Yönetmen: Jaume Balagueró, Paco Plaza
Yazar: Jaume Balagueró, Luis Berdejo
Oyuncular: Manuela Velasco, Ferran Terraza, Pablo Rosso
Tür: Korku
Yapım yılı: 2007
Süre: 80 dk.
Ülke: İspanya
Dil: İspanyolca
IMDB Puanı: 7.7/10
Umut'un Puanı: 9.2/10
Çavlan'ın Puanı: 8.1/10
Yazar: Jaume Balagueró, Luis Berdejo
Oyuncular: Manuela Velasco, Ferran Terraza, Pablo Rosso
Tür: Korku
Yapım yılı: 2007
Süre: 80 dk.
Ülke: İspanya
Dil: İspanyolca
IMDB Puanı: 7.7/10
Umut'un Puanı: 9.2/10
Çavlan'ın Puanı: 8.1/10
Sınıflandırmalardan pek hoşlanmam, zaten filmler söz konusu olduğunda onlardan pek anladığım da söylenemez ama bir noktada bazı şeyleri hızlı anlatabilmek için ne kadar gerekli olduklarını anlamak bugüne nasip oldu.
Filmdeki karakterlerin birinin kamerası tarafından bize aktarılan görüntülerden oluşan filmler Blair Witch Project'le birlikte popüler olduğundan beri (ki o kamera esprisi dışında beni çok etkilememiştir), bu tarzda yaratılmış her yeni filme "Blair Witch kopyası" diyerek dudak büken insanlar türedi bildiğiniz gibi. İstatistiki anlamda, bu kalıbı kullanan insanların çoğunun aynı zamanda hiçbir şeyden memnun olmalarının mümkün olmadığını anladığımdan dolayı, [Rec]'in tarzını tanımlarken "Blair Witch benzeri" falan gibi bir ifade yerine, aklı başında insanların çoktan bulmuş olduğunu tahmin ettiğim bir sınıflandırma adını benimsemeye ve kullanmaya karar verdim. Bu janra verilen en uygun ismi de yine Blair Witch'in wikipedia sayfasında buldum: Found Footage. (Linkten görüldüğü üzere, bundan sonra orijinallik üzerine ahkam kesecek olanların yeni çıkan benzer filmlere Blair Witch yerine Cannibal Holocaust taklidi demeleri daha uygun olur)
(Sınıflandırma meraklılarına not: Bu tarz filmlerin dahil edilebileceği Cinéma Vérité veya Docufiction gibi tanımlar da mevcut ama sinema bölümünde falan okumadığım için bunların farklarını, ne gibi sınırlarla ayrıldığını, neleri kapsadıklarını tam olarak bilmiyorum, ancak ilgilenenler linklere tıklayabilirler.)
Konuya dönersek... [Rec] izlediğim az sayıdaki Found Footage türündeki filmler arasında en başarılı bulduğum film (ikinci sıra için Cloverfield ve Paranormal Activity arasında kararsız kalıyorum). İzlediğim bütün korku filmleri arasında ise korkutuculuk açısından rahatlıkla ilk sıralara oynar diyebilirim.
[Rec], güzel TV muhabiri (Angela) ve ona eşlik eden kameramanın, "Siz uyurken" adlı programları için çekim yapmaya gittikleri itfaiye binasında sakin bir şekilde başlıyor. Her şeyi kameramanın kamerasından izliyoruz, tam Angela oldukça sıradan geçen çekimleri bitirmeyi düşünürken, itfaiye binasına bir apartmanın yukarı katlarında kalan bir kadınla igili bir ihbar geliyor ve alarmlar eşliğinde itfaiye ekibi yola koyulmaya hazırlanıyor, Angela ve kameramanı da ekiple birlikte bu binaya gitmeye karar veriyorlar. Bundan sonrasını karanlık bir mekanda, mümkünse gece evinizde ve yanınızda az sayıda insanla izlemenizi tavsiye ediyorum :) (Bir korku filmini korkmak yerine gülmek için izlemeye odaklanırsanız buna hiçbir şey engel olamaz elbette, onun için arkadaşlarıyla toplanıp kafa bulmak isteyenlere için başka bir film seçip heba etmelerini ve [Rec]'e bir şans tanımalarını tavsiye edeceğim.)
Muhabirimiz Angela, mesleğin zorluklarından dem vururken..
[Rec] her korku filmi gibi klişelerden yararlansa da, tüm güzelliğini ve duruşunu Found Footage olmasına dayandırmıyor; olayların ilerleyişi, oyuncuların hiç mi hiç fena olmayışı, kısıtlı bir alanda geçmesine rağmen farklı mekanların dengeli olarak kullanılışları ve temponun dengeli olarak artması, filmi korkutucu bir deneyime çeviriyor. Filmin senaryosu ikide bir beklenmedik gelişmeler ve izleyiciyi şaşırtan olaylar ortaya koyan bir yapıya sahip değil belki, ama Blair Witch Project'le birlikte bu tarza yakıştırılan "rastgele gelişen özelliksiz olaylar"dan ibaret bir senaryo da değil. Olaylar her zaman merakınızı artıran şekilde ilerliyor ve sıkıldığınız bir ara olmuyor.
