Emmy ödüllü The Amazing Race, her biri ikişer kişiden oluşan takımların dünyanın çevresinde birbiriyle yarıştığı, farklı ülkelerdeki "Pit Stop"lara ilk ulaşan takım olmayı hedefledikleri bir yarışma. 11 takımla başlıyor her sezon, yarışın her ayağında sonuncu olan takım eleniyor, 3 takım kalana kadar sürüyor bu. Hemen hemen her etapta başka bir ülkeye gidiyor yarışmacılar; Vietnam'dan İtalya'ya, Türkiye'den Mısır'a dünyayı karış karış dolaşıyorlar (seyirci de bolca iç çekiyor izlerken). 3 takım kaldığında ise yarışmanın final leg'i oynanıyor, birinci olan tüm yarışmayı kazanmış sayılıyor ve 1 milyon dolar alıyor. Önceki etaplarda birinci olan takımlar da Virgin Adaları'na tatil ya da kayak takımı gibi, yine gezip görmekle (!) alakalı hediyeler kazanıyorlar. The Amazing Race tam 8 yıldır yayınlanıyor, her yıl sonbahar ve bahar dönemlerinde ayrı ayrı olmak üzere 2 sezonu oluyor üstelik.
Yarışmacıların yaptığı sadece oradan oraya gitmek değil tabii ki; amaçları bir noktadan diğerine öbür takımlardan önce gitmek evet, ama bunun için scavenger hunt'lardakine benzer görevleri tamamlamaları gerekiyor. Her leg'de takımların hem birlikte yapacakları bir görevi, hem de içlerinden sadece birinin yapabileceği bir görevi başarmaları gerekiyor. Bu görevler, genelde o an bulundukları ülkenin kültürüyle ilgili şeyler oluyor, ki The Amazing Race'in en çok sevdiğim kısmı bu görevler.
Yarışmacıların yaptığı sadece oradan oraya gitmek değil tabii ki; amaçları bir noktadan diğerine öbür takımlardan önce gitmek evet, ama bunun için scavenger hunt'lardakine benzer görevleri tamamlamaları gerekiyor. Her leg'de takımların hem birlikte yapacakları bir görevi, hem de içlerinden sadece birinin yapabileceği bir görevi başarmaları gerekiyor. Bu görevler, genelde o an bulundukları ülkenin kültürüyle ilgili şeyler oluyor, ki The Amazing Race'in en çok sevdiğim kısmı bu görevler.
Takım üyelerinden sadece birinin yapabileceği göreve Roadblock deniyor. Yarışın tamamı gibi Roadblock da takımlara ipuçları şeklinde veriliyor (takımlar nereden nereye gideceklerini, bir sonraki adımda ne yapacaklarını, "Route Marker" denilen noktalarda bulunan Amazing Race kutularından kendilerine ait zarfları alarak öğreniyorlar; o zarfların içinde bir sonraki adımlarının ne olacağı yazılı talimatlar var.), fakat Roadblock görevleri şifreli bir soruyla veriliyor önce, "Kim gerçekten güçlü ve ıslanmaya aldırmaz?" gibi. Takımlar, soruyu okuduktan sonra Roadblock'a içlerinden hangisinin gideceğine karar vermek zorunda, görevi öğrendikten sonra da değiştirme imkanları yok. O görev de kanoyla kürek çekerek belli bir noktaya vardıktan sonra suya atlayıp dipteki ipucunu almak gibi bir şey oluyor mesela. Her leg'de Detour'u tamamlamaları gerekiyor takımların ayrıca. Detour'da takımlar kendilerine sunulan iki görevden birini seçiyor; bu iki görevin ayrı ayrı artıları ve eksileri oluyor; biri daha uzun sürüyor ama daha kolay ya da daha güvenli oluyor örneğin. Yahut birisi fiziksel olarak çok fazla şey isterken, diğeri zihinsel olarak daha zor görevler oluyor.
