31 Mart 2010 Çarşamba

El Secreto De Sus Ojos

El Secreto De Sus Ojos (The Secret in Their Eyes)
Yönetmen: Juan José Campanella
Yazar: Juan José Campanella (senaryo), Eduardo Sacheri (roman)
Oyuncular: Ricardo Darín, Soledad Villamil, Pablo Rago, Guillermo Francella, Javier Godino
Tür: Suç|Dram|Gizem|Romantik|Gerilim
Yapım yılı: 2009
Süre: 127 dk.
Ülke: Arjantin|İspanya
Dil: İspanyolca
IMDB puanı: 8.4/10
Çavlan'ın puanı: 9.5/10
Umut'un puanı: 9/10

Önce kanınızı donduran, ardından gözlerinizi dolduran, sonra sizi gülme krizine sokan, sonra da tüylerinizi ürperterek şöyle iyice bir sarsan, bunların hepsini de 2 saatte yapmayı becerebilen bir filmle karşı karşıyayız, en iyi yabancı film Oscar'ıyla Goya'da en iyi film ödülünü kapmış bir film bu üstelik. Hollywood'a göndermeler yapan, ama bunu nanik (!) şeklinde gerçekleştirilen, aynı zamanda Güney Kore ve İngiliz sinemasına da minik selamlar çakan El Secreto De Sus Ojos, Eduardo Sacheri'nin romanından uyarlama. Yönetmen koltuğunda, senaryoyu da yazan Juan José Campanella var, ki kendisi House ve Law and Order dizilerinde yönetmenlik yapmış.

Benjamín Esposito (Ricardo Darín), elinde kağıt kalem, bir şeyler yazarken başlar El Secreto De Sus Ojos. Üç farklı sekans görürüz biz de daha ilk dakikalarda; bir tren garında giden trenin arkasından koşan bir kadın, kocasıyla kahvaltı eden, reçelini yerken gülen, yüzüne güneş ışığı vuran genç bir kız, ve aynı kız, tecavüze uğrarken. Çok geçmeden anlarız ki, bu gördüklerimiz, Benjamín'in kaleminden kağıda dökülen, sonra da yırtıp atılanlar. Yıl 1999. Şimdi hakim olmuş eski dostu Irene Menéndez Hastings'i (Soledad Villamil) ziyarete gider Benjamín, emekliliğin yaşamında açtığı boşluğu doldurabilmek için bir roman yazmaya başladığını söyler Irene'ye. Romanının 25 yıl önce, üzerinde birlikte çalıştıkları bir tecavüz ve cinayet davasıyla ilgili olduğu anlatınca, Irene'nin yüzü bulutlanır.

Geçmişe, 1974 yılına gideriz. Benjamín, adliyede memur (tam olarak değil de, bizde olmayan, hukuk görevlisi/federal ajan karışımı bir meslek diyelim). Cornell mezunu çiçeği burnunda avukat Irene işe başlar, Benjamín'in bakışlarından kıza kapıldığını görürüz birkaç saniyede. Hemen ardından, alkolik iş arkadaşı ve dostu Sandoval (Guillermo Francella) ile birlikte, bir tecavüz+cinayet davasını soruşturmak üzere görevlendirilir. Başta isteksiz olan Benjamín, öldürülen kızın cesedini ve perişan haldeki kocasını gördükten sonra davaya ilgi duymaya başlar. Adliyedeki diğer departman olayı hasıraltı etmek için, iki yabancı işçinin üzerine atar suçu (tabii ki işkenceyle kabul ettirerek), fakat Benjamín ikna olmaz ve soruşturmaya başlar. Kurbanın kocası Ricardo Morales (Pablo Rago) ile birlikte eski fotoğraflara bakarken, kurbanın eski tanıdıklarından, hemen her karede olan bir gencin bakışlarından (evet, gene bakışlar) şüphelenir ve Isidoro Gómez (Javier Godino) isimli bu genci araştırmaya başlar. Bu noktadan sonra film, iki farklı zaman diliminde, geri dönüşlerle ilerler.



