5 Mart 2010 Cuma

Johnny Depp Filmleri (1984-1995)

Sinemalarda bugün gösterime giren Alice in Wonderland'in –ki kendisini bu akşam izlemek gibi bir planım var, ona apayrı bir yazı döşeneceğim büyük ihtimal!– imdb sayfasında gezinirken Johnny Depp'inkine geçtim, Johnny Depp'in filmografisini inceleyince de filmlerinin neredeyse tümünü görmüş olduğumu fark ettim. Tabii bu durumu şans diye değil de çaba ya da takıntı şeklinde adlandırmak mantıklı olanı :) Adam müthiş bir oyuncu, kılıktan kılığa, rolden role giriyor her projesinde, bir aksandan diğerine koşuyor, film seçimleri gayet başarılı, bir de saçını sarıya da boyasa, kazıtıp gözlük de taksa, beş kat fondötenli makyaj da yapsa şahane görünmeyi başarıyor, bunlar da yeter benim bir aktöre sardırmama. Bu yazı serisinde de filmlerinden bahsedeceğim kısa kısa, eskiden yeniye doğru gidecek filmler, toplam üç yazı ve otuz film olacak, yalnız sadece benim gördüğüm filmleri kapsayacak yazılar doğal olarak. Oyunculuğa yeni başladığı yıllarda çektiği, çok küçük bir rolünün olduğu üçüncü sınıf bir-iki filmi saymazsak, kaçırdığım ve bu seride değinemeyeceğim filmler şunlar: Before Night Falls, Once Upon a Time in Mexico, Ils Se Marièrent et Eurent Beaucoup D'enfants, The Imaginarium of Doctor Parnassus ve Public Enemies –Son iki filmi izlememiş olmak bir utanç kaynağı benim için ama vakit/fırsat bulamadım bir türlü. Buyrun filmlere geçelim:

A Nightmare on Elm Street

Yönetmen: Wes Craven
Yazar: Wes Craven
Oyuncular: Heather Langenkamp, Robert Englund, Johnny Depp
Tür: Korku
Yapım yılı: 1984
IMDB Puanı: 7.4/10
Benim Puanım: 6.8/10

Sağ elinin tırnaklarında bıçaklar taşıyan, yüzü yanık izleriyle dolu Freddy Krueger, kabusların başrol oyuncusu. Dört liseli genç, aynı anda Freddy'li kabuslar görmeye başlar, derken içlerinden biri uykusunda öldürülür. Kalanlar çok geçmeden Freddy onları uykularında öldürürse gerçek hayatta öleceklerini anlarlar. Böylece Freddy'i durdurmaya çalışırken uyanık kalma çabaları da başlamış olur.

Elm Sokağı Kabusu o kadar tuttu ki, arkasından tam altı tane devam filmi çekildi. İlki, Johnny Depp'in de ilk filmi, asıl kızın sevgilisi rolünde, komik saçları ve göbeğini açıkta bırakan yırtık tişörtü aklımda kalmış :) Hâlâ çocukluğumun en sevdiğim korku filmleri arasında Elm Sokağı serisi.

Cry-Baby

Yönetmen: John Waters
Yazar: John Waters
Oyuncular: Johnny Depp, Amy Locane, Iggy Pop
Tür: Komedi|Müzikal|Romantik
Yapım yılı: 1990
IMDB Puanı: 6.2/10
Benim Puanım: 5.9/10

Cry-Baby bir müzikal, ama dönem müzikalleriyle dalga geçen bir müzikal. Alison isimli kızımızın artık uslu durmaktan, iyi kız olmaktan sıkılmasıyla, kötü çocuklardan asi Wade'e aşık olması bir olur. Cry-Baby diye anılır ve her gün mutlaka ağlar Wade, ama bu onun sertliğini, kızlar arasındaki karizmasını falan etkilemez, hatta her gün ölen anne-babası için döktüğü bir damla yaş etrafında pervane olan kızlar için çıldırtıcı bir etkiye sahiptir. Alison ve Wade birbirlerine aşık olurlar olmasına da, square takımı buna kolay kolay izin vermez, bir sürü güçlük gelir başlarına, içlerinden biri hapse düşer hatta. Cry-Baby'nin yarattığı acayip orijinal dünya, komik müzikleri (aktörlerin kendi sesleri değil bu arada) kostümler, karakterler şahane, iyi bir film değil ama çok eğlenceli bir film.

