20 Haziran 2010 Pazar

A Single Man

Yönetmen: Tom Ford
Yazar: Christopher Isherwood (roman), Tom Ford (senaryo)
Oyuncular: Colin Firth, Julianne Moore, Matthew Goode
Tür: Dram
Yapım yılı: 2009
Ülke: ABD
Dil: İngilizce
IMDB puanı: 7.8/10
Çavlan'ın puanı: 8/10
Umut'un puanı: 8/10

16 yıllık sevgilisi Jim'in (Matthew Goode, Watchmen'in Ozymandias'ı) bir araba kazasında yaşamını yitirmesi, edebiyat profesörü George'u (Firth) onarılamayacak ölçüde hasara uğratır. Uyanıp yataktan çıkmak bile fiziksel olarak acı verici gelmektedir ona artık. Sevgilisinin yasını açık açık bile tutamayan (film 60'lı yıllarda geçer, George da eşcinseldir) kahramanımız, Jim'in ölümünden sekiz ay sonra intihar etmeye karar verir. Bizim onunla tanıştığımız gün, hayatının son günü olmasını planladığı gündür işte. Bankadaki kasasını boşaltmış, sevdiklerine gerekli mektupları yazmış, silahı için kurşun almış, mutfak masasını baştan başa mal varlıklarını gösteren evrakla donatmıştır; yani her şeyi en ince detayına kadar planlamıştır. Sabah evinden çıkıp ders verdiği üniversiteye gider, planı, iş dönüşü kendini öldürmektir. Fakat birkaç şey bu planın kusursuzluğunu bozar gibi olur: Eski günleri yad etmek isteyen eski sevgilimsisi/en yakın arkadaşı Charley (Julianne Moore) ve profesörünün destek ihtiyacını hisseden gencecik 'güzel çocuk' Kenny (Nicholas Hoult, Skins'in Tony'si).

A Single Man'in yönetmeni Tom Ford, aslında çok ünlü bir moda tasarımcısı, bu da ilk filmi. Bilmeyenler için bile bunu duymak kimseyi şaşırtmaz sanırım, film stil içinde yüzüyor çünkü (stil doğru sözcük mü burada bilemiyorum, ama işte). Renklerin zenginliği ve kostümlerin lezizliği gözlerinizin bayram etmesine neden olacak. George'un eski yaşamına geri dönüşlerle, yeni yaşamı arasındaki renk kontrastı olağanüstü mesela. Ama A Single Man'in titiz, stilize edilmiş üslubu, en büyük meziyeti olduğu kadar, en büyük kusuru da olabilir. Herkes ve her şey biraz fazla çekici, fazla güzel, neredeyse kusursuz Ford'un yarattığı dünyada. Çok fazla yakın plan çekim, sanatsal olsun diye özenilmiş çok fazla sahne var.



Film ara ara, birbirleriyle nefis bir uyum içinde kostümler ve setlerden (George'un evine iç çekmeyen olmuş mudur?) ibaret gibi görünüyor, onlara temel oluşturması gereken derinlik ve eğri büğrü de olsa hakikilik hissi eksik, fazla hesaplı bir güzellik yayılmış her yere. Neyse ki inanılmaz derecede yetenekli Firth var, A Single Man'e derinlik katan, onu salt görsel bir ziyafetten öteye taşıyan da o. Ütülü giysileri, gizli mizahı, sürekli kendini denetlemesi ve sessiz ıstırabıyla George karakteri, sıradan bir oyuncu için çok zorlu bir iş olurdu, ama Colin Firth sıradan bir oyuncu değil. Bu filmde en ustaca ve incelikli performansını sergilemiş; filmin bir parfüm reklamından kareler gibi görünmesini engelleyen en önemli unsur Firth diyebiliriz. Zaten Oscar'a da aday olmuş buradaki oyunculuğuyla. Gerçi ben şakaklarına hafif kır düşmüş bir Mr. Darcy bekliyordum, bu kadar yaşlanmış olacağını düşünmemiştim Firth'ün -gerçekten de bu kadar yaşlanmış mı, yoksa makyaj mı o? Yani düşünecek olursak, Steve Carell'den (şu ara gece gündüz Office izlediğim için başka örnek gelmedi aklıma) sadece iki yaş büyükmüş, bu kadar yaşlı görünmesi normal mi? Bir zamanların nefis Darcy'sine ne olmuş öyle? Neyse, böyle yüzeysel şeylere kafa yormamalıyız, sadece oyunculuğuna bakmalıyız. Evet.

Görüntü yönetmeni Eduard Grau da, müzikleri yapan Abel Korzeniowski de olağanüstü işler çıkarmış (bu yazıyı yazarken bile soundtrack albümünü dinliyorum). Genel olarak oyunculuklar da (elbette Firth'inki açık ara önde olmak üzere) çok başarılı. Sonuç olarak steril tarzı bazı sahnelerde dikkat dağıtıcı olabilse de, A Single Man bir erkeğin kaybettiği aşkının mahirâne bir portresini çizmeyi başarıyor, fakat aslında eşsiz yaptığı şey (özel bir gay filmi sayılamaz kesinlikle), yabancılaşmayı, insanın yalnızlık ve mutsuzluğa dair korkularını irdeleyiş şekli. Film Firth'ün performansı, Ford ve Grau'nun müthiş sinematografileri ve çok derinleşmese de sade, kısa ama etkileyici öyküsüyle, izlenmeyi -hatta ikinci kez izlenmeyi- hak ediyor.



5 yorumcuk:

berkantberkin dedi ki...

kostümler ve güzellik algısı da filmin en ayırt edici yanı bence de. ve aksesuarlar tabi. mesela o kemik çerçeveler buram buram tom ford kokuyor. ve tabi inanılmaz güzel erkeklerr... misal Firth'ün sigara içtiği çocuk...

Short Skirt Long Jacket dedi ki...

Çok güzel yazı olmuş bende aynı şeyleri düşündüm. Filmin görselliği muhteşem ama biraz fazla muhteşem o yüzden bir noktada birbiri üzerine eklenen güzel görüntüler olmaya kaçıyor, onu da colin firth müthiş oyunculuğuyla kurtarıyor. O olmasa yüzeysel görünebilir A single man. Ama tekrar tekrar izlenebilecek bir film olmuş, müziklerinden tut renklerine herşey çok etkileyici.

Unknown dedi ki...

Ben de festivalde izleyip yazmıştım bu filmi, gay temalı filmlere çok bayılmasam da senin de değindiğin detaylar, kıyafetler, renkler ve Firth'in başarılı oyunculuğu filmi izletiyor ;)

Redwall dedi ki...

Müzikler bir harika belirtmeden gecemeyecegim.

Hima Jima the Blue Eyes dedi ki...

Ah işte , bu muhteşem film için aradığım söz " stil sahibi ". Teşekkür ederim.