Takımlar iki kişiden oluşuyor; bunlar sevgili, anne-oğul, arkadaş, kuzen, büyükbaba-torun, kardeş, karı-koca olabiliyor, başvuran adayların birbirini en az 2 yıldır tanıyor olmaları gerekiyor. Bir ülkeden diğer ükeye genelde uçakla gidiliyor, uçaklarda geçen zamanlar da yarışmanın bir parçası, havaalanlarında erken saatteki uçaklarda yer bulmaya çalışma savaşına çok fazla tanık oluyoruz (benim zevkime göre biraz fazla hatta). Yarışmacılar, kendilerine verilen kredi kartını sadece uçak bileti almak için kullanabiliyor, bunun dışında, her leg için belli bir miktarda para veriliyor onlara, o parayı bitirip bitirmemek onlara kalmış (pek çok kez paranın sorun olduğu, yarışmacıların parasız kaldığı, yol parası için dilendikleri oldu). Uçuşlarının parasını karttan ödeyebilirler ama, business'te ya da first class'ta uçmaları kesinlikle yasak. Uçaktan indikten sonra da o leg'de aldıkları ipuçları ne diyorsa, o araçları kullanmaları gerekiyor takımların; kiralık araba, taksi, otobüs ve metro gibi vasıtalar en sık kullanılanlardan doğal olarak, ama balonlar, helikopterler, bisikletler ve tekneler de görülmemiş değil.
Leg'ler arasında 12 ya da 36 saatlik bir dinlenme zamanı oluyor; örneğin Pit Stop'a gece saat 11'de varan takım, bir sonraki leg'e ertesi gün yahut bir sonraki gün, sabah 11'de başlıyor. Yani bir önceki leg'de kaçıncı olduğu, sonraki leg'deki durumunu da etkiliyor. Başka bir ülkeye gidilecekse havaalanında eşitlenebiliyor bu farklar gerçi. Elemenin olmadığı etaplar da oluyor (sanırım her sezon 11-12 ayaktan 3'ü elemesiz), ama Pit Stop'a kadar asla öğrenilmiyor bu. Tabii elenmeyen ama sonuncu olan takım cezasız devam etmiyor. Zaten son geldiği için geç başlayacak oluyor bir sonraki leg'e, ama cezası ayrıca parasız, üzerinde tek kuruş olmadan başlaması leg'e oluyor mesela, ya da o sırada sırtındaki kıyafetler dışında tüm eşyaları alınıyor, ya da bir sonraki leg'de ayrıca bir Speed Bump'la karşılaşıyor ve kendisine özel, ayrı bir küçük görevi daha tamamlaması gerekiyor leg'e devam edebilmek için. Sezonlar boyu, non-elimination leg'lerde sonuncu olmanın cezası değişip durdu, ama son birkaç sezondur hep Speed Bump (ki en mantıklısı bu bence de).
The Amazing Race'i bulmak çok kolay değil, ilk sezonlarını bulamadım ben mesela ama son 6-7 sezonu rahatça bulunabilir malum yollardan (Bu arada yarışmanın 16. sezonunun finali geçtiğimiz ay yayınlandı, ben 10. sezondan itibaren izliyorum ve favorim 12. sezon). FX diye bir kanalda (D-Smart'ın kanalı sanırım) da yayınlanıyordu bir ara, ama hâlâ devam ediyor mu bilemiyorum. Ne olursa olsun bir şekilde arayıp bulmaya ve seyretmeye değer bir yarışma programı. Her şeyden önce dünyayı dolaşmak üzerine bir yarışma programı izliyorsunuz, bunun ara ara bünyeye karanlık bir etkisi olabilse de (sırasıyla özenmek, kıskanmak, bunalım yapmak gibi), genelde Alaska'nın, Çin'in, Macaristan'ın sokaklarında koşturan insanları seyretmek çok keyifli oluyor. Üstelik görevler de (özellikle belli başlı sezonlarda) fena halde yaratıcı ve eğlenceli. Takımların aşırı stres altında birbirine düşmelerini, bağırıp çağırmalarını, hatta sinir krizi falan geçirmelerini izlemek de tuzu biberi :)
Takımlar iki kişiden oluşuyor; bunlar sevgili, anne-oğul, arkadaş, kuzen, büyükbaba-torun, kardeş, karı-koca olabiliyor, başvuran adayların birbirini en az 2 yıldır tanıyor olmaları gerekiyor. Bir ülkeden diğer ükeye genelde uçakla gidiliyor, uçaklarda geçen zamanlar da yarışmanın bir parçası, havaalanlarında erken saatteki uçaklarda yer bulmaya çalışma savaşına çok fazla tanık oluyoruz (benim zevkime göre biraz fazla hatta). Yarışmacılar, kendilerine verilen kredi kartını sadece uçak bileti almak için kullanabiliyor, bunun dışında, her leg için belli bir miktarda para veriliyor onlara, o parayı bitirip bitirmemek onlara kalmış (pek çok kez paranın sorun olduğu, yarışmacıların parasız kaldığı, yol parası için dilendikleri oldu). Uçuşlarının parasını karttan ödeyebilirler ama, business'te ya da first class'ta uçmaları kesinlikle yasak. Uçaktan indikten sonra da o leg'de aldıkları ipuçları ne diyorsa, o araçları kullanmaları gerekiyor takımların; kiralık araba, taksi, otobüs ve metro gibi vasıtalar en sık kullanılanlardan doğal olarak, ama balonlar, helikopterler, bisikletler ve tekneler de görülmemiş değil.
Leg'ler arasında 12 ya da 36 saatlik bir dinlenme zamanı oluyor; örneğin Pit Stop'a gece saat 11'de varan takım, bir sonraki leg'e ertesi gün yahut bir sonraki gün, sabah 11'de başlıyor. Yani bir önceki leg'de kaçıncı olduğu, sonraki leg'deki durumunu da etkiliyor. Başka bir ülkeye gidilecekse havaalanında eşitlenebiliyor bu farklar gerçi. Elemenin olmadığı etaplar da oluyor (sanırım her sezon 11-12 ayaktan 3'ü elemesiz), ama Pit Stop'a kadar asla öğrenilmiyor bu. Tabii elenmeyen ama sonuncu olan takım cezasız devam etmiyor. Zaten son geldiği için geç başlayacak oluyor bir sonraki leg'e, ama cezası ayrıca parasız, üzerinde tek kuruş olmadan başlaması leg'e oluyor mesela, ya da o sırada sırtındaki kıyafetler dışında tüm eşyaları alınıyor, ya da bir sonraki leg'de ayrıca bir Speed Bump'la karşılaşıyor ve kendisine özel, ayrı bir küçük görevi daha tamamlaması gerekiyor leg'e devam edebilmek için. Sezonlar boyu, non-elimination leg'lerde sonuncu olmanın cezası değişip durdu, ama son birkaç sezondur hep Speed Bump (ki en mantıklısı bu bence de).
The Amazing Race'i bulmak çok kolay değil, ilk sezonlarını bulamadım ben mesela ama son 6-7 sezonu rahatça bulunabilir malum yollardan (Bu arada yarışmanın 16. sezonunun finali geçtiğimiz ay yayınlandı, ben 10. sezondan itibaren izliyorum ve favorim 12. sezon). FX diye bir kanalda (D-Smart'ın kanalı sanırım) da yayınlanıyordu bir ara, ama hâlâ devam ediyor mu bilemiyorum. Ne olursa olsun bir şekilde arayıp bulmaya ve seyretmeye değer bir yarışma programı. Her şeyden önce dünyayı dolaşmak üzerine bir yarışma programı izliyorsunuz, bunun ara ara bünyeye karanlık bir etkisi olabilse de (sırasıyla özenmek, kıskanmak, bunalım yapmak gibi), genelde Alaska'nın, Çin'in, Macaristan'ın sokaklarında koşturan insanları seyretmek çok keyifli oluyor. Üstelik görevler de (özellikle belli başlı sezonlarda) fena halde yaratıcı ve eğlenceli. Takımların aşırı stres altında birbirine düşmelerini, bağırıp çağırmalarını, hatta sinir krizi falan geçirmelerini izlemek de tuzu biberi :)
3 yorumcuk:
Çok güzel bir yarışmaya benziyor. Kesin kıskançlıktan çatlarım seyrederken ama :D
Selamlar,
Biraz once Survivor Villains vs Heroes yaziniza da yorum yapmistim. The Amazing Race'in emule linkleri (16 sezonun tamamı) www.tvunderground.org.ru'dan bulunabilir. Biraz zahmetli olacaktır indirmesi ama zamandan cok neyimiz var zaten?
Gerçekten ilginç bir yarışma olsa gerek ilgimi çekti. Survivor Erkekler ve kızları seyretmektense bunu tercih ederim. Bu arada pazar günü favorim Fear Factor başlıyor. Ama en kısa zamanda Amazing Race'i bulup seyredeceğim . Tanıtım için teşekkürler. Dünyayı dolaşan insanları seyretmek özellikle böyle bir yarış havası içinde çok güzel olur
Yorum Gönder