1974'lerde geçen bölümlerde, arkaplanda Arjantin tarihinin kara lekesi cunta dönemindeki korkunç adaletsizliklere de rastlamak mümkün. Bizim içinde yaşadığımız coğrafyadan da çok farklı olmayacak şekilde, devlet adına ispiyonculuk yaparak solcuları yakalatan, böylece aslında müebbet yemeleri gerekirken serbest bırakılan tecavüzcüler ve katiller söz konusu. Dönemin bürokratik ve politik koşullarına ve cuntanın gölgesindeki yaşamlara ince bir şekilde değinmeden geçmiyor El Secreto De Sus Ojos.

Sadece Morales cinayetinin sırrı değil, sınıfsal farklılıkların engel olduğu Benjamín - Irene aşkı da işleniyor, bu nedenle hem bir gizem ve suç filmi bu, hem de bir aşk filmi. Hem gerilim, hem dram. İşlediği aşk, adalet, tutku ve intikam temaları da acayip etkileyici şekilde birbirine dolanıyor. Tutkunun başka başka çehreleri ve nasıl tehlikeli boyutlara varabilecekleri de, suç kavramı üzerinden işleniyor.

Ustaca yazılmış diyaloglar, enfes bir mizah, dönüp tekrar tekrar dinlemek isteyeceğiniz replikler ve filme cuk oturan, nefis müziklere sahip El Secreto De Sus Ojos. Tüm oyuncuların performansları şahane, her biri de "bakışlarıyla" konuşuyor, "bakışlarıyla" sır saklıyor, bu durumda filmin adının son derece yerinde bir seçim olduğunu söyleyebiliriz :)

Son olarak, olağanüstü güzellikteki stadyum sekansından bahsetmemek olmaz. Gökyüzünde başlayan, acayip çarpıcı kamera hareketleriyle maç sahasına yaklaşan, futbolculardan bizim adamlarımıza geçiş yapan, çim sahadan merdivenlere, otoparktan tuvaletlere de uğrayan ve feci heyecanlı bir kovalamaca sahnesini de içinde barındıran, yaklaşık 10 dakikalık bu sahnede hiç cut (nedir ki bunun Türkçesi?) yok! Yani tabii ki var, tabii aslında tek plan çekim değil, ama biz seyircilerin çıplak gözle görebilmesi imkansız sanırım geçişleri. Bir kez bile kesilmemiş gibi görünüyor, öylesine etkileyici bir teknik söz konusu, ki filmin montajı Campanella'nın ta kendisi tarafından yapılmış. Yönetmenin film boyunca kullandığı çekim tekniklerinin tümü çok etkileyici zaten.

Daha önce ne zaman bir filme 10 üzerinden 9.5 vermiştim, hatta hiç vermiş miydim, en son ne zaman bir film bu kadar etkilemişti beni, hatırlamıyorum. Belki tam da bu nedenle, bu filmle ilgili yazarken fena halde zorlanıyorum, oysa yazılacak o kadar çok şey var ki... El Secreto De Sus Ojos bir başyapıt, diyerek bitireyim en iyisi. Eğer şimdiye dek görmediyseniz, mutlaka, mutlaka izleyin bu filmi.





15 yorumcuk:

Sanat Notları dedi ki...

Çavlan ben de bu filme gerçekten bayıldım ve üst üste 2 kere seyrettim daha da seyrederim bıkmadan. Hele altyazılar öyle güzel çevrilmiştiki, özellikle barda Sandoval'la konuşmaları çok şekerdi. Çok başaraılı diyaloglar ve oluşturulmuş karakterler var. Hepsi tutarlı, derin ve insani, hiç abartı yok. Hele Ricardo Darin'in bakışları ay ay ay. Yalnız buarada Irene'de her yaşta çok çekici olmayı başarmış. Ay anlatsam sabaha kadar sürer, çok güzel bir filmdi çok,
Sevgilerimle,

Sera dedi ki...

Bingo! Beğeneceğini biliyordum.

new version of me dedi ki...

Nefis bir yazi, film de nefis hakikaten.

