9 Ocak 2010 Cumartesi

Online Oyunlar 2: Zaman/Mekan bulmacaları

Serinin ilk yazısının gördüğü büyük ilgi üzerine (sadece 2 tane yorum gelmiş olabilir ama bağrıma bastım ben onları) devam ediyorum. Geçen yazıda farklı kontrolleriyle öne çıkan aksiyon oyunlarına değindikten sonra, her birinizden aldığım mektupların, faksların ve sms'lerin çoğunda yazı serisinin başlığının destansı uzunluğuna ve anlamsızlığına hayran kaldığınızı gördüm. Bu mailler gelene kadar bu konuda pek memnun değildim fakat bana verdiğiniz destek sayesinde bu yazı serisine daha anlamlı ve kısa başlıklar bulma çabasını bir kenara bırakıyorum. (Talep geldiği takdirde, belli bir ücret karşılığında, tezini yazmakta olan öğrencilere hocalarını memnun edecek tez başlıkları bulmalarında yardımcı olabilirim. En azından bulacağım başlıkları anlamayacaklarını garanti edebilirim, bu da sizin mezuniyetiniz anlamına geliyor.)

Serinin bu yazısında, zamanın ve/veya mekanın (gerek ikisinin birlikte, gerek sadece bir tanesinin) manipüle edilmesiyle oynanan oyunlara bakacağız. Işınlanma denen şeyin de zaman-mekan düzlemini bükmek olduğu düşünülürse, geçen yazıda bahsettiğim Portal'ın flash versiyonunu ve onun gibi oyunları da buraya dahil edebiliriz [biz derken ben ve kendimi kastediyorum (bu noktada bir de Schrödinger'in kedisiyle ilgili kötü bir espri yazarsam sanırım yazının okunmaması için elimden gelen her şeyi yapmış olduğumu içtenlikle söyleyebileceğim)].


Bu noktaya kadar uzun ve resimsiz bir yazı yazarak yazımın devamının okunmamasını garanti altına almış olduğumu sanıyorum. Sorun şu ki, zaman makinesi fotoğrafı bulamadım, bu noktada dünyanın en sık kullanılan fotoğrafını koyabilecek kadar da düşebilirim.


Oyunların konseptlerinin renkliliği ve farklılığı düşünülürse, pek bütünlüklü bir yazı olacak mı emin de değilim esasında, bir şekilde benzer şekilde beyninizi çalıştırmanızı bekleyen, bildiğim oyunları kendi keyfime göre sıraladım. Bu konuda şikayeti olacak olan varsa ışınlanmanıntanımınıkafamdansalladım@amabiryerdeoşekildeduyduğumaeminim.com'a mail atabilir. (Lütfen Çavlan'a hitaben bu satırın esasında blogda güzel durduğunu ve bloga ayrı bir hava kattığını yazacağınız maillerinizi de esirgemeyin).

(Online oyunlar söz konusu olduğu için onları anlatmayacağım, ama elde ettikleri başarı -ve muhtemelen çoğu online oyunu da etkilemiş oldukları- düşünülürse, Braid, Portal ve Scribblenauts'u burada en azından linkleriyle anıyorum.. Elimi kaldırıyorum, ufka doğru selam veriyorum falan .. Anmak ne demekse işte.)

------

1) Shift Serisi



Sanırım internetin açıldığı günden beri online olan bir oyun varsa, o da Shift'tir, zira ne ara serinin dördüncü (rakamla 4.) oyununa gelmişler, anlamadım. Online oyunlarla ilgili olanlar zaten biliyorlardır (muhtemelen buradaki çoğu oyunu da biliyorlardır .. ve evet şu noktada bu yazıyı genelde hayatı çok sıkıcı olan insanlar için yazdığımı farkettim ve bu beni tatsız düşüncelere gark etti) ama ben yine de oyunu özet geçeyim:

Oyunun her bölümünde kapıya ulaşıp bölümü bitirmeye çalışıyorsunuz. Bu basit amaca ulaşmanın temel yolu da shift'e basarak mekanı ters-yüz etmekten geçiyor. Şöyle ki, zavallı bir birinci sınıf grafik tasarım öğrencisinin logo tasarımlarına benzeyen siyah-beyaz levellarda, siyah normalde zemini, beyaz ise havayı temsil ediyor. Shift'e bastığımız anda ise görüntü tersine dönüyor, ayrıca siyah olan kısımlar içinde yürünebilir (hava) oluyor, beyaz kısımlar ise zemine dönüşüyor.

http://armorgames.com/play/751/shift
http://armorgames.com/play/964/shift-2
http://armorgames.com/play/1846/shift-3
http://armorgames.com/play/3810/shift-4

------

2) Chronotron


Hepsi benim..! Hepsi benim hahahah! ... ııh evet.

