Filmin biraz yumuşatılmış olması anlaşılır bir durum sanırım :)

4. The Mist (2007)

Bizde Sis adıyla yayınlanan King'in uzun hikayesi ya da novella'sından uyarlanan The Mist, ilk izlediğimde hiç beklemediğim kadar etkileyici bir film çıkmıştı. Açıklanamayan sisin ve mutasyona uğramış devasa böcek ve diğer tüm yaratıkların kasabaya getirdiği terör nefis biçimde yakalanmış filmde. Bir de günlerce aklınızdan çıkmama potansiyeline sahip sonu var tabii, The Shawshank Redemption'ın da yönetmenliğini yapmış olan Frank Darabont, The Mist'in sonunu büyük bir cesaretle değiştirmiş ve açıkçası, öyküyü çok daha etkileyici bir hale getirmiş.

5. The Running Man (1987)

Çocukken defalarca izleyip de unutamadığınız bir film vardır hani, yetişkin halinizle başına geçip bilmemkaçıncı kez izlediğinizde de aynı keyfi verir size, ama filmi küçükken seyretmemiş olsanız pek beğenmeyeceğiniz, hatta bazı öğeleriyle dalga bile geçeceğiniz bir filmdir bu. Paul Michael Glaser'ın çektiği, Schwarzenegger'in de başrolde arz-ı endam ettiği The Running Man (ve uyarlandığı kitap olan Azrail Koşuyor) biraz öyle işte benim için. Distopik Romanlar yazı dizisinde ayrıntılı olarak anlatmışım konusunu, ilgilenen olursa: Distopik Romanlar - III.

Ayrıca bahsetmeye değer diğer King uyarlamaları: Carrie, It ve Pet Sematary.

Benim izlemediğim (veya çok küçükken izleyip bölük pörçük anımsadığım) ama çok iyi oldukları söylenen uyarlamalar da var elbet: Stand by Me, The Stand, The Green Mile, The Dead Zone ve Dolores Claiborne.