Çavlan dedi ki...

sinem, ben ağladım azıcık sandoval'a :) aynı şekilde ben de iki günde iki kez izledim, bundan sonra da her yıl bir kere izlemeyi düşünüyorum :)

sera, bu filmi beğenmeyen ölsün demek istiyorum (ayıp ediyorum ama böyle).

plum tree, eyvallah :)

closet monkey dedi ki...

nasıl kaçırmışım böyle bir filmi ben :) derhal izlenmeli!

Fatih Birinci dedi ki...

Eh, hem bir dönem filmi, hem biraz siyaset, biraz aksiyon, bolca romantizm içeriyor, tabii ki zengin bir karışım.
Stadyum sekansını çok güzel yakalamışsın, bence de çok başarılı ve estetik durmuş. Sorgulama sekansı da iyiydi bence.
Kostüm tasarımı, oyunculuklar ve soundtrack da başarılı geldi bana.
Tavsiye için teşekkürler. Aynı gün içinde güney amerika'dan diividi sipariş edip teslim alıp izlemek zor oldu; ya da paralel evrende yasa dışı bir iş yaptım, ups!

Çavlan dedi ki...

ahaha boşver, bizim buralarda yasadışı değil öyle işler, alternatif gerçeklikleri karıştırma :p

sorgulama sahnesinde gerim gerim gerildim, çok zekiceydi bence, oyunculuklara zaten diyecek bir şey bulamıyorum.

Espandos dedi ki...

"Bir erkek her şeyini değiştirebilir. yüzünü, evini, ailesini, sevgilisini, dinini, tanrısını, yine de değiştiremeyeceği bir şey var, benjamin. tutkularını değiştiremez."

Harika bir film olmuş...! fazla söze gerek yok herkes izlesin izletsin!

Persephone dedi ki...

En çok beklediğim filmlerden bir tanesiydi, bizde de vizyona gireceğini öğrendiğim zaman "ben bu filmi sinemada izlerim" dedim, inatla izlemedim ve bugün nihayet gittim. Beklediğime değmiş, hakikaten muh-te-şemdi! Yazın çok güzel olmuş, üzerine eklenecek bir şey yok, açılış sekansına ve stadyum sahnesine bayıldığımı ve filmin sonunda Benjamin Gomez'i bulduktan sonra onun "söyle ona benimle bir kere konuşsun" dediği sahnede ne kadar etkilendiğimi söylemekten başka...

francisella dedi ki...

burda görmüştüm filmi ve çok uzun zamandır izlemek isteyip bi türlü izleyememiştim, bugüne kadar. izler izlemez tekrar yazını okudum. kesinlikle çok etkileyici, harika bir film. hele ''müebbet yer demiştin'' den sonra uzun süre kitlendim resmen. böyle bi filmi izlememe sebep olduğun için sağol, var ol :)

Çavlan dedi ki...

ne demek efenim siz sağolun. sevindim beğenmene :)

Sera dedi ki...

''...Koca bir hayatı boş işlerle tüketmeyi nasıl beceriyoruz?...''

Hakkında söylenecek çok şey olan ama kelimelere dökülemeyen bir film...

Orhun Gençosmanoğlu dedi ki...

Çavlan bu filmin yazısını yazmış ve ben bunu nasıl kaçırmışım bilmiyorum. Stadyum sahnesi kesinlikle inanılmazdı. Aslında bahsedecek çok fazla şey var ama spoiler vermemek adına sanırım sende bir hayli kısıtlamışsın kendini. Favorilerimden biridir. Belki ilk 10 ilk 5 falan o derece. Ellerine sağlık mükemmel filmin mükemmel yazısı olmuş...

Çavlan dedi ki...

çok teşekkürler! ben de tekrar izlemek istedim şimdi... ama aynı film yılda 3 kez de izlenmez ki :)

Unknown dedi ki...

"Cut" olmayan, kesmesiz uzun sahnelere Türkçede plan sekans deniyor. Ben bu film ve kitabı üzerine bir yüksek lisans tezi hazırlıyorum. Uzunca bir süre Arjantin'de yaşadım, o zamanlar Arjantin filmlerine Arjantinliler bile burun kıvırıyorlardı; şimdi Arjantin filmleri tüm dünyada izleniliyor. Bu çok güzel bir durum. İnşallah biz de bir gün sinemanın aslında ne kadar büyük bir "silah" olduğunun farkına varırız.