Bu oyunda bir zaman makinesine binip zamanda geriye giderek bölümleri geçmeye çalışan bir robotu kontrol ediyoruz. Her bölümde amaç kapıya ulaşmak, tabi ki mekan ve şartlar buna izin vermiyor, ama "devlet baba bir çözüm bulsun" diye ağlamak yerine kendisini geçmişe ışınlayarak sorunlarının üzerine giden bir robot olmanın verdiği gururla oyunu inatla oynamaya devam ediyoruz. Temel mantık belli hareketleri yaptıktan sonra, kendinizi geçmişe ışınlayıp, kendi eski halinizin yaptığı hareketleri aynen izlerken, onunla beraber yeni hareketleri yaparak bulmacaları çözmeye dayanıyor. Tabii bu durumda eski halinizin yapacağı hareketleri (yani bölüm başlarken ilk yapacağınız hareketleri) baştan planlayıp yapmanız gerekebiliyor ve zaman içinde bunları öğrenmek de ilginç bir süreç oluşturabiliyor. Ayrıca kendinizi sınırsız sayıda geçmişe ışınlayabiliyorsunuz, yani geçmişteki halinizin yanında, onun yanına gelecekten gitmiş olan kendinizin yanına tekrar gidip onlarla etkileşime girebiliyorsunuz. (Etkileşim derken hiçbir pornografik aktiviteyi kastetmediğimi, aklımdan bile geçirmediğini, oyunu oynarken sadece bulmacaları çözmeye çalıştığımı ve iyi bir çocuk olduğumu belirtmek isterim)

http://www.kongregate.com/games/Scarybug/chronotron

------

3) Cursor x 10



Temel olarak Chronotron'la aynı mantığa dayanan bu oyunun Chronotron'dan temel farkı, hedef kitle olarak kendisine obsesif kompülsif ve mazoşistleri seçmesi. Kısaca oyun zor. Ana amacın 16 katlı bir binanın en üst katına çıkmak olduğu oyunda, belli ve kısıtlı bir süre boyunca objelere tıklamak ve etkileşime girmek için zamanımız var. Süre bittiği zaman mevcut cursor'ımız gidiyor ve yeni cursor'ımız aktive oluyor. O aktive olduğu anda, eski cursor'ımız ekranda ona yaptırdığımız her şeyi tekrar yapmaya başlıyor, bir nevi tekrar onun yanına ışınlanıyoruz, fakat bu sefer onu değil yeni bir cursor'u kontrol ediyoruz. Toplam 10 cursorumuz var, yani 9. cursor'un zamanı bitip 10. cursor aktive olduğunda, ekranda bizim onlara yaptırdıklarımızı tekrar eden tam 9 cursor oluyor ve biz de 10. cursor'la son kata çıkmaya çalışıyoruz. (Oyuna dair en önemli gözlemim bunda eski kendimizi taciz etmenin daha zor olduğu oldu, cursor'lardan dalga yapabiliyoruz ama, güzel oluyor o)

http://www.thegamehomepage.com/play/cursor-x-10/

------

4) Epsilon



Bu oyunda solucan deliği (wormhole) manipülasyonu yapıyoruz. Bazılarınızın bu cümle üzerine vücudunda daha önce hiç hissetmemiş olduğu yerlerin kaşınmaya başladığının farkındayım ama daha sade ifade etmenin yolunu bulamadım. (Solucan deliğinin ne olduğunu bilmeyen varsa google yapsın lütfen) Özetle aynı Portal'daki gibi, portalların yerlerini değiştirerek bir objeyi bir yerden bir yere ulaştırma çabası bu oyunda da devam ediyor. Oyunun grafik kalitesi ve portal olayına getirdiği yaklaşımlar (hayalet odalarla portalların açıldığı mekanların normal mekan içinde ayrıca gösterilmesi, portalları direkt olarak kontrol edebilmek) oyunu farklı kılıyor.

