29 Kasım 2009 Pazar

Drag Me to Hell

Yönetmen: Sam Raimi
Yazar: Sam Raimi & Ivan Raimi
Oyuncular: Alison Lohman, Justin Long, Lorna Raver
Tür: Korku|Gerilim|Komedi
Yapım yılı: 2009
Süre: 99 dk.
Ülke: ABD
Dil: İngilizce
IMDB Puanı: 7.3/10
Çavlan'ın Puanı: 7/10
Umut'un Puanı: 7.8/10

Hikayemizin kahramanı bir bankada çalışan, yemeden içmeden hevesle terfi etmeyi bekleyen, pasta ve dondurmalardan uzak duran, şöyle asil bir aileden gelmediği ve ivy league mezunu olmadığı için biraz eziklik hisseden, bilmemne profesörü erkek arkadaşına layık olmaya çalışan (!), fazla takıntılı ve hırs küpü ama iyi yürekli bir hanım kız -ki Alison Lohman cuk oturmuş bu role. Bu kızımıza bir gün yaşlı bir çingene geliyor, evinin borçlarının vadesini uzatmasını rica ediyor -yalvarıyor hatta. Christine (kahramanımız) patronuna soruyor, ama patronu kızın inisiyatif kullanmasını bekliyor ve kararı ona bırakıyor, oysa gayet açık ki, Christine'in deli gibi istediği terfiyi alabilmesi için sert durup, çingeneyi reddetmesi gerek. Christine de bunu yapıyor. Ve çingene kızımızı lanetliyor. 3 gün boyunca Lamia (bildiğimiz Lamia!) isimli iblisin ruhu Christine'e işkence edecek, 3. günün sonunda da korkunç ve acılı bir şekilde onu öldürecek (ki ölmekle kalmayacak, ruhu sonsuza dek cehennemde alevler içinde yanacak!).

Konu böyle. Pek orijinal bir konu değil, kabul edelim. Hatta feci halde Stephen King'in 'Thinner'ını anımsattı bana. Üstelik de çok, çok abartılı işlenmiş bu konu. Yani, konuda bir numara yok, altmetin yok, filmden çıkarılacak tek mesaj "evinden atılmak üzere olan yaşlı kadınlar borçlarının ödeme süresini uzatmak istediğinde reddetmeyin". Ama... şaşırtıcı denilebilecek kadar eğlenceli ve de korkutucu (ikisi birden evet) bir film bu. Bir de sanırım ben beklentilerimi hep düşük tutuyorum korku filmi izlerken (çünkü çok boktan yapımlar çıkıyor son yıllarda), o yüzden çocuk gibi seviniyorum gerçekten beni korkutabilen bir filmle karşılaştığımda. Bu filmde de sayısız kez çığlık attım -ki bunların yarısına yakınında Umut da benim kadar bağırdı :)-, birkaç kez yüzümü buruşturup istemsizce "Iyyy" dedim, bolca da güldüm. E tamam, başka bir şey beklememiştim zaten. Sinemada gidip para vermeye değmeyebilir, ama evde ışıkları kapatıp sesi de sonuna kadar açıp DVD'den izlemeye değer, özellikle korku/komedi seviyorsanız.


Hiç mi hiç tahmin edilebilir şekilde ilerlemiyor Drag me to Hell. Tamam, sonu hariç belki, ama o da olmazsa olmazdı. Görsel efektler o korkunç müzikle (berbat anlamında değil, korkutucu anlamında korkunç) birleşince tüyler ürpertici bir atmosfer yaratıyor; bir saniye bile rahatça nefes alamıyorsunuz. Aynı anda midenizin bulanmasını engellemek için gözlerinizi mi kapatsanız, gülmekten aktı akacak olan salyalarınızı engellemek için ağzınızı mı kapatsanız karar veremiyorsunuz.

Film "Spider Man'in yönetmeninden..." diye tanıtıldı, ama gerçek şu ki, bu filmin yönetmeni Spider Man'i yapan adam değil. Evil Dead'i çeken adam. Nitekim Sam Raimi bu filmle korku işine geri dönüyor, umalım ki gene bir 20 yıl boyunca ortalardan kaybolmasın (Spider Man saçmalığını görmezden geliyorum evet) ve düşük -sayılabilecek- bütçeli korku filmlerine devam etsin.

3 yorumcuk:

SirEvo dedi ki...

Evlerden ırak bir film. Sadece Sam Raimi yönetti diye şişirildikçe şişirilen bir film. Korku mu yapmışlar Korku-Komedi mi bilemem ama ben zaten Komedi'yle Korku'yu aynı anda hiç sevmem, bu tam rezalet oldu. :D

Korku/Gerilim diye geçmesine sakın kanmayın.

IMDb'de 3 puanı çat diye yapıştırdım.

Hatta şöyle bir yazı da yazmışım o zaman
http://cineshoot.blogspot.com/2009/10/1-iyi-1-kotu-2009-filmlerinden-devam.html

filmcankisi dedi ki...

Korku/Komedi türüne dahil bu film, imdb eksik bilgi veriyor. Eğer bu türü seviyorsanız bu flimi de seversiniz, ben çok sevdim, iğrene iğrene sevdim :) Raimi yönetti diye şişrilmiyor aslında, tam tersi Raimi'nin Örümcek Adam üçlemesi faciasından sonra tekrar aramıza dönüşü sayılabilir bu filim. O yüzden bu kadar seviliyor. Eğer seviyorsanız yerinizden hoplamayı, iğrenmeyi, ama birazda gülmeyi, kendini ciddiye almayan filmleri, bu filme gidin. Ama bu türü sevmiyorsanız hakkaten zamanınızı harcamayın.

Sevgi

coklukisilik dedi ki...

sabahtan beri okuyorum blogu ilk defa şaşırdım. bu filmi ilk olarak sinemada izlemeye karar vermiştik. tabii tahmin bile edemeden hayrını, evde seyrettik. eğer gitseydik her bir kuruşuna acırdım. hayatımdaki en kötü film sıralamasında ilkleri alır.komikti diycem ama değildi bile.saçma bi cümle oldu neyse.