Bu tarzın diğer örneklerinde en çok görülen ve açıkçası bende de genelde hayal kırıklığına yol açan şeylerden biri şu: bu filmlerde tempo film boyunca iyi gitse bile, filmin sonu aniden bitmiş ve yarıda kalmış havası yaratabiliyor. Bunun seveni de var (Çavlan daha bir doğal daha bir gerçekçi hava kattığı için sevdiğini söyledi mesela) ama ben böyle bitince doymamış ve daha fazlasını bekler bir şekilde kalkıyorum filmi beğenmiş olsam bile.
Kaldırımda önünüzü tıkayan yavaş teyzeden daha korkunç ne olabilir? Tabii ki sinirlenmiş ve üstünüze koşan teyze..
İnsanların yaşadıkları deneyimleri, genelde o deneyimin sadece son dakikalarında hissettikleriyle değerlendirdiğini okumuştum (Mesela 3 saatlik deneyimin son dakikaları hayal kırıklığı yarattıysa, bu deneyimin genelini kötü olarak adlandırmaya daha yatkın oluyor insan), haliyle bu türden hoşlanmayan birçok insanın bu 'rastgele' gibi gözüken bitişlerden falan da memnun kalmadığını düşünüyorum. [Rec] ise benzerlerinden bu noktada ayrılıyor bence, filmin son dakikaları belki de en çok tırstığım ve gerildiğim anlar oldu.
Resim olarak koyunca daha çok dandik yerli film için Photoshop'ta hazırlanmış afiş havasını uyandırsa da, filmi izlerken görseller gayet etkileyici geliyor.
Özetle, filmi izlemeyenler izlesin, izleyenler izlemeyenlere anlatmasın. Yalnız bir de bu filmin Quarantine diye çekilmiş Amerikan versiyonu var (2008 yapımı). Esas film popüler olunca aynısının Amerikanını çekmişler. Hemen çamur atmayayım, filmi izlemedim belki güzeldir ama aslının her şeyine sadık kalındığı söylenen bir filmin orijinali dururken taklidini izlemeyi niçin isteyeyim bilmiyorum. O yüzden bu gereksiz karşılaştırmayı yapamayacağım bu yazıda.
[Rec] 2 çekilmiş ve çıkmış bu arada, bu yazıyı yazarken haberim oldu. İlkinin üstüne pek farklı bir şey koyacağını sanmıyorum ama yine izlenir herhalde.
Bir sonraki Found Footage yazısında görüşmek üzere... Ve hatta bundan sonraki filmde daha rahat görsel bulmak umuduyla (Hiç mi adamakıllı screenshot'u yok nette bu filmin?)... Ve hatta daha mutlu ve sağlıklı bir geleceğe.. Ve hatta barış dolu bir düny.. öhm.
8 yorumcuk:
Bense filmi çok beğenerek izlerken sonunda hayal kırıklığına uğradım... Yine de kendi tarzında izlenmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum ben de.
gerçekten germeyi başarabilen az filmden. gererken korkutuyor da :))
kapalı alan ve karanlık bir arada etkili sonuç doğuruyor ve amacına ulaşan bir film yaratıyor.
filmi sınıflandırmak ya da başka filme beznetmek yersiz.
ne demişti jarmush : çalın. ne okursanız izlerseniz ondan ilham alın ve onu başka birşey haline geitrin. bence bu film onu yapıyor.
filmin tek bir kotu yanini bulabildim, o da devam filmi. burda kapilip gittiginiz hikayenin vardigi sonucu gorunce 'oooeaf bu da mi yaa' tadinda bir hava olusuyor.
bir de hollywood versiyonu bununla hemen hemen ayni. tek farki insanlari 'zombilestiren' etken. ve ilk kez boyle bir sey geldi basima ama gercekten de hollywood bu sefer one gecmis. o da sirf hikayeyle neler yapilabilecegbini gormek icin izlenebilir diye dusunuyorum.
bu filmi oda arkadaşımla izlemeye başladığımda 'aman bu ne yeaa' diye dalga geçip duruyorduk, hem de tam olarak korku filmi moduna girmiş, korkmaya hazırken.. filmde olaylar geliştikçe yavaştan ışıkları yaktık, başka şeylerle ilgilenmeye başladık, hatta ben korkumdan son yarım saatini falan tam izleyemedim bile.. :D oda arkadaşıma anlattırdım yoksa uzun süre uykusuz gecelerde heba olacaktım..
kısacası, 'bu ne yeaa' deseniz de sabırla izlemeye devam edin, filme haksızlık etmeyin.. :)
Rec 2 bunun üstüne pek koymuyor ama yine doyuruyor izlerken. Mutlaka izleyin.
http://cineshoot.net/rec-2-2009-gerilim-tam-gaz-devam-ediyor.html
Rec 3 de çıktı hatta ama tam bir skandaldı haberiniz olsun.
http://cineshoot.net/rec-3-genesis-2012.html
Umut da yazmıştı Rec 2'yi, şurda. 3'ün de çıktığını duymuştuk ama izleyemedik daha. Kötü anlamda mı skandaldı yani? (gerçi iyi anlamda skandal diye bir şey du duymadım hiç)
Kötü, çok kötü. Bütün korku filmi klişelerini toplamışlar. Çoğu yer el kamerası bile değil. Parodi yapmış adamlar.
Yorum Gönder