13 Temmuz 2010 Salı

From Paris With Love

Yönetmen: Pierre Morel
Yazar: Adi Hasak (senaryo), Luc Besson (öykü)
Oyuncular: John Travolta, Jonathan Rhys Meyers, Kasia Smutniak
Tür: Aksiyon|Suç
Yapım yılı: 2010
Ülke: Fransa
Dil: İngilizce
IMDB puanı: 6.4/10
Çavlan'ın puanı: 6.5/10
Umut'un puanı: 7.5/10

From Paris With Love'ın pek bir konusu yok aslında, yine de incelemenin hatrına kısaca bahsedeyim: Paris'teki Amerikan konsolosluğunda çalışan James (Jonathan Rhys Meyers), aynı anda CIA'de gizli ajan olmak için eğitim almakta, ülkesi için casusluk yapmaktadır. Ancak günümüze dek hep basit görevler, kolay işler vermişlerdir ona, eline silah almamış bir çömezdir henüz. Bir gece, havaalanında gümrükte takılı kalmış bir ajanı kurtarma ve ona Paris'teki çok gizli görevinde yardımcı olma görevi verilir kendisine. Böylece James, marjinal ajan Wax'le (John Travolta) tanışır ve onunla birlikte Paris'in altını üstüne getireceği, bir silahlı çatışmadan bir diğerine koşacağı 24 saat başlamış olur. Başta dışişleri bakanının uyuşturucuya bulaşıp bir şekilde yaşamını yitiren kızıyla ilgili küçük ve tehlikesiz bir görev gibi görünen işin, aslında teröristlerle, şehre yayılmış bir suç örgütüyle ve bir şekilde James'in kendisiyle ilgili olduğu ortaya çıkar.

Bazen ille de başarılı bir kurgusu, nefis bir senaryosu ve gerçekçi karakterleri olmadan da tatmin edebilir seyirciyi bir film. Özellikle aksiyon sever bir seyirciyse o, adrenalinle testosteron bombardımanının başarılı bir karışımı ona yetecek, 90 dakika boyunca patlayan bombalar ve silahlar izledikten sonra, mutlu mesut bir şekilde çıkacaktır sinema salonundan. Bende böyle oldu, ama film bittikten sonra da kendilerinde bir iz bırakmasını, hatta kurgusuyla beyin cimnastiği falan yaptırmasını isteyen, kısaca "iyi film" arayanlara tavsiye edemem From Paris With Love'ı.



From Paris With Love hikaye açısından bomboş bir film, ama hiçbir zaman düşmeyen temposuyla seyircinin ilgisini canlı tutmayı başarıyor. Casusluk 101'e göre ilerliyor her şey; kahramanlarımıza ihanet eden ve sonlarda güya bir twist'le ortaya çıkacak karakterler aslında filmin ilk yarısından kendilerini belli ediyor, filmin kötü adamları da etnik genellemelerin kucağından çıkıp gelmiş gibi (evet bildiniz, Müslüman teröristler). Fakat dövüş, silahlı çatışma, merdivenlerde kovalamaca ve otobanda yakalamaca sahneleri, hikayenin sınır tanımayan berbatlığını -bir anlamda- telafi ediyor.

Jonathan Rhys Meyers'in oyunculuğunu pek beğendiğimi söyleyemem, aksanı da sırıtıyor gibi geldi sürekli. Ama aynısı John Travolta için geçerli değil, her ne kadar canlandırdığı acayip karikatür süper-ajana son derece abartılı bir oyunculukla hayat vermiş olsa da, dazlak kafası, fazla kiloları ve Pulp Fiction'a "Royale with Cheese" göndermeleriyle çok hoşuma gitti kerata. Özellikle Wax karakteriyle, Bruce Willis ve Arnold Schwarzenegger'li 1980'lerin aksiyonlarına selam çakıyor gibi geldi bana film, hani kahramanın yenilmez olduğu, iyi adamların süper nişancılar oldukları, kötü adamlarınsa hiçbir zaman hedefi tutturamadıkları aksiyonlara.

Amerikalılardan daha büyük bir şevkle Amerikan aksiyon filmleri çeken ve piyasaya hitap etmekte ustalaşmış Fransız yazar/yönetmen Luc Besson'ın kaleminden çıkma From Paris With Love (daha doğrusu hikaye ona ait, Adi Hasak senaryolaştırmış). Yönetmen koltuğunda da çok ama çok leziz bir aksiyon filmi olan Taken'ın yönetmeni Pierre Morel var. Morel Taken'da iyice yükselttiği çıtaya bu sefer yaklaşamıyor bile, ama yine de eğlendiren, ağızda hoş bir tat bırakan hafif bir çerez çıkarıyor ortaya. Zaten belli ki Taken'dakine benzer bir gerçekçilik amaçları arasında değilmiş; From Paris With Love süper kahramanlı çizgiromanlardakine benzer bir aksiyon. Koltuğunuzda öne eğilip pür dikkat izlemek yerine rahat rahat patlamış mısır yiyip mühim bir şeyi kaçırma derdi olmadan yanınızdakiyle bol bol konuşabileceğiniz bir film. Eğer abur cubur bir film modundaysanız, aksiyon da seviyorsanız, From Paris With Love'ı rahatlıkla öneririm.



2 yorumcuk:

jazz dedi ki...

Kesinlikle beyin cimnastiği yaptırtmayacak bir filmdi bence de. Hani derler ya "çıtır çerezlik bir film", o kadar gerçekten :)

SirEvo dedi ki...

2010'da başka aksiyon film yok sanırım (green zone gibi gereksizleri saymıyorum). Çok beğendim ben. Aksiyonu severim zaten. Çamurdan olsun izlerim, hiç acımam. =)