http://www.kongregate.com/games/JorjEade/epsilon

------

5) Time Kufc



Bu oyunun esprilerini İngilizce bilmiyorsanız kaçıracaksınız, ayrıca oyun da başladığı andan itibaren kendisini süper açıkladığından dolayı burada ayrıca açıklama yazmak istemiyorum. Özet geçersek, bir gün gelecekteki siz, günümüzdeki sizi bulur ve onu içine girmesinin hayrına olacağını söylediği zaman kutusuna nazikçe (ehe) sokuverir. Aynı anda üst üste geçmiş olan iki mekanı görüp(biri aktif olan, biri silik ve pasif olan olmak üzere) tek tuşla karakterinizi birinden diğerine geçebildiğiniz, mekanlar arası blokları taşıyarak bulmacaları çözebildiğimiz, bazen yer çekiminin yönünü değiştirebildiğimiz, portallara girebildiğiniz ve aralarda zamanda yolculuk yapan diğer bizlerden ilginç mesajlar aldığımız bir dünyaya adım atarız. Her şeyden az biraz, pek leziz.

http://www.kongregate.com/games/Edmund/time-kufc

------

6) Continuity



Zaman konseptinden uzaklaşıp mekan manipülasyonuna geçerek bitirelim bu yazıyı da. Continuity'de mekanın parçalarını, bulmaca parçaları gibi evirip çevirerek karakterinizin bölüm sonu kapısına ulaşabileceği bir hale sokuyorsunuz. Tabii siz bunu yaparken karakteriniz de sürekli şekli ve yeri değişen mekanlar içinde ilerlemek ve bulmacanın aktif bir parçası olmak durumunda. Oynamadan anlaşılamayan bir oyun daha, ben bu yazıyı neden yazıyorum ki ah ah..

http://continuitygame.com/

----

...biraz ilgisiz olacak ama..

Son olarak, yazının konusuyla tamamen alakasız, fakat oynanış ve problem çözmeye yaklaşım biçimi olarak bu tür oyunları seven insanların ilgisini çekebilecek bir oyun önereceğim. Light-Bot adlı bu oyunda bir programcısınız ve bölümler boyunca robotunuzu mavi kutucuklara ulaşacak şekilde programlıyorsunuz. Bir ana programınız var çizgisel olarak ilerleyen, iki tane de ayrı fonksiyon (kendi içinde çalışan küçük program diyelim bilmeyenler için) tanımlayabiliyorsunuz, ilerledikçe ana programınız içinden bu iki fonksiyonu çağırarak sınırlı sayıdaki hareketinizi en verimli şekilde kullanmayı başarmanız bekleniyor. Konunun ne zaman ne de mekan manipülasyonuyla ilgisi yok ama buraya kadar okuyan insanların bilmiyorlarsa bu oyunu öğrenmeyi hak ettiklerini düşündüm:



http://www.kongregate.com/games/Coolio_Niato/light-bot

----

Evet sevgili okuyucu, bir yazının daha sonuna geldik. Zor fakat keyifli bir yazı oldu. Eğer yazıyı okumadıysanız, yazıyı uzun bulduysanız ve bunu söylerseniz başınıza geleceklerden çekiniyorsanız, yazıyı okumanıza rağmen bahsettiğim oyunlardan hoşlanmadıysanız, yazıyı okuduktan sonra "bunları zaten biliyordum ben" dediyseniz, bu oyun sizin için geliyor:

http://www.mikewang.org/images/chimgam9.swf

5 yorumcuk:

Aydedeye havlayan dedi ki...

http://goktugcanbaba.blogspot.com/2010/01/odul-varms-aln-da-oyle-gidin.html

ödül ödüldür almadan gitmek olmaaaz! :))

Çavlan dedi ki...

Aaa ödül almışız! Çok teşekkür ederiz efendim :)

(Sizin bloga yorum bırakmaya çalıştım ama, olmadı bir türlü, yazdıklarımı silip durdu?)

pariseda dedi ki...

bloğuma bakarsanız sevinirim:))

Çavlan dedi ki...

pariseda, şaka gibi, bende mi bir sorun var anlamadım, senin bloga da yorum bırakamıyorum... İşin kötüsü kopyalamama da izin vermiyor, boşa gidiyor yazdıklarım! Ama kendi blogumdan nasıl yorum bırakabiliyorum öyleyse?

Neyse, sana da buradan çok çok teşekkür ediyor, ayrıca tatlılık konusunda Sera'ya katıldığımı da belirtiyorum :)

Çavlan dedi ki...

Ayrıca yorum bırakamadığım bir başka blog olan (artık tehlikeli bir hal almaya başladı!) http://hepsidetay.blogspot.com'a ve Ata İsmet Özçelik'e de buradan aynı şekilde teşekkür ediyoruz Umut'la.