Edward Scissorhands

Yönetmen: Tim Burton
Yazar: Tim Burton & Caroline Thompson
Oyuncular: Johnny Depp, Dianne Wiest, Winona Ryder
Tür: Komedi|Dram|Romantik|Fantastik
Yapım yılı: 1990
IMDB Puanı: 8/10
Benim Puanım: 8.3/10

Yüksek bir tepedeki şatoda, bir mucidin en büyük yaratımı, Edward, neredeyse tam bir insan yaşar. Mucit Edward'ın ellerini tamamlayamadan ölüp gider, Edward'ın ellerinin yerinde metal makaslar kalır. Nazik mi nazik orta yaşlı bir hanım Edward'ı keşfedip evine, ailesiyle birlikte kalmaya davet edene kadar Edward şatoda tek başına yaşar. Başlarda, banliyödeki herkes Edard'ı güleryüzle karşılar, ama işlerin değişmesi çok da fazla zaman almaz.

Johnny Depp-Tim Burton-Danny Elfman ortaklığının ilk filmi Edward Scissorhands'de, büyüleyici dünyası, görüntüleri, müthiş oyunculukları, başarılı sosyolojik göndermeleri, buram buram hüzün kokması, fantastik hikayesi ve masalsı havasıyla bir Burton filminden beklenen her şey var.

Arizona Dream

Yönetmen: Emir Kusturica
Yazar: David Atkins & Emir Kusturica
Oyuncular: Johnny Depp, Faye Dunaway, Lili Taylor
Tür: Komedi|Dram|Romantik|Fantastik
Yapım yılı: 1993
IMDB Puanı: 7.3/10
Benim Puanım: 8/10

New York'ta yaşayan, balıklarla ilgili garip bir iş yapan (bu bağlamda balık, hem gerçek olanı, hem de hayali formdakiyle iki yönden bütün filmi istila ediyor) Axel yani Johnny Depp'in hayatı, kuzeninin (Vincent Gallo) ziyaretiyle değişir. Anne-babası öldüğünden beri görmediği amcası (Jerry Lewis) evlenmektedir, ona ihtiyaç vardır. Axel aslında bunun aile işinin başına geçmesi için bir bahane olduğunu anladığında çoktan Arizona'ya gitmiştir bile. Orada iki tane birbirinden tuhaf kadınla tanışır; bir anne-kızdır bunlar. Planörle uçma hayaliyle dolup taşan anneyle sevgili olur, ama her gün kaplumbağalarına akordeon çalan depresif kız da merakını cezbetmektedir. Ve olaylar gelişir :)

Kusturica'nın en az, Depp'in ise en çok sevdiğim filmlerinden biri Arizona Dream. Biraz rahatsız, hastalıklı film kategorisine girebilecek, herkese hitap etmeyecek, ama hitap ettiklerini de acayip etkileyecek bir film -bende böyle oldu en azından. Gerçeği reddeden, hayatla dalga geçen, sürreal bir rüya. Bir de Goran Bregoviç damgalı sountrack'i var ki filmi etkileyiciden çıkarıp büyüleyiciye taşıyan müzikleridir bana kalırsa.

Ayrıca şu alıntıyı yapmadan Arizona Dream'e değinip geçmek ayıptır:
This is a film about a man and a fish.
This is a film about dramatic relationship between a man and a fish.
The man stands between life and death.
The man thinks,
The horse thinks,
The sheep thinks,
The cow thinks,
The dog thinks.
The fish doesn't think.
The fish is mute.
Expressionless.
The fish doesn't think,
Because the fish knows
Everything.
(Müzik Bregoviç, sözler Kusturica, söyleyen Iggy Pop)

Benny & Joon

Yönetmen: Jeremiah S. Chechik
Yazar: Barry Berman & Lesley McNeil
Oyuncular: Johnny Depp, Aidan Quinn, Mary Stuart Masterson
Tür: Komedi|Dram|Romantik
Yapım yılı: 1993
IMDB Puanı: 6.9/10
Benim Puanım: 7.3/10

Küçük bir kasabada yaşayan Benny, ruh hastası kızkardeşi Joon'a bakmaya adamıştır kendini. Joon, çok yetenekli bir ressam olmasına rağmen gerçek dünyada tek başına imkanı yok tutunamaz. Bir gün Joon, bir poker oyununda Benny'nin yerine oynayıp kaybedince, kumar borcu olarak Benny'nin arkadaşlarından birinin kasabaya yeni gelmiş, başından atamadığı uzak akrabası Sam (Depp)'i evinde birkaç gün ağırlamak zorunda kalır. Bu iki kardeşin hayatlarına tepeleme dalan Sam, kardeşlerin düzenini birdenbire değiştirir. Hiç mi hiç "normal" olmayan bu oğlan, konuşmadan yaptığı her hareketle ünlü sessiz film oyuncusu Buster Keaton'ı taklit etmekte, bunu pek de güzel yapmaktadır. Sam ve Joon, Benny farkına bile varmadan, birbirlerine aşık olurlar.

Bir romantik komedi olarak başlayan Benny & Joon, daha 10. dakikasından itibaren rota değiştiriyor ve daha doğal, daha sade, abartılıktan uzak bir yerlere gidiyor. Yine de kendi içinde iddiali olmayan, naif, şirin bir film olarak tanımlanabilir en iyi ihtimalde, ama size iyi vakit geçirteceği ve yüzünüze bir gülümseme konduracağı kesin.

What's Eating Gilbert Grape

Yönetmen: Lasse Hallström
Yazar: Peter Hedges (roman), Peter Hedges (senaryo)
Oyuncular: Johnny Depp, Leonardo DiCaprio, Juliette Lewis
Tür: Dram|Romantik
Yapım yılı: 1993
IMDB Puanı: 7.8/10
Benim Puanım: 7.2/10

Gilbert Grape (Depp) Endora'da, hemen hiçbir şeyin olmadığı küçük bir Amerikan kasabada yaşar. Endora'da tek hareket, Gilbert'ın otistik kardeşi Arnie'nin (ki DiCaprio bu rolde hayatındaki en iyi oyunculuğu sergiliyor bence) yakınlardaki su kulesine tırmanmaya çalıştığı, onu indirmek için polislerin toplandığı zamanlarda olur. Babası intihar ettiğinden beri, Arnie'ye bakmak ve son derece kalabalık (yedi yıldır evden çıkamamış 225 kiloluk annesi de dahil) aile üyelerini idare etmek Gilbert'ın görevidir, ki Gilbert aynı zamanda markette de çalışmaktadır. Derken bir gün, Becky (Lewis) Endora'ya gelir.

Gilbert şahane bir karakter ve insan gerçekten de onu neyin yiyip bitirdiğini merak ediyor. Film aileyle ilgili çok başarılı bir karakter çalışması yaparken sorumlulukların ağırlığıyla ilgili incelikli ve içten bir hikaye sunuyor. Hayat-değiştiren türden bir film değil What's Eating Gilbert Grape, ama gerçek hayata çok yakın duran, sıcak bir film.

Don Juan DeMarco

Yönetmen: Jeremy Leven
Yazar: Lord Byron (D.J. karakteri), Jeremy Leven (senaryo)
Oyuncular: Johnny Depp, Marlon Brando, Faye Dunaway
Tür: Komedi|Dram|Romantik
Yapım yılı: 1994
IMDB Puanı: 6.6/10
Benim Puanım: 6.1/10

Efsanevi Don Juan olduğunu iddia eden genç bir adam, intihar teşebbüsü sırasında yakında emekli olacak psikiyatrist Dr. Mickler (Brando) ile tanışır. Don Juan kostümü içindeki çocuğu akıl hastanesine getiren doktor, ona yardım ederek gerçek kimliğini kabul ettirmek konusunda kararlıdır. Terapi on gün sürer, bu arada Don hayat hikayesini ve aşklarını anlatır doktora. Seanslar sona erdiğinde Mickler genç adamın gerçekten de Don Juan olduğuna inanmış vaziyettedir, hatta kendisi de aşka gelmiştir -ama hastanenin geri kalanı böyle düşünmez.

Bu filmle ilgili çok az şey hatırlıyorum, bir Don Juan'ın 1500 küsur kadınla yattığı aklımda kalmış, bir de... Başka da bir şey kalmamış :) Filmi sadece Johnny Depp izlenir kalıyor, sıkıcı, ağır aksak ilerleyen filmlerden değil, ama izlemezseniz bir şey kaybedeceğiniz filmlerden de değil.

Ed Wood

Yönetmen: Tim Burton
Yazar: Rudolph Grey (kitap), Scott Alexander & Larry Karaszewski (senaryo)
Oyuncular: Johnny Depp, Martin Landau, Sarah Jessica Parker
Tür: Biyografi|Komedi|Dram
Yapım yılı: 1994
IMDB Puanı: 8.1/10
Benim Puanım: 7.5/10

"Tüm zamanların en kötü yönetmeni" kabul edilen, efsanevi Ed Wood'un (The Sinister Urge, Night of the Ghouls, Jail Bait gibi filmlerin yönetmeni; filmlerin adlarına tıklayıp imdb puanlarına bir göz atmaktan çekinmeyin) biyografik öyküsü. Yaşamının en çok bilinen zamanı olan 1950'lerini anlatan film, yönetmenin Glen or Glenda, Bride of the Monster ve Plan 9 from Outer Space filmlerini nasıl ve ne şekilde çektiğine, travestiliğine ve Bela Lugosi'yle arkadaşlığına yoğunlaşıyor.

Ed Wood herhangi bir biyografik film değil de düşük bütçeli filmler çeken, son derece başarısız yönetmenin, patetik bir adamın biyografik öyküsü olduğu için bu kadar özel belki de. Belki de Tim Burton yönettiği için. Ya da Johnny Depp'in muhteşem oyunculuğu filmi bu kadar özel kılan. Ed Wood komikten dramatiğe dönüştüğünde bile (Landau'nun fevkalade bir oyunculukla hayat verdiği Lugosi'sinin ölümünden sonra), yazarların Wood'un hayatının bir dönüm noktası olarak göstermeyi seçtiği Plan 9 From Outer Space sayesinde bir komedi olarak kalıyor film. Filmin doğru bir şekilde bitebilmesi için, o noktada deliliğin seyirciye de yayılması, onu da içine alması gerekiyor. Oluyor da.

Dead Man

Yönetmen: Jim Jarmusch
Yazar: Jim Jarmusch
Oyuncular: Johnny Depp, Gary Farmer, Gabriel Byrne
Tür: Dram|Fantastik|Western
Yapım yılı: 1995
IMDB Puanı: 7.7/10
Benim Puanım: 7.4/10

Bu siyah-beyaz western filminde Depp, anne babasını yeni kaybetmiş William Blake isimli bir karakteri canlandırır. Artık kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış Blake, Cleveland'dan, batıda rayların bittiği yerdeki küçük bir kasaba olan Machin'e doğru yola çıkar. Ceplerinde küçük bir miktar parayla, ona bir muhasebecilik işi vadeden bir mektuptan başka bir şey yoktur. Machin'e vardığında, iş için bir ay geç kaldığını, şirketin çoktan yeni bir muhasebeciyi işe aldığını görür. Daha ne yapacağına karar veremeden bir adamı -kendini savunurken- öldürünce, vahşi batının vahşiliğinde bulur kendini. Blake'le birlikte biz de bir içsel yolculuğa çıkarız.

Jim Jarmush'un yazıp yönettiği, Iggy Pop'un da küçük bir rolde göründüğü Dead Man herkesin sevebileceği bir film değil; durgun, sessiz bir film, temposu çok yavaş, bir kara mizah filmi ama bazılarına fazla "kara" gelebilir, "beyaz adam"ın barbarlığına yapılan dokundurmalar da pek çok kişinin umrunda olmayabilir. Bense imgelemlerle ve göndermelerle dolu şiir tadında bir vahşi batı masalı olarak görüyorum Dead Man'i.

Nick of Time

Yönetmen: John Badham
Yazar: Patrick Sheane Duncan
Oyuncular: Johnny Depp, Charles S. Dutton, Christopher Walken
Tür: Suç|Dram|Gerilim
Yapım yılı: 1995
IMDB Puanı: 6.2/10
Benim Puanım: 6.5/10

Gene Watson, eski karısının cenazesinden dönmekte olan sıradan bir muhasebecidir. Tren istasyonunda Mr. Smith ve Ms. Jones isimli iki yabancı kızını kaçırır ve ona bir tabanca, altı mermi, belli bir otelde her yere girebilmesini sağlayacak bir isim etiketi, bir de valinin o günkü seyahat programını verir, eğer 1 saat 15 dakika içinde valiyi öldürmezse kızının öleceğini söyler. Filmin kalan kısmında Gene'in Smith ve Jones'a çaktırmadan valiyi uyarmaya çabalarını izleriz. Bu konu size tanıdık geldi mi? Bana fena halde 24'ün ilk sezonunu hatırlatıyor, 24 resmen bu filmden doğmuş.

Bu filmi seven kimseye rastlamadım, doğrusu gerçekten de bir sürü mantık hatasıyla, absürdlükle dolu bir film Nick of Time, pek bir özelliği de yok gibi, ama artık Johnny Depp'in içinde olduğu her şeyi sevdiğim, sağlıklı bakamadığım için mi, yoksa gerçekten film fena olmadığı için mi bilemiyorum, bana gayet hoş, seyirlik bir film gibi gelir Nick of Time. Abartmamalı, çerez olduğu unutulmamalı, ama iyi uygulanamamış olsa da süper bir konusu, bir de Christopher Walken'la Johnny Depp'i var, e daha ne.

Ayrıca bkz:
Johnny Depp Filmleri (1996-2002)
Johnny Depp Filmleri (2003-2010)


18 yorumcuk:

Loana dedi ki...

harikasın! :) okumalara doyamadım :)

Bay Kavun dedi ki...

Bu filmlerin çoğunu izlemişim, yalnız galiba hepsini çekildikleri yıllarda izlemişim, o kadar az hatırlıyorum ki. Cry Baby'e sinemada gitmiştim ve bütün o eğlenceli saçmalığının içinde beni çok etkilemişti mesela ama 90 yılında olamaz o sene 13 yaşında olduğum düşünülürse... Belki Türkiye'de 5 yıl gecikmeli vizyona girmişti, bilemiyorum ki. Edward Scisshorhands, Arizona Dream, Dead Man ve Ed Wood tekrar tekrar izlenmesi gereken (tercihen her 3 yılda bir), asla bıkılmayacak, her izleyişte size farklı bir tat verecek filmler. Gilbert Grape ortalamanın biraz üstünde, vakit öldürgeç bir filmdi, Nightmare on Elm Street ise çok iyi olmasa da çoktan bir korku klasiğine dönüşmüş. Benny and Joon, Don Juan ve Nick of Time'ı seyretmemişim ama Benny and Joon'u bir yerlerden bulup izlemeye karar verdim şimdi. Çok hoş bir yazı dizisi olacağa benzer, farkettim de adam gerçekten çok iyi filmler çevirmiş, Depp'in daha yakın zamanda çekmiş olduğu filmleri inceleyeceğiniz yazıları hevesle beklemedeyim.

NEKO dedi ki...

Başlığı görür görmez heyecanlandım :)
Devamını bekliyorum :)))

Ben Tim Burton ile Jhonny Depp oyunculuğunun çok uyuştuğunu düşünüyorum... Her ne kadar psikopat rollerini de sevsem o filmleri izlemek çok büyük keyif verir bana :D

jewel dedi ki...

harika bir yazı olmuş, alice in wonderland'den gelip bunu görmek hoş, kendime armağan kabul ediyorum :P
bu arada before night falls'ta pek görünmese de johnny deppbambaşka iki rolde bulunmuş. ikisi birbirinden leziz. şiddetle tavsiye ederim efenim. ellerinize sağlık bi de.. :)

Kahve Keyfi... dedi ki...

Peter Pan'ı yaratan James Barrie'i oynadığı FINDING NEVERLAND da çok güzel bir filmdir.yazınızı çok sevdim.tebrikler

Çavlan dedi ki...

Sağolun var olun :) Jewel, Before Night Falls'ı çok izlemek istiyorum zaten ama bulamadım bir türlü. Kahke Keyfi Finding Neverland'den bahsedeceğim zaten, ama bayağı yeni bir film o, son yazıya falan denk gelir herhalde.

jewel dedi ki...

bende bi dvd kopyası var, istersen gönderebilirim memnuniyetle. :)

Çavlan dedi ki...

aa ciddi misin, süper olur! çok çok sağol :) nasıl olcak peki?

jewel dedi ki...

ayseinwonderland@gmail.com'a istediğin bir adresi yazarak..:)

filmcankisi dedi ki...

mükemmel bir konu mükemmel bir konsept ah coniciğim heyecanlandım resmen!! hemen filmlerle ilgili yorumlarım: edward makas eller harika harika bir filmdir, don juan'ı ben sevmiştim şahsen ama içinde coni olduğu için olabilir, başka başka hmm ed wood'da sıkıntıdan bayıldığım ve tamamlayamadığım gibi bişey var var ama ben öyle karanlık ağır filmleri sevemem. başka başka evet bi de benny ve joon çok şirin çok tatlı bir filmdi. diğer 6 filmin 6sını da izlememiş olmam hatta onlardan bihaber olmam rezillik,bir de kendimi johnny depp experi sayarım ama ne yapalım ilk zamanları diye heralde. olsun bulucam izliycem çok teşekkürler bu yazı için!

csyasoo dedi ki...

Çavlan her zamanki gibi güzel bir yazı :)

En sevdiğim aktörlerin başında gelir.Gerçekten çok çok iyi bir oyuncudur bana göre Depp ama kıymetini bilmezler.

egemavisi dedi ki...

Çok güzel oldu bu yazı. Devamını bekliyorum sabırsızlıkla.

Çavlan dedi ki...

csyasoo & film cankisi, teşekkürler efenim. egemavisi, çok sağol ama yayınladım zaten devamını iki gün önce :) işte şurda bak: http://kedilervekitaplar.blogspot.com/2010/03/johnny-depp-filmleri-1996-2002.html
2003'ten sonraki filmler kaldı bir tek!

egemavisi dedi ki...

Amanın çok özür. Öyle kısa zamanlara sıkıştırılmıyor demek ki bu blog. Rahatta okumak gerek. :)

emanon dedi ki...

nick of time filmin ilginc bir ozelliği de "real-time" olması, yani o sayaçtaki zaman film anıyla beraber hareket ediyor.

fena da değildi aslında film :P

Çavlan dedi ki...

egemavisi, ne demek efendim özür mözür :) evet biraz fazla uzun yazıyoruz galiba biz :)

emanon, bence de hiç fena değildi film. hem eş-zamanlılığı hem de konuyu 24 dizisi almış, dizinin asıl olayı real-time olması, nick of time'dan doğmuş resmen. tesadüf olması imkansız çünkü 24'ün ilk sezonundaki konuyla da aynı konusu: asıl adamın karısı kızı bir şeyi kaçırılır ve önemli bir mevkideki adamı öldürmezse rehinelerin öldüreceği söylenir. çüş demek istiyorum.

ebru dedi ki...

johnny deep in eski filmlerini hiç bir internet sitesinde izlemek mümkün değil.what's eating gilbert grape filmini izlemek için bakmadığım site kalmadı.üstelik hiçbir yerde dvdsi de yok.bu filmi nasıl izleyebilirim?

Çavlan dedi ki...

ebru, torrent gibi dosya paylaşım programlarını deneyebilirsiniz.