24 Mayıs 2010 Pazartesi

Date Night

Yönetmen: Shawn Levy
Yazar: Josh Klausner
Oyuncular: Steve Carell, Tina Fey, William Fichtner, Mark Ruffalo, James Franco
Tür: Komedi|Aksiyon
Yapım yılı: 2010
Süre: 88 dk.
Ülke: ABD
Dil: İngilizce
IMDB Puanı: 6.9/10
Çavlan'ın Puanı: 7.5/10
Umut'un Puanı: 4.5/5

Date Night'a pek bir şey beklemeden, hakkında da hemen hemen hiçbir şey bilmeden gittik Umut'la. Sonuçta, bir buçuk saat boyunca gülmekten yaş gelen gözler ve tutulan ağız kasları kaldı bize. Filmden replikleri tekrarladığımız eve dönüş yolunda da gülme krizi devam etti. Ama filmi izlediğimiz salondaki diğer insanlar, filmden önce gösterilen embesilce bisküvi reklamıyla Sex and the City 2'nin berbat fragmanında bolca gülerken, asıl filmin tamamı boyunca büyük bir ciddiyetle oturdular (içinde cinsellik olan esprilerin geçtiği sahneler hariç tabii ki). O nedenle belki de ancak belli tarz (hangi tarz o bilemiyorum ama) bir mizah anlayışına hitap ediyor Date Night, yani sizinkine hitap etmeyebileceği için "mutlaka görün" diyemiyorum. Yine de kendi adıma ben, en son ne zaman sinemaya gittiğimde bu kadar eğlenmiştim anımsamıyorum.

Hikayenin pek bir önemi yok, ama eksik kalmasın: Günümüz sitcom evreninin kral ve kraliçesi sayılabilecek Tina Fey (30 Rock) ve Steve Carell (The Office), Claire ve Phil Foster isimli, orta yaşlı, çocuklu, evli bir çifti canlandırıyor. Pek de özel değil Claire ve Phil, aman aman güzel değiller, anormal değiller, gizli ajan değiller, sadece evliliklerini ve sevgilerini canlı tutmaya çalışan, ama gündelik hayatın koşuşturmacası ve stresi içinde bunda oldukça zorlanan sıradan, sıkıcı insanlar. Her hafta bir gece "çıkma gecesi" yapıyorlar; o gece eve bebek bakıcısı çağırıp ikisi dışarı çıkıyor ve hep aynı biftek evine gidip aynı yemekleri ısmarlıyor ve etraflarındaki çiftlerle dalga geçiyorlar. Ama arkadaşları olan bir çift boşanacaklarını açıklayınca, kendi ilişkileri için de endişelenmeye başlıyor ve hayatlarına renk katmak için, çıkma gecelerinde süslenip püslenip büyük şehirde popüler bir restorana gitmeye karar veriyorlar. New York City'de gittikleri hip restoranda rezervasyonları olmadığı, restoran da tıklım tıklım dolu olduğu için, orada olmayan bir çiftin rezervasyonunu çalıyorlar (çalmak denir mi böyle bir şeye acaba?). Orada olmayan çift, ellerindeki flash belleğin içindeki veriyle bir takım kötü adamlara şantaj yapıyormuş meğer, o kötü adamlar da çifti bulup zorla flash belleği alabilmek için o gece restoranda bekliyormuş. Bildiniz, kötü adamlar Claire'le Phil'i orada olmayan çift zannediyor, ve olaylar gelişiyor :)



Fey ve Carell kendilerini olağandışı bir durumda bulan olağan insanlar gibi davranırken de, ilişkileriyle ilgili tartışırken de, istedikleri bilgiye ulaşabilmek için rol kesmeye çalışırken de, seks dansı yapan robot dansını (!) yaparken de acayip komik ve eğlenceliler; zaten Date Night'ın başarısı bu iki oyuncudan kaynaklanıyor bana kalırsa. Hikaye çok eğlenceli ve güçlü noktaları da var, ama özensiz ve dağınık bölümlere rastlamak da bolca mümkün, işte iki başrolümüz bunları alıp çaktırmadan bir tomar eğlenceye dönüştürme işini çok iyi yapıyorlar. Bu senaryo iki sıradan oyuncuyla bir fiyaskoya dönüşebilirdi, ama Fey ve Carell bu yer yer zayıf senaryoyu alıp bambaşka bir şeye dönüştürüyor. Karşılıklı elektrik faturasını okusalar sizi kahkaha krizine sokabilirler zaten, o derece yetenekli komedyenlerden bahsediyoruz.

Oyunculuklar süper, ama bir noktada "ünlüler geçidi"ni izliyor gibi hissedebilirsiniz. Carell ve Fey mükemmeller ve tüm filmi götürüyorlar, kötü polisler ve seksi eski ajan gibi yan roller de çok başarılı ve aktörler cuk oturmuş rollerine (Curb Your Enthusiasm'dan Leon olarak tanıdığımız taksi şoförü de favorim bu arada), ama bunların dışındaki roller biraz fazla ünlü oyunculara verilmiş, seyirci neye uğradığını şaşırıyor. Ray Liotta, Kristin Wiig, Mark Ruffalo, James Franco, Mila Kunis ve Leighton Meester, perdede topu topu 5'er dakika görünüp kayboluyorlar.

Sonuç olarak, Date Night nefis performanslarla dolu şahane bir komedi. Gereğinden fazla uzun sahneler (araba kovalamaca), yanlış kullanılmış (ve yeteri kadar kullanılamamış) fazlaca şöhretli oyuncular, ve fazlasıyla tahmin edilebilir, yer yer zayıf senaryo, filmin harikulade olmasını engelliyor, ama onu çok eğlenceli bir komedi olmaktan alıkoyan hiçbir şey yok.



6 yorumcuk:

NzN dedi ki...

Merakla, heyecanla gidip görmek istedim:)
Uzun zamandır sinemaya gidemiyorum gerçi( evet evet havalar ısınınca sinemaya gidemeyenlerdenim ben de!!) ama dvd sini kapar evde seyrederim ben de :)

even better than the real thing dedi ki...

Müthiş bi komediydi gerçekten, benim de karnım ağrımıştı salondan çıkarken gülmekten. Yalnız diğer insanların tepkisiz kalması benim gittiğim sinema salonunda da baş gösterdi, belki türk'lerin çoğunun espri anlayışı boktan sonucu çıkartabiliriz bundan, Recep İvedik'e falan gitsinler kalabalık etmesinler :D

Lost'un finalinin incelemesini bekliyoruz şimdi merakla :)

Gulda dedi ki...

Günlerdir izlemek istediğim film bu. Ne de güzel anlatmışsınız.

Bu arada ben de acilen Lost final yorumlarınızı – hem fotoroman hem de açıklayıcı olandan- acilen okumak isteyenlerdenim.

Sevgiler,

Çavlan dedi ki...

teşekkür ederim :) lost incelemesini yarın yayınlamayı düşünüyorum ama umut hayalkırıklığını bastırıp bir fotoroman hazırlar mı bilemeyeceğim :)

Persephone dedi ki...

Çok eğlenceliydi ya. :D Tina Fey ile Steve Carell daha çok bir araya gelmeliler! :D

erdena dedi ki...

taksi şoförü favorimdi :)

yalnız o sahnede taksimetreyi çalıştırsaydı kesin